Nedir Bu Nüfus Olayı? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Köşe Yazarları

Nedir Bu Nüfus Olayı?

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

(Yoksa Azınlık-Çoğunluk Sistemine Dayalı Çözüm Mü?)

Bazı konuları ilişkilendirmekte zorluk çekerim. Mesela:


Nedir bu vatandaş yapılması isteniyor denilen 25 bin TC’li olayı? Var mı doğruluğu?

Doğruysa eğer kim istiyor? Hangi siyasi ve sosyoekonomik yarar gözetilerek gerçekleştirilmek isteniyor?

Ankara Ekonomik Protokole böyle bir koşul mu ekledi?

Pekala Sn. Akıncı bu konudan haberdar değil mi ki geçen gün Anastasiadis’le görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, “Kıbrıs müzakere sürecini olumsuz etkileyecek her türlü davranıştan uzak durduklarını” söylemek gereğini duydu. Ve de “25 bin vatandaşlık gündemimizde yoktur” dedi!

CİM KARNINDA BİR NOKTA: Tabi gizlilik içinde sürdürüldüğünden müzakerelerin seyri konusunda sağlıklı yorum yapacak bilgilere sahip değiliz. Fakat ayni müzakereleri “olumsuz etkileyecek” denilen yeni vatandaşlık olayı belli ki “Ankara ile Hükümet” arasında bir olay. Üstelik Ekonomik protokole girdi deniyor. Dahası Anastasiadis’in Kuzey’deki nüfusu dondurmaya, TC kökenlilerden şu kadarının geri gönderilmesini isterken yaşanıyor bu olay! Ve Sn. Akıncı yaptığı açıklama ile şu imajı çakıyor: “Bu 25 binlik vatandaş olayı benim dışımda gelişiyor. Fakat kabul etmem mümkün değil çünkü müzakereleri olumsuz etkileyecek. Rum tarafına da bu konuda yaygara koparacağı bir koz vermek istemem…”

ANLAYAMIYORUZ: Bir kere açık seçik yazalım. Bir milyonluk Rum nüfusu ile olası çözümde tutun ki 300 binle sınırlandırılacak Türk nüfusu gerçeğinde “siyasi eşitliğe dayalı bir federal sistem kurulabilir mi? Kurulamaz çünkü o siyasi eşitliği böylesi bir dengesizlikle kurup çalıştırmak mümkün değildir.”

Kaldı Anastasiadis de ötesi Rum liderleri de oluşacak Federal Sistemi Kıbrıs Cumhuriyetinin devamı olarak kabul ettiklerini sık sık söylemektedirler. KC ise azınlık çoğunluk üzerine kurulmuş bir üniter devletti!

ÖTE YANDAN: Sormak gerekir.

  1. KKTC’nin Güney’e oranla nüfusunun dörtte bir olması alınlara yazılmış değişmez kader midir?
  2. Rum tarafı neden benim nüfus artışımdan bu kadar çok tedirgin olmakta hatta korku gösterilerine yatmaktadır?
  3. Rum tarafı neden TC’nin garantörlüğünün ilga edilmesinde ısrar ederken yerleşikler dediği “TC kökenlilerin” de geri dönmelerini şart koşmaktadır!
  4. Bir gün çözüm olursa Güney Rum Kurucu devleti Kuzey Türk Kurucu devletinin nüfus politikasına yine bugünkü gibi müdahale etmeye devam mı edecektir?

DOĞRUSU ŞU: ne müzakerelerde nasıl gelişmeler olduğunu biliyoruz ne de şimdilerde yine ortaya çıkan şu nüfus konusunda bilgimiz var! Tutun ki (kendim için söylüyorum) “kör ve sağır” müzakereleri izliyoruz! Bir de demezler mi “İnsan kendi kaderini tayin eden akıllı mahlûkattır!” Meğer KKTC’de geçerli değilmiş!

ÖZELLEŞTİRME SORUNU: (UZLAŞMAK İÇİN ZEMİN YARATILMALIDIR!)

TC-KKTC Mali ve Ekonomik Protokolü yeni hükümetin de başını ağrıtmaya devam edecek. Sendikalar daha şimdiden bileniyorlar. Buna karşılık bu konuda “olumlu” diyeceğimiz uzlaşı arayışları da vardır. Ki öyle olması gerekir çünkü artık bu toplumun kavga ederek sorunları çözmeye çalışmasını kaldıracak ne takatı ne de keyfi kaldı!

GÜNDEMDE OLANLAR. İlgili sendikaların açıklamaları ile Hükümet Programından öğrendiğimizce Ekonomik protokol uygulamasına, Kıb-Tek, Telekomünikasyon, Limanlar ve Ercan’la Gümrüklerde “yeniden yapılanmayla” gidilecek. Bu kurumların ilgili sendikaları öteden beridir özelleştirmelere karşı çıkmaktadırlar çünkü “özelden” korkmaktadırlar! Nedir “korkularına neden olan görüşleri?

Bir: Özelleştirmelerle pek çok çalışan otomatik olarak işini kaybedecektir!

İki: “Rekabet mekanizmasını” çalıştırması gereken “özelleştirmeler” KKTC’deki koşullardan dolayı “tekel” durumuna geleceklerdir!

Üç: KKTC’de bizatihi özel sektörün kendisinin yeniden yapılanmasına gerek vardır. Hem çalışma koşulları hem sigortalar hem de maaşlar konusunda!

Dört: Özelleştirmelerle birlikte KKTC’de bir takım yeni “illegal olaylar” baş gösterecek, kaos beterince artacaktır..

MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ: Sendikaların ve bazı siyasi partilerin “özelleştirmelere” karşı çıkmalarını anlarız. Fakat 42 yıldır sözü edilen “kurumlarda” en küçük iyileştirmeler, gelişme ve faydalar görülmezken; şaibe ve töhmet altında kalmalarının da önüne geçilememiştir!

Mesela Limanlar! Gümrükleri ile birlikte alt yapı olarak dökülmelerini bir yana bırakın; üstüne üstlük örneğin Mağusa limanının kurtulmasını “Maraş’la takas” edilmesinde gören “çaresiz” bir görüş vardır! Yani ne pahasına olursa olsun Liman “kısmen bile özelleştirilmesin” derken çareyi de Güney’in himmetinde görmek acizliğinden öte bir alternatif iyileştirme düşünülememektedir!

MESELA: Kıb-Tek, Telekomünikasyon! Sorunlarıyla birlikte devletin kamburu olmaya devam ediyorlar.. İsmet Akim zaten kendi başına bir “özel!” İlle de öyle geldiler öyle mi gitmeliler?

KALDI Kİ: Mesela Kıb-Tek’te sadece tahsilat özelleşecek… Telekomünikasyon alt yapısı ve hizmetleri işletme hakkı devriyle “yap-işlet-devret” modeline dönüştürülecek.. Falan..

Kısaca Asıl yapılması gereken şudur: “Olduğu gibi kalsınlar, özelleştirilmesinler” diyenlerle, “yeniden yapılanmaları gerekiyor” diyenlerin sürdürüp götürdükleri kavga yerine uzlaşmanın yollarını açmak gerekir. Ve “Kamu-Sen’in Yapısal Dönüşüm Programındaki Kıb-Tek, Telekomünikasyon ve limanlarla ilgili Programın tartışıldıktan sonra müzakere edilmesi” önerisine de kulak verilmelidir. Başka türlü uzlaşma zaten sağlanamaz!

KISACA TAKILDIĞIM: (MÜBAREK PİSLİKLERİMİZ ARTIK SAHİLLERDE!)

Her mevsim bir başkadır. Mesela çiçekler açar bahar geldi miydi… Bereketli yağmurları haber verir sonbahar… Kış dediğiniz bir yaz boyunca ağustos böcekleri gibi öten insanların harıl harıl çalışmalara koyulmasıdır… Ve yaz geldi miydi..

Sormayın! Zaten bu ülkede dört mevsim “çevre kirliliği” denilen insan imalatı zibilliklerle uğraşılıyor ya! Kırlar, ovalar, yollar, dağlar… Maşallah deryalar gibi pisliklerle donanırlar! Fakat yaz geldi miydi olancası birden sahillere göç ederler! Müjdeler olsun, milletimize devletimize hayırlı olsun! İşte o kutsal göç yine başladı! “Mübarek pisliklerimiz artık sahillerde!”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar