UBP, CTP’ye ezdiriliyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Röportaj

UBP, CTP’ye ezdiriliyor

UBP

UBP’Yİ EZDİRMEM: Çavuşoğlu, Hüseyin Özgürgün’ün sırf kurultay hesapları yaparak CTP ile hükümete girdiğini ifade ederek, ““elini taşın altına sokan taraf sadece UBP olmamalı, CTP’de elini taşın altına sokmalı. Sokmak istemezse de illa hükümete devam ederiz diye bir kaide yok” dedi
TEK ADAMLILIK ORTADAN KALKACAK: Nazım Çavuşoğlu, Pazar günü yapılacak seçimde genel başkan seçilmesi durumunda UBP içerisindeki tek adamlılığın son bulacağını belirtti. Çavuşoğlu: “Partide 4 aydır Parti Meclisi toplanmıyor, bu durum seçilmem durumunda son bulacak. Ben yaparım zihniyeti bitecek.”

Bertuğ TOPAL
31 Ekim’de gerçekleştirilecek Ulusal Birlik Partisi Kurultay’ında Genel Başkanlığa aday olan Nazım Çavuşoğlu, UBP Genel Başkanı Özgürgün’ün kurultay hesapları yaparak Cumhuriyetçi Türk Partisi ile hükümete girdiğini ifade etti.
Çavuşoğlu, bu şartlarda kurulan hükümet ile UBP’nin CTP’ye ezdirildiğini belirterek “elini taşın altına sokan taraf sadece UBP olmamalı, CTP’de elini taşın altına sokmalı” diye konuştu.
Çavuşoğlu, başkan olması halinde CTP ile tekrardan masaya oturarak eşit şartlarda bir hükümet içni görüşeceğini belirtti.
UBP Genel Başkan Adayı Nazım Çavuşoğlu, Havadis’E konuşarak, seçimlere bir haftadan az bir zaman kala hedeflerini ve UBP’nin geleceğinin başkan seçilmesi durumunda nasıl şekilleneceğini anlattı.


Soru: İlçe Kongreleri gerçekleştirildi. Katılım beklenin altında kaldı. Bazı bölgelerde ciddi sıkıntılar yaşandı Lefkoşa başta olmak üzere. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Çavuşoğlu:
İlçe kongrelerine katılan ve kazanan arkadaşlarımıza demokrasi yarışı için teşekkür etmek isterim. İlçe kongreleri yapıldı ancak görüldü ki bölgelerde yapılmasına rağmen neredeyse yüzde 50’nin altında bir katılım oldu bu da aslında bizim kaç zamandır söylediğimiz sıkıntıların somut örneğini teşkil etmesi açısından dikkate alınması gereken bir süreçtir. Bizim gördüğümüz kadarıyla Hüseyin Özgürgün’ün desteklediği veya ekibinin desteklediği bir çok insana üyelerimiz tepki koydu. Bunun sonucu olarak sandık şekillendi. Benim ifade etmek istediğim ayni üyeler genel başkanlık seçimine Lefkoşa’ya gelme noktasında katılımın daha da düşme ihtimali olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu süreçte partililer kendi aralarında yaptığı tartışmalarda dışarıdan empoze yapılan üyelerin rahatsız olduğu ve bu rahatsız olmalarından dolayı sandığa gitmediği kanısındayım. Ümit ederim ki kendisini UBP’li hissetmeyen birisi varsa bu saatten sonra partinin iradesine karışmayacaklardır. Çünkü ilçe kongrelerindeki tartışmanın bir sebebi az önce saydığım sebep olsa da ikinci sebep de bu demokratik olmayan uygulamalardan dolayı Hüseyin Özgürgün’ün yaptığı uygulamayı benimsemediklerini ortaya koyabilmek adına sandığa gitmeyen de bir çok insan var. Sonuç olarak neresinden bakarsanız bakınız ne Özgürgün’ün övündüğü gelişmeler gerçekleşmiştir ne de istediği sonuçlar sandıktan çıkmıştır. Tümü üyelerin tepkisiyle şekillenen sonuçlardır. Bir kısım üye iradesini sandığa yansıtmayarak tepkisini göstermiştir. Bir kısım üye ise Özgürgün’ün tersine oy kullanmıştır. Ben umut ederim kurultayda da ayni süreç işleyecek ve Özgürgün belki de ikinci tura kalamayan ilk genel başkan olarak tarihe geçecek diye düşünüyorum çünkü üyenin iradesini çarpıtmak adına aldığı tedbirlerin üyenin daha da keskin bir tepkisine neden olduğu apaçık ortaya çıkmıştır. Ve çok ciddi bir değişim mesajı vermiştir UBP’nin oy kullanan üyeleri. Bir çok ilçede ilçe başkanları tüm ilçelerde kadın kolları, gençlik kolları bu değişikliklerin lideri pozisyonunda olan Özgürgün’ün de bu değişim rüzgarından nasibini alması gerekiyor. Benim temennim ikinci turda değil ilk turda bu değişimin yapılması yönündedir.
Soru: Hüseyin Özgürgün çeşitli çevreler tarafından parti yönetimi konusunda yaptığı icraatlar nedeniyle “tek adamlılık” ile suçlanıyor. Siz buna katılıyor musunuz?
Çavuşoğlu:
Kesinlikle partide tek adamlılık vardır. Zaten bizim aylardır partide feryat ettiğimiz ve dışarıda söylediğimiz Sayın Özgürgün’ün kendisini yetkili kurulların üzerinde gördüğü ve partiyi şirket gibi yönetmeye çalıştığıdır. ‘Ben aldım ben atarım, beğenmezsen mahkemeye git’ tarzındaki tavırları şahsıma demiştir. Partinin yetkili kurullarını ve parti meclisini dört aydan beridir toplamamaktadır. Partinin MYK’sını baskı altına almaya çalışmaktadır. Partinin milletvekillerini kontrol ve baskı altında tutmaya çalışmaktadır. Bizim adaylıklarımızı da değişik sebeplere bağlayarak demokratik bir yarış değil de menfaat yarışı gibi göstermeye çalışıyor. Dolayısıyla zaten bu tavrı sergileyen kişi “burası benimdir benden başkası gelemez” acizliğine düşmüş demektir. Ve demokrasiyi içselleştirmediği için partiyi demokratik çarklarını çalıştırmamakta ve kendisini bir şirketin patronu görerek partiyi de o şekilde yönetmeye çalışmaktadır. Bu tek adamlılığa karşı ilk darbe ilçelerde verilmiştir.  Bu rüzgar Özgürgün’e geldiğinde fırtınaya dönüşecektir. Partinin duyarlılığına da bu yönde güveniyor.

Soru: Yaklaşık 3 aydır seçim çalışmalarınız sürüyor. Son haftaya girildiğinde nasıl görüyorsunuz genel havayı?
Çavuşoğlu:
Seçim çalışmalarını sürdürürken Özgürgün’den memnun olan hiç kimse olmadığını görüyoruz. Genel başkanlığı ve liderliği yapamadığı ve ekip ruhuyla çalışamadığını söylüyor insanlar. UBP’yi geleceğe taşıma noktasında bir başarı beklenmediğini görüyoruz. Özgürgün’ü şu anda kendine göre ayakta durduğunu söylerken aslında üyeler genel başkana nezaket göstermek adına güler yüz gösterdiğini görüyoruz. Ziyaret ettiği yerlerde baktığınızda var olan üyelerin yüzde 10’u bile kendisini dinlemeye gelmiyorlar. Özgürgün’ün genel başkanlığı UBP’lilerin beyninde bitmiştir. Sadece biz kalan 31 Ekim günü o yetkisini elinden almaktır.
UBP’de genel başkanlık yarışında olan arkadaşlarla dört aydır adaylıklarla ilgili kurultayın nasıl yürütüleceği ile ilgili hiçbir görüşme yapmayan ve kendi yandaşlarına üye yazdırmakla uğraşan bu yaklaşım kurultayda da nasıl oy kullanılacağı kurullara ait olmasına rağmen Özgürgün kendisi bunu belirledi. Bu yetki tamamen Parti Meclisi’nindir. İradenin sandığa yansıması çok önemlidir. İradenin ayağına gitmek gerek. Benim bu konuda yaptığım açıklamayı da reddetti. Bunu neden reddettiğini açıklaması gerekir. Özgürgün kendi yazdırdığı üyelerle belli ki kendisine avantaj yaratmaya çalışıyor.
Soru: İddianıza göre Özgürgün kendi yandaşlarını üye yazdırarak seçim kazanmaya çalışacak. Sizin bu konuda korkunuz var mı?
Çavuşoğlu:
Bizim bu konuda korkumuz yoktur. Çünkü Özgürgün bunu yaptı avantaj elde etmek için yaptı ama o kadar hesapsız yaptı ki bu sefer kendi yazdığı üyeler ya sandığa gitmeyerek ya da kendisine karşı çalışarak demokrasi çalışsın tepkisini gösterdi. Dolayısıyla Özgürgün’ün korkuları kendisinin başına gelecektir. Almaya çalıştığı tedbirler zaten korkularının sonucuydu. Bizlerle diyalogdan vazgeçmesinin tek sebebi genel başkanlığı kaybetme korkusuydu ve bu korkusu da inşallah başına gelecek.
Soru: Hükümetin 3 aylık dönemi geçti. Hükümetin bu süre zarfındaki icraatlarını nasıl değerlendirirsiniz? Özgürgün’ün hükümete girmesini diğer adaylar gibi siz de kurultay hesabı gibi mi görüyorsunuz?
Çavuşoğlu:
Hükümette bugüne kadar herhangi bir icraat göremedik. 3 aydır ben UBP’nin Grup Başkan Vekili’yim gördüğüm ve duyduğum hiçbir icraat yok. Olmayacağını da hükümet programı okunurken söylemiştim. Ben bu kadronun bu şekilde söyledikleriyle yaptıklarının uyuşmadığını gören birisiyim. O zaman da hükümet programı eleştirilerimde bunu görebilirisiniz. Hükümet programı icraat için değil toplumu ikna etmek için yapılmış bir programdı. Çünkü o günden bugüne gerek UBP’nin gerekse CTP’nin iç tartışmalarının sonucu kadroların şekillendiği de taraflar tarafından bir şekilde ya ifade ediliyor ya da gösteriliyor. Tek icraatları öğretmenlerin hazırlık ödeneklerini kesiyorlar, Hayat Pahalılığı insanlara popülist şekilde verilmeye çalışılıyor. İcraat bunlarsa bunların hiç biri halkı mutlu eden icraatlar değildir. Şu anda bizim kanadımıza bakacak olursak onlarca kişiye müsteşarlık sözü verdiği. 1 Kasım’dan sonra kendilerini müsteşar yapacağını söylediği onlarca müdürümüz var.
Soru: Olası bir genel başkanlık değişiminde başa gelmeniz durumunda hükümet ile ilgili tavrınız ne olacak? Hükümet ayni şekilde devam mı edecek yoksa tekrardan CTP ile müzakere masasına oturacak mısınız?
Çavuşoğlu:
Aslında ben hükümete eşit şekilde girmek kaydıyla destek vermiş biriyim. Bana göre hükümete kurultaydan sonra eşit şekilde girilebilirdi. Özgürgün’ün kurultay baskısı ve korkusu altında CTP’ye bu kadar taviz vererek girmesinin de önüne geçilebilirdi. Dolayısıyla biz hükümete kurultayımızı daha erken yaparak daha güçlü bir şekilde girilebilirdi. Bana göre en büyük yanlış budur. Daha doğrusu temsiliyetinizi koruyacak şekilde her zaman hükümete girilebilir. UBP her zaman elini taşın altına koyabilir. Ama ortağı da taşın üzerinde oturmayacak. Ortağı da elini taşın altına koyacak.
Soru: Özgürgün’ün bu şekilde hükümete girerek UBP’yi CTP’ye ezdirdiğini düşünüyor musunuz?
Çavuşoğlu:
Evet bence şu anda UBP, CTP’ye bu hükümetle ezdiriliyor. Çünkü DP’nin 12 milletvekili ile aldığı yetkileri 8 milletvekili ile koruduğu yetkilerini biz 18 milletvekili ile alamadık. Dolayısıyla o anlamda bakıldığında UBP’nin aldığı bakanlıkların zaten icraat yapma pozisyonları da başka bakanlıklara bağlı olduğu için hareket kabiliyeti de çok düşüktür. Karşılıklı duracak kadar eşitlikte değil bu bakanlıklar. Kurultay korkusuyla eşit olmayan bir hükümete girmememiz gerekirdi. 31 Ekim’den sonra biz hükümetin gidişatı ile ilgili yapacağımız değerlendirmelerde tamamen az önce ifade ettiğim kriterleri de dikkate alan ve bu kriterleri masada özümsemiş ve bunların bakanlıklara yansımasını sağlamış bir hükümete girmede sıkıntı olmaz. Ama biz hükümete gireceğiz adı altında da UBP’nin temsiliyet hakkının yıpranmasını kabul edemeyiz. CTP, UBP’nin haklarını iade edecek. İade etmesi halinde biz hükümete devam ederiz. Ama onların da eli taşın altında olacak.
Soru: Özgürgün’e karşı diğer altı aday bir birlik içinde gibi görülüyor. Eğer Özgürgün, diğer adaylardan biriyle ikinci tura kalırsa Özgürgün’ün karşısında bir ittikaf kurulması söz konusu mu?
Çavuşoğlu
: Ben kendi adıma konuşabilirim . ben Özgürgün’ün ikinci tura kalmayacağını düşünüyorum. ancak kalır ise ve ben kalmam, ben Özgürgün’e oy vermeyeceğim.
Soru: Kıbrıs sorununda ciddi bir aşamaya geçiliyor artık. Seçilirseniz UBP’nin duruşu nasıl olacak?
Çavuşoğlu:
Kıbrıs konusunda sürdürülebilir bir anlaşmanın sanırım KKTC vatandaşı olan ve burada garantör olan Türkiye’nin de içerisinde olduğu bir anlaşmadır. Biz sürdürülebilir bir anlaşma klasik olarak Kıbrıs Türkü için kırmızı çizgi olan iki bölgeli, iki toplumlu iki egemenliğine dayalı, Türkiye etkin ve fiili garantisi altında, KKTC vatandaşları arasında ayrım yapmayan bir anlaşmaya her zaman destek olmaya devam edeceğiz. Ancak şu anda genel başkanımız Özgürgün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitti ve çıktığında dedi ki “endişe edecek bir şey yok”, kabinedeki bir başka arkadaşımız açıklama yaptı ve “Kıbrıs konusunda konuşursam hükümet bozulur” yönünde bir yaklaşım ortaya koydu. Biz Akıncı’yı Meclis Genel Kurulu’nda dinlediğimizde biz bazı endişelere düştük dolayısıyla UBP’nin olmazsa olmazı olan Kıbrıs konusunun sağlıklı sürdürülmesi, Kıbrıs Türkü’nün haklarının korunması konusunda partimizin üzerine düşen her türlü görevi yerine getireceğiz. Hükümet anlayışından ayrı bir statüde sürdürülmesi gerekiyor. Hükümet iniş çıkışlarından veya parti içerisinde çekişmelerden ayrı sürdüreceğiz bu konuyu.
Soru: Türkiye’den KKTC’ye gelen suyun yönetimi ile ilgili gerek hükümet içerisinde gerekse bir çok çevrelerde suyun yönetilmesiyle ilgili ciddi ayrışmalar var. Seçilmeniz durumunda ne olacak UBP’nin tavrı bu konuda?
Çavuşoğlu:
Su konusunda KKTC halkının kurduğu Türkiye’nin destekleriyle geldiğimiz bugünlerde kurduğumuz devlete inanan biri olarak bu ülkede böyle büyük projeleri bizim yönetmemiz gerektiğini hep söylüyorum hep de söylemeye devam edeceğim. Ancak bizim de artık bu ülkede bu projeleri yönetecek durumda ve özveride olmamız gerektiğini söylüyorum. Çünkü geçmişte böyle büyük işletmelerimizin tümünü gerekçesi ne isterse olsun batırdık. Dolayısıyla bir çok insanın suyun yönetilmesiyle ilgili bir çekincesi vardır. benim de endişelerim vardır ama ben bu devlete inanan biri olarak ‘ben bu işi yapamam, başkası yapsın’ diye bir yaklaşım ortaya koyamam. Kendi kendimiz e çeki düzen vererek bu suyu en iyi şekilde ve en rantabıl şekilde bizim yönetmemiz gerek.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar