Ne demek, “Açık- kapalı Maraş…” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Mart 19, 2024
Köşe Yazarları

Ne demek, “Açık- kapalı Maraş…”

Hüseyin Ekmekçi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cenevre’de devam eden müzakerelere bomba gibi düşecek bir açıklama yaptı…

“Yok öyle Karpaz falan…” diye girdi…


Askerin adadan ilanihaye çekilmeyeceğini söyledi…

Devamında da şunu belirtti:

“”Eğer Maraş’ı tamamen halkın istifadesine sunmak istiyorsanız Erenköy-Güzelyurt birleştirilip KKTC’ye bırakılır, açık-kapalı Maraş Güney Kıbrıs’a bırakılır. Karpaz’ın bir bölümü bize bırakılsın derlerse böyle bir şey söz konusu olamaz.

Sahil şeridinde şu kadar olsun bu kadar olsun diyorlar, Annan planının artık geçerliliği yok Bir dönem KKTC başkanlık yapıp dört dönem Rumlar yapacak diyorlar, böyle bir şey de söz konusu olamaz.

Bir dönem Türk tarafı yönetimi alacak iki dönem Rum yönetimi alacak, adil olan budur dedik.”
Açıklamalar bu…

“Erenköy bölgesini alalım…” lafı öne çıktı da…

Maraş kısmı yeterince tartışılmadı…

“Açık Maraş” dediğiniz…

16 bin kişi…

Kıbrıslı ve Türkiye’den göç edenler bir arada yaşıyor.

Önemli bir kısmı seracılıktan yaşamını kazanıyor…

Erdoğan diyor ki, “Verelim açık- Kapalı Maraş’ı, Erenköy’ü alalım…”

Nasıl yorumlamak gerekir?

Bir taraftan “veren”, diğer taraftan da “alan” olarak aslında hem Kıbrıslılara hem de Türkiye iç kamuoyuna mesaj veriyor.

Düşünsenize…

Yüzde 19 civarında koçanlı malı olan…

1974 sonrası yüzde 36 malın yönetimini yapan…

“Toprak verecek” diye beklenen Türk tarafı…

Çözümle birlikte “toprak da alıyor…”

Bunun psikolojik etkilerini düşünebiliyor musunuz?

Bir çok Rum, “Toprak vereceksiniz” denildiği için dumura uğramış durumda…

Bildiğin şok…

Zor bir süreç…

Bu süreçte yapılan her açıklama da, “Biraz iç kamuoyuna…”

Biraz pazarlık payı…

Biraz yalan…

Biraz gerçek…

Sorun ise, “niyet”…

Hem masada olmak, hem de “çözüm olmayacak şekilde öneriler öne sürmek” aslında masayı berhava etme anlamı taşır.

Bu nedenle ben, “açıklamalarda” değil, masada olanlara odaklanmak isterim.

Çözüm halen mümkün…

Ve Kıbrıs’ta “federasyon konuşma” sürecinin de sonuna geldik gibi.

Ya çözülür federasyon olur…

Ya da çözümsüz kalır başka şeyler konuşulur.

Ben halen daha, “federasyon dışında” bir alternatifin Kıbrıslı Türkler başta olmak üzere, “herkesin kazanacağı” bir formül olduğunu düşünmüyorum…

 

Erenköylülere şaşırdım…

Şaşırdığım bir nokta da Erenköy…

Örneğin…

Bırakın Mustafa Akıncı’yı…

Örneğin Derviş Eroğlu, “Köyü boşaltın, eski evlerinize gidiyorsunuz” dese…

Kılını kıpırdatmayacak insanlar tanıyorum…

Türkiye Cumhurbaşkanı söyleyince…

Sevinçten gözleri yaşaranlar oldu…

Bu da KKTC’deki “siyasetçiye güven, adalı yöneticilere aidiyet” açısından sorgulanması gereken bir unsur…

Enteresan olan soru da şu:

“Erdoğan’ın hayır dediği bir anlaşmaya Kuzeyden evet çıkar mı?”

Bunu tartışması gereken de bana göre yine Kıbrıs Türk soludur… Entellektüelleri ve ilericileridir…

PM’den de istifa etti

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin, Enerji Anlaşması’na hem komite aşamasında, hem MYK’da, “evet” demesi… Hasan Ulaş Altıok’un MYK’dan istifası ile sonuçlandı… Altıok ile dün Havadis TV’de bir araya geldik… Direk sordum: – Sadece MYK mı? PM’den de istifa edecek misiniz? Muallak bir cevap aldım: – Alacağım karar, partimi rahatlatacak bir karar olacak… Altıok, “Hayır” demedi… “Parti içerisinde mücadele edeceğim” de demedi… Ne kalıyor geriye… PM’den de istifa… Altıok, bugün PM’den de istifa ediyor… Partililere olan saygısı nedeniyle, PM toplantısına istifasını yollamayı uygun bulduğunu düşünüyorum… “Savunamayacağım bir görüş ve benim için hayati…” diyorsa… CTP’ye de istifayı kabullenmek kalıyor…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar