Anastasiadis Tehlikeli Sularda Yüzüyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Anastasiadis Tehlikeli Sularda Yüzüyor

Erdoğan ÖzbalıkçıErdoğan Özbalıkçı

Türkiye’deki referandum’un yapılmasına kadar, Kıbrıs’ta önemli bir gelişme beklemek, hayalciliktir.

Ancak, referandumun yapılacağı tarihe kadar, çözüm masasının berhava edilmesi  ve suçun diğer tarafa atılmasıyla ilgili, KLASİK OYUNLAR yeniden başladı.


Bu klasik oyunlarda, Rum tarafının, ELAM’ın meclise getirdiği ENOSİS Plesibitinin okullarda kutlanması kararı, ortalığa bomba gibi düştü.

Türk tarafı, bu kararın, çözümle birlikte, okullardaki ortak müfredat uygulamalarıyla, etkisiz hale getirilebileceğini çok iyi bildiği halde, gerilimi tırmandırma siyasetini,  bu dönem için daha doğru görmüş olacak ki, bu karar kaldırılmadan masaya dönmeyeceğini ilan etti.

Her iki toplum lideri, gerilimin, her iki lideri de yok edecek bir silah olduğunu kavramamış olacak ki, arka arkaya ters ve yıkıcı konuşmalara devam ediyorlar.

Anastasiyadis’in son olarak, Akıncı’nın hassas olduğu SİYASAL EŞİTLİK’le ilgili konuşması,  ENOSİS kararından sonra, her iki toplum arasındaki ilişkilere vurulan  ikinci önemli   darbedir.

Kıbrıs Türkleri, 1960 tan beri, azınlık değil, Rum toplumu gibi, eşit haklara sahip bir topluluk olduğunu, Rumlara kabul ettirmek için mücadele etmektedir.

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası da, Türk toplumuna yönetimde önemli haklar vermekte ve Cumhurbaşkanı yardımcısını Türk tarafına bırakmaktaydı.

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Yardıcısının önemli kararları VETO etme hakkı, yasal bir haktı.

1960 Anayasasına göre, Kıbrıs’ın başka bir devlete bağlanma kararına karşı, Garanti ve İttifak Anlaşmaları ile 3 Garantör ülkeye, bozulan nizamı tesis etmek için, MÜDAHALE HAKKI tanınmaktaydı.

15 Temmuz 1974 Yunan Darbesinin ardından, 20 Temmuz’da Türkiye’nin giriştiği askeri harekat, Garanti Antlaşmasından doğan uluslar arası bir hakkın kullanılmasından başka bir şey değildi.

Bu harekatın, daha sonra şekil değiştirerek, ADANIN FİİLİ OLARAK BÖLÜNMESİNİ getirmesi de,Garanti Antlaşmasının uygulanmasının bir sonucudur.

Anastasiadis ve Akıncı’nın tehlikeli sularda yüzme stratejisi,  ortalığı germekte ve her iki taraftaki çözüm yanlılarında umutsuzluk yaratmaktadır.

Ancak, dikkate alınması gereken ana dinamik, GÖZDEN KAÇIRILMAKTADIR.

Kıbrıs Sorunu, Kıbrıslı liderlerin isteğine göre yönlendirilebilecek bir sorun değildir.

Geçmişte Rum liderler, Türk liderler olsun, çözüm karşıtı tüm liderler, DIŞ DİNAMİKLER tarafından etkisizleştirilerek, taraflar masaya  ZORLA  oturtulmuşlardı.

Makarios’un tüm direnmelerine rağmen, Lozan ve Zürih Antlaşmaları, taraflara, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından ZORLA kabul ettirilmişti.

DENKTAŞ’ın da Erdoğan tarafından nasıl pasifize edilerek , EVİNE GÖNDERİLDİĞİ unutulmamalıdır.

Şimdi de aynı süreç yaşanmaktadır.

Nisan ayının sonuna kadar, iki lider arasındaki gerginliği giderici adımlar atılacak ve bu sağlanacaktır.

Özellikle Anastasiyadis, yeniden uzlaşıcı çizgiye getirilmez ve Cumhurbaşkanlığı seçimini esas alan bir stratejide ısrar ederse, Türkiye tarafından, kendisine karşı oluşturulacak, Yıldırma stratejisinden ve Gerginlik politikasından , büyük yalnızlığa itilecektir.

Bölgedeki tüm gelişmeleri belirleyecek olan güç, Amerika ve Türkiye’dir. Bu gelişmeler, içinde İsrail’in çıkarlarının da yer aldığı, Doğu Akdeniz Enerji kaynaklarının  ve ikmal yollarının , AB’ye ulaştırılması esas alınmaktadır.

Anastasiyadis ve Akıncı , konuşmaları ve politikalarıyla bu stratejiye zarar verir noktaya geldiklerinde, mutlaka gerekli uyarı ve cevabı alacaklardır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar