Yine Mülkiyet TÜRK GÖÇMENLERİN MAĞDURİYETİ - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Yine Mülkiyet TÜRK GÖÇMENLERİN MAĞDURİYETİ

Son günlerde, çözümün faturasını halka yükleme konusunda görüş belirtenler çoğalmaya başladı.
Bu bakış açısıyla çözüm değil, yeni gelecek olan PLANA HAYIR sağlanabilir.
Çözüm ,geleceği kazanmak ve dünya ile bütünleşmek olduğu kadar, insanların bugün sürdürdükleri yaşamı daha ileriye taşımayı da içermelidir.
Kıbrıs Türk aydınları ne yazıktır ki, 1963-74 döneminde Kıbrıs Türk toplumunun üretimden kopartılarak gettolarda yaşam savaşı verdiklerini, tartışmalarda ön plana getirmemektedirler. Bu Gettolardaki yaşam, Türk toplumunun ekonomik olarak gelişmesini engellemenin yanında, Rum toplumuna karşı GÜVENSİZLİK PSİKOLOJİSİNİ de geliştirmişti.
Gettoloardaki yaşamın oluşmasında, gerek Türk ve gerekse Rum faşist gruplarının hezeyanları,  MEĞALO İDEA’ları veya TAKSİM HAYALLERİ, bu adada ekonomi politik’te de büyük kırılmaların yaşanmasına neden olmuştu.
1974 sonrasında, özellikle Kuzey’e  GÖÇ ETTİRİLEN  Kıbrıs’lı Türklerin Rum toprakları ve işyerleri üzerinde bir yaşam kurmak için çırpınmaları, bugün daha farklı şekilde ele alınmalıdır.
Şahsen ben, çözümle birlikte Rum toprakları ve evleri üzerinde kalınmamasını savunan bir birey olarak, YER DEĞİŞTİRECEK olan Kıbrıs Türklerinin rehabilitasyonu konusunda, Türk aydınların ve görüşmecilerin yeteri kadar çalışmadıklarını, bu konulara yönelik politika geliştirmemelerinin bedelinin ağır olacağını düşünenlerdenim.
Çözümün maliyeti sıradan insanların mağduriyetiyle sağlanamaz…
Çözüm , tek tek insanların benimseyeceği, mağduriyet yerine UMUT’un ön planda olacağı alternatifler yaratılırsa gerçekleşir.
Özellikle kırsal alanlarda insanlar, olaylara ve Kıbrıs Sorununa, toplumsal çıkar yerine kendi daracık çıkarları penceresinden bakmaktadırlar…
Denktaş ve ondan sonra gelenlerin, Türkiye bürokrasisiyle iç içe, azgınca Rum mallarını yağmalatması,  GELECEKTE söz konusu olacak çözümü berhava etmek için döşedikleri mayınlardan başka birşey değildi.
Şimdi, hem bu mayınların yıkıcı etkisini ortadan kaldırmak ve hem de Türk toplumunun, çözümle birlikte yaşayabileceği ekonomik ortamı, doğru bir şekilde sağlamak, özellikle GÖRÜŞMECİ HEYETİNİN becerikliliğine ve yeni çıkış yolları üretme potansiyeline kalmıştır.
Yeni çıkış yolları yaratılmadan, kimsenin kurmuş olduğu düzeni bozup, bilinmeyene yelken açmasını beklememeliyiz.
Zaten, YÖNETİMİ paylaşmak noktasından uzaklaşıp, Kıbrıs Sorununu mülkiyet meselesine indirmeye çalışanlar, EKONOMİ –POLİTİK’in belirleyici yapısını da çok iyi bilmektedirler.
Mülkiyet, kardeşi kardeşe düşman edecek potansiyeli taşırken, bu sorunun çözülmemesi için , araya IRKSAL POLİTİKALAR da eklenince, gerçekten tehlikeli bir MAYIN’a dönüşmektedir.
Bu tehlikeli Mayın’ın etkisini en aza indirebilecek politikaları yaratmak, sanıldığı kadar kolay değildir.
Mülkiyet konusunda, halkın ikna edilmesinde temel araç, ne yazık ki, PARA’dır. Bu para bulunmadan, ortaya konacak hiçbir plan, her iki tarafın EVET’ini kolay kolay kazanamaz.
Artık, yer değiştirecek olan insanların YENİDEN REHABİLİTASYONU’nu, İŞ VE KONUT HAKKINI daha ciddi temelde ele alıp, bu konuları RUM TOPLUMUYLA BİRLİKTE çözme aciliyeti birincil görev olmuştur.Bundan kaçış için çeşitli gerekçeler uydurmak, çözümü istememekdir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar