YILDIZLARIN ALTINDA - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

YILDIZLARIN ALTINDA

Gökyüzünde ışıl ışıl parlayan samanyolu.

Milyonlarca yıldız köz kırpar gibi bir yanıp bir sönüyor.
O muazzam kozmos, uzansanız tutacakmışsınız hissi veriyor.
Gece, o denli kozmosun parçası olduğumuzu anımsatıyor.
Adına dünya denilen bu büyük yerküre sonsuz evrende bir nokta kadar büyüklükte değil ama bu devasa gerçek bile evrenin bir parçası olduğumuzu değiştiremiyor.
Tıpkı yerkürede bir nokta kadar hükmümüz olan bizim kendi gerçeklerimizi değiştirmediğimiz gibi.
Aysız bir geceydi.
Denizden ürperten bir rüzgar esiyordu. Ağustos’un ortasında ürpermek hoş bir duyguydu.
Plastik sandalyeler üzerinde tünemekten ibaret dinlencemizi nihayetlendirip, alev kusan beton odamıza çekilecektik uyumak için.
Duvarda gürültüyle homurdanan klimanın insafına sığınıp sabahı dar edecektik.
Oysa, dışarıda ışıl ışıl samanyolu bizi çağırıyordu.
Ürperten rüzgarın daveti vardı, kayalarda yankılanan dalgaların sesiyle birlikte.
Kuralları yıktık ve çiltemizle birlikte firar ettik odadan.
Haylazlık yapan çocuklar gibi ayak ucuna basarak 2 katlı binanın damına çıktık.
Ve sırt üstü yatıp, hayallere daldık.
Kayıp giden yıldızların peşisıra dilekler tuttuk.
Minicik adalara sevgililerin isimlerini veren denizciler gibi yeniden isimlendirdik gökyüzü coğrafyasını.
– “Oralarda birileri var mı ve şuan bizi görüyorlar mı?” diye düşündük.
Sonra kozmosun kucağında sabaha kadar uyuduk.


       ***

Çocukluğumuzda yaz tatillerinde Poli’ye giderdik.
Demir “karyolalar” sıra sıra dizilirdi avluya.
Ağaçların altında olmamasına özen gösterilirdi gece kuşlarının şerrine uğramamak için.
Trodos’tan esen soğuktan korunmak için yorganlar, adeta yağmur gibi yağan nem içinse naylonlar.
Kerpiç olmasına rağmen alev alev yanan odalara inat sabaha kadar deliksiz bir uyku.
Toplumlararası çatışmalara rağmen eskiden çok yaygındı avluda veya damlarda yatmak.
Zengini de fakiri de bunu yapardı.
Yılın 5 ayı dışarıda gecelenirdi.
Doğaya inat değil onunla uyum içinde yaşanırdı.
Mehtap, yıldızlar ve kozmos inanılmaz bir konfor sunardı insanoğluna.
Doğal  yollardan serinleme ve sonsuz hayaller kurma fırsatı.
Yıldızlara bakarak, binbir hayaller kurarak, derin bir uykuya dalmak.

       ****

Beton binalara tıkıldık.
Yaz ortasında bile pencereleri ve kapıları sıkı sıkıya kapatıp klimalardan medet umduk.
Önce hayallerimizi kaybettik.
Sonra ruhlarımızı.
Bırakın yıldızların haritasını, oturduğu yerin haritasını bile bilmeyen nesiller yetiştirdik.
Hayaller kuramayan, dünyasının farkında olmayan, samanyoluna uzaktan bile bakamayan nesiller.
Her taraf dört duvar.
Kafaların içi dört duvar.
Başkalarında aramayın suçu.
Kendi gönüllü tutsaklığımızın gönüllü gardiyanlarız biz.
Kozmosun sınırsız özgürlüğünün hilafına…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar