Yerel yönetimler reformu… Gerçekler… İrade… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Yerel yönetimler reformu… Gerçekler… İrade…

Hüseyin Ekmekçi

Belediyelerin sosyal sigorta, ihtiyat sandığı ve gelir vergisi borçları yeniden gündem oldu.

2016’da belediyelerin de onayı ile devlet katkıları mahalli gelirlerin % 9,25’ine çıkarılırken 2018 itibari ile söz konusu borçlarının taksitlendirilmesi de kararlaştırılmıştı.


Gelinen aşamada belediyeler bu taksitleri ödeme gücünden yoksun olduklarından mahkemeye başvurarak ara emri alınmasını sağladı.

Yerel yönetimlerin ıslahını sağlayacak düzenlemelerden merkezi hükümetler sorumludur.

Belediyeler batmamak için çareyi mahkeme kararıyla ödemeleri durdurmakta buldu.

Kimse “belediyeler yanlış yaptı” demesin!

Belediyeler bunu çaresizlikten yaptı…

Kısır tartışmalarla yeterince vakit kaybetti toplumumuz.

Şimdi akılla yerel yönetimler reformunu konuşmak, somutlaştırmak ve belediyelerimizi kalkındırmak zorundayız.

Bu yazıyı kaleme alırken derdim biraz da bu…

 

Reformdan korkulmamalı

Yerel yönetimler reformu denildiği zaman akla gelen ilk prensip ülkemizde belediyelerin sorumlu oldukları sınırlar içerisindeki altyapı ve çevre sorunlarıyla baş edebilecek kapasiteye ulaşmasıdır.

Belediyelerin altyapı hizmetleri denilince ise ilk akla gelen su ve kanalizasyon hizmetleridir.

Hani belediye sayısının azaltılması konuşuluyor ya…

Su ve kanalizasyon alanında 28 belediyenin tümünün birleşmesi durumunda dahi Avrupa standartlarında hizmet sunulabilmesi için ihtiyaç duyulan altyapı yatırımını gerçekleştirebilecek mali güç oluşmuyor.

Belediyeler bir yana, devletin kendisi de yaklaşık 1 milyarlık yatırım maliyetini karşılayabilecek durumunda değil.

Bu koşulları değerlendiren CTP-UBP hükümeti, belediyeleri de dışlamadan su ve kanalizasyon altyapısının tamamlanabilmesi için zor bir karara imza atmıştı.

Kısaca özetlemek gerekirse merkezi hükümet şu kararları almıştı:

  • KKTC sınırları içindeki tüm su dağıtımı, yağmur sularının toplanması, kanalizasyon ve kullanım suyunun arıtılarak tarımda kullanılması hizmetlerini kapsayan bir kamu-özel işbirliğine gitmek,
  • Yap-işlet-devret modeli ile belediyelerin gerçekleştiremediği yatırımların hayat bulmasını sağlamak.
  • Suyun ve kanalizasyon hizmetlerinin fiyatlandırılmasının ve hizmet karşılıklarının tahsil edilmesinin Su İşleri Dairesi veya kurulacak Su Kurumu tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak.
  • Belediyelerin Su Kurumunun yönetiminde ve ihaleyi kazanacak olan işletmenin yönetiminde temsil edilmesini, ihale sürecinde de Merkezi İhale Komisyonu çatısı altında yürütülecek çalışmada etkin rol üstlenmesini sağlamak.
  • İhale gerçekleşene kadar belediyelerin su dağıtımında belediyelerin bu hizmete sunmaya devam etmesini ve yeni kurulacak sisteme başvuru hakkının belediyelere sunulmasını sağlamak.
  • İşletmenin elde edeceği cironun % 12’sinin belediyelerin büyüklüklerine göre belediyelere katkı payı olarak sunulmasını sağlamak.
  • İşletmede çalışacak personel belirlenirken belediyelerin mevcut su birimlerinde çalışan personelin öncelikli olarak değerlendirilmesini sağlamak.
  • Belediyelerin diğer tahsilatlarından da işletmecinin sorumlu tutulmasını sağlamak.

 

 

Su konusu hayati önem taşıyor

Bu koşullarda yerel yönetimler reformu denildiği zaman ilk akla gelen şey su konusunda belediyelerin takınacağı tavır.

Haziran 2018’de gerçekleştirilecek seçimde halkımız bu konuda adayların ne söylediğini yakından izleyecek.

Kuru inatla, mevzubahis altyapı yatırımını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyulan finansman kaynağını somut bir biçimde göstermeden, yeni su sistemine giriş konusunda şov yapacak olan, yan çizecek olan tüm adaylara halkımız “hade mahalleye” diyecek.

CTP’nin Türkiye ile takıştığı nokta tam da bu idi:

Demokrasi işlesin, kimse kimseye dayatma yapmasın, son kertede halk karar versin.

İşte halkın karar gününe 5 ay kaldı…

 

Su tamam da… Sonrası?

Yerel yönetimler reformu denilince akla elbette ki sadece su ve kanalizasyon hizmetlerinin sunumu gelmemeli…

İşin başka boyutları da var.

Belediyelerde düzeltilmesi gereken en önemli sorun nepotizmdi.

Yani istihdamlar…

CTP- UBP hükümeti döneminde bu alandaki reformun bir bacağı tamamlandı.

Yapılan düzenleme ile belediyelerin bütçesinde personel harcamaları % 50’yi aşamayacak şekilde yasal zorunluluk getirildi.

İkinci bacak:

İdari kapasite oluşturulması ve söz konusu % 50’yi aşamayacak personel harcamaları ile nitelikli istihdama ağırlık verilmesinin sağlanması.

Bunun için norm kadrolar belirlenmeli, idari ve mali konularda şeffaflık ve hesap verebilirlik kuralları düzenlenmeli.

Belediyelerin faaliyetlerine ve mali tablolarına ilişkin ayrıntılı bilgi içeren faaliyet raporları her yıl en geç Nisan ayı içerisinde internet sitelerinden yayınlanmalı.

Yerel yönetimler reformu tasarlanırken en çok dikkat edilmesi gereken nokta ise belediyelerin öz kaynak gelirlerinin artırılması olmalı.

Merkezi hükümetin bazı görev ve sorumluluklarını yerel yönetimlere devretmesi, emlak vergilerinin yeniden düzenlenmesi ve benzeri konularda kafa kafaya verilmeli ve radikal kararlar alınmalı.

 

Ya belediye sayısı?

“Belediye sayısının azaltılması” meselesi ezberlenmiş bir slogan gibi sürekli tekrarlanıyor.

Hâlbuki esas mesele bilhassa su ve kanalizasyon altyapısı için öngörülen yeni düzenlemenin ardından her bir belediyenin öz kaynaklarını nasıl artırabileceği ve kaynaklarını en etkin ve verimli şekilde nasıl kullanacağı sorusuna ortak akılla yanıtlar üretilebilmesidir.

Eğer bu konudaki çalışmalar neticesinde sayıyı azaltmak mantıklı bir alternatif olarak görülecekse, bunun yapılması şart.

Ancak hiç kimse belediye sayısı azalacak ve halkımıza sunulan yerel hizmetlerde kalite artacak gibi bir ezber üzerinden konuşmamalı.

 

Borçlar ödenemiyor

Belediyeler devlete eski borçlarını yasaya rağmen ödeyemeyince yerel yönetimler reformu tekrardan gündeme geldi.

Buzdağının üstünde bu var.

Buzdağının altında ise su meselesini içinde barındıran yerel yönetimler reformu!

Yıllardır yaptığımız hatayı tekrarlamayalım.

Suçlama, karalama, hedef gösterme oyunlarından medet ummayalım.

Buzdağının altını konuşalım ve siyasi irade oluşmasına katkı sağlayalım!

 

NOT: 26 Ocak’ta yazılmıştı bu yazı. Belediyelerin borçları ötelendi. 2 yıl… Şimdi “reform yapılacak” deniyor ya… Hatırlatmakta fayda gördüm…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar