Yaşadıkları mali kriz nedeniyle; üç sezondur zirve mücadelesi veren takımın yaratıcısı konumundaki Hasan Topaloğlu başta olmak üzere, ara transferde de, Şenol, Ertan, Sercan, Ali Karal, Yusuf, Mehmet Erol ve Yakubu Malik’i kaybetmeleri sonucunda gücünü önemli ölçüde yitiren ve ayrıca, ilk devre topladıkları puanları hovardaca harcamaları halinde de, kendilerini “Play-Out” potasında bulma ihtimali bulunan Gençler Birliği ile aldıkları cezalar nedeniyle “Gurbet kuşu” gibi dolaşırken, Bostancı Fikri Karayel Stadı’nın yolunu adeta “Unutan” Yalova arasındaki Girne’de oynanan karşılaşmayı, ikinci devrede daha iyi oynayan Yalova 2-1 kazandı.
Kalite olarak vasatın altında seyreden oyunun ilk devresine, her iki takım da kontrollü başladı. Organize ataklarla rakip kalede gol pozisyonu üretmekten ziyade, kalelerini gole kapatmak üzerine yoğunlaşarak takım oyunundan uzak, bireysel becerinin ön plana çıktığı bir futbol ortaya koyan gerek Gençler Birliği ve gerekse Yalova takımlarının bu süreçte orta alanı kontrolleri altına alamaması ve bu nedenle de bloklar arasında büyük boşlukların doğması, oyunun kalitesini de etkiledi. Nitekim 37 dakikada gelen Gençler Birliği golü de organize ataktan ziyade Emeka’nın yavaş vuruşunu seyreden kaleci Orçun’un hatasından kaynaklandı. İlk devrenin 1-1’lik skorunu belirleyen gol ise, Buğra’nın penaltı vuruşundan kaynaklandı.
Yalova ikinci devreye, sahanın en iyisi Uche Sunday’in 48. dakikada attığı golle başladı. Bu gol Yalova’nın adrenalini yükseltip mücadele gücünü arttırırken, Gençler Birliği’nin temposunu düşürdü. Gençler Birliği’nin oyunu bu tempoda kabul etmesi, Yalova’nın müdafaayı ileride kurmasına ve Uche Sunday’in de sazı eline alarak, hem oynayıp, hem de oynatmasına ve Yalova’nın ikinci bölge oyuncularıyla rakip yarı alanında daha fazla gözükmesine neden oldu. Ancak orta alanda pas tercihlerinin yanlış ve isabet oranının düşük olması, pozisyon zenginliğini ortadan kaldıran faktör oldu.
