VE GÜN GELİR… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 17, 2024
Köşe Yazarları

VE GÜN GELİR…

Ahmet OkanAhmet Okan

Yıllar gelip geçer, geçmiş bazan bir ağaçta, bazan bir yatırda simgeleşir…


Lefkoşa’da İstanbul Sokağının, Reşadiye Sokağının, Turan Sokağının, Gölek bölgesinin, hatta Lozan Sokağının çocukları bir zamanlar Musalla, yani Üç Şehitler’le anılırdı.

“Musallalı” dendiğinde o bölgenin insanları akla gelirdi…

Bilindiği gibi Musalla, günümüzde Mücahitler Sitesi’nin üzerinde bulunduğu tabyadır.

Ki şimdi halka yasaktır!

Ki çocuklar lingiri oynarlar, uçurgan uçururlardı o tabyada.

İstanbul Sokağına bakan tarafta da, işte, “Üç Şehitler” diye bilinen yatır bulunmaktadır.

Bunlar, 1570 fethinde, Lefkoşa’nın alınışı sırasında oracıkta ölmüşlerdi.

Mahallenin büyükleri yüzyıllarca o yatırlara mum yakmıştı.

Mum ışıkları yanar sönerdi her gece her mevsimde…

Zeki Erkut’un “Jans Mans Sokağı Çocukları” adlı romanında bir dut ağacı simgeleşir.

Standart Evlerindeki o sokağın çocukları için dut ağacı St. Mark meydanı gibi önemliydi anaşılan.

Hikaye dut ağacının etrafında başlar.

Diyeceğim, böyledir, bazan bir yatır, bir sokak çeşmesi, bir ağaç bulunduğu bölgenin simgesi olur, gelip geçen bir hayat onunla tarif edilir; o bölgenin kimliği haline gelir.

Kuru Çeşme gibi.

Lefkoşa Surlar içinde “Kuru Çeşme” dendi mi, hayat kadınlarının yaşadığı bölge akla gelirdi hemen.

Halbuki bu sokak çeşmesinin bulunduğu yer ile hayat kadınlarının yaşadığı sokak arasında pek bir ilgi yoktu.

Hayat kadınlarının bulunduğu sokak Alaybey Sokaktı.

Kuruçeşme ise bir dönem poliklinik olarak kullanılan ve kare ya da dikdörtgen şeklinde yapılan binaların yanında bulunuyor.

Kuru Çeşme Sokak adında bir de sokak bulunmaktadır ve yine Alaybey Sokak ile hiçbir ilgisi yoktur.

Bir tarafı Yeni Cami tarafından başlayan sokağın, diğer tarafı Küçük Medrese Sokağına çıkmaktadır.

Bunlara rağmen “Kuru Çeşme” dendi mi hayat kadınlarının yaşadığı bölge akla gelirdi ve Kuru Çeşme bu şekilde kimlik bulmuştu…

Kadınlar Pazarı da öyle değil miydi?

Kadınlar pazar kurdukları için o bölge bu şekilde kimlik kazanmamış mıydı?

Ve gün gelir hayatlar, mekanlar ve her şey değişir geriye o dut ağacı, o çeşme, o yatır kalır.

Ve gün gelir o dut ağacı bir romana konu olur,

O çeşme bir şarkıya,

Kimisi bir şiire…

(Not: Bir haftalık izin yapacağımızdan yazılarımıza ara veriyoruz. Okurlarımızın bilgisine.).

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar