İnsanoğlu hep güzel şeyler düşler, güzel şeyler ister ki gayet doğaldır, iyiyi ve güzeli aramak doğasında vardır.
Ama kötülükler ve çirkinlikler de doğasında mevcut.
Yaşanan bütün zıtlıklar bu yüzden olsa gerek…
…
Bütün güzel insanların bir arada toplandığı herhangi bir toplum var mı?
Hiçbir kötülüğün, hiçbir çirkinliğin, insanlıkdışı herhangi bir olayın yaşanmadığı bir yer var mı?
…
Muzaffer Tayyip Uslu’nun (*) Yaşamak adlı şiiri şu dizelerle başlar:
Ben de isterdim şüphesiz
Çiçek koparmak olsun
Bütün günahı ellerimin
Olmadı işte
…
Olmuyor!
…
Napolyon bir lir sanatçısı olsaydı onun zaferleri ve yenilgileri de olmayacaktı.
Waterloo savaşından ders çıkarmak isteyen şarkı sözleri de olmayacaktı, ABBA topluluğunun seslendirdiği “Waterloo” şarkısı gibi…
…
Yukarıda bir dizesini verdiğimiz o güzel şiirin bütününü aktaralım:
Ben de isterdim şüphesiz
Çiçek koparmak olsun
Bütün günahı ellerimin
Olmadı işte
Dağıttım kendimi
Ayaklarımdan
Saçlarıma varıncaya dek
Neyim varsa
Dudaklarımı
Güzel şarkılar eskitti
Ve aldı gitti ayaklarımı
Kalabalık sokaklar
…
Araya böyle güzel şiirler girerse, ele alınan konunun da dağılması şart olur sanki!
…
“Ve aldı gitti ayaklarımı / Kalabalık sokaklar”
…
Eskiden sokaklarda kaybolmazdık; sokaklar kalabalıklaştıkça kaybolduk.
Yalnızlık, yabancılaşma, sevgisizlik, arsızlık, yüzsüzlük bu yüzden olmalı.
Belki de bu yüzdendir “güzel insan” arayışı.
Aslında aranan şey güzel bir hayattır; yaşanılabilen, huzurlu, sevinçli, kaygılardan uzak; o zaman mümkündür güzel bir hayat.
Ve işte, ellerinizin tek günahı çiçek koparmak olur o zaman…
…
Tarihi insanlar yaratır.
Ama ah bu insanlar!
Keşke toplumlar bir müzik orkestrası gibi yaşasalardı bir arada…
…
(*) Muzaffer Tayyip Uslu, “Kelebek” adlı filmde Kıvanç Tatlıtuğ tarafından canlandırılan şairdir.