Vallahi döverim... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Vallahi döverim…

Ben gazetelerde bekliyordum ama popüler söylemle “sosyal medyada” patlak verdi kavga.

Yazılanları okuyorum bir de yazanlara bakıyorum da nutkum tutuluyor.
Sanırım bu sosyal medyanın ve fazlaca Facebook’un şeytani bir tarafı var.
Yüz yüze tartışmalarda söylenmeyen sözler, gazetelere yazılmayan görüşler Facebook’ta ortalığa dökülüyor.
Hele de kışkırtıcı birkaç cümle edildi mi Facebookçuların içindeki şeytan harekete geçiyor.
Tanıdığım efendiden insanların Facebook’ta saydırdıkları küfürler karşısında çok şaşırıyorum.
Ötesi “bu kişi nasıl böyle düşünebilir, oysa ben tam tersi biliyordum” demekten kendimi alamıyorum.
Eş cinselliği yasaklayan ve cezalandıran yasanın ortadan kaldırılmasıyla ilgili yapılan çalışmalar gazetelerde-televizyonlarda pek değil ama Facebook’ta maalesef seviyesiz bir şekilde tartışılıyor.
Tartışma demek de doğru olmayabilir.
Çünkü işin içine aşağılama ve hakaret girdi mi konu tartışma olmaktan çıkar küfürler tartışmasına döner.
Facebook’ta da yaşanan tam da budur galiba.
Eş cinselliğin yasak olmasını savunanların veya karşı çıkanların tartışması değil küfürleşmesi.
Beni hayrete düşüren şudur;
Bugüne kadar demokrat ve özgürlükçü bildiğim insanların eş cinsellik söz konusu olunca adeta bağnazlaşmaları ve terbiye sınırlarını aşacak şekilde küfre varan argümanlar kullanmaları.
“Peee ipnelik de serbest bırakılıyor, benim çocuklarımın önünde yaparlarsa vallahi döverim” diyenlerle aynı safı tutmaları.
Neyse.
Demek ki konular gündeme geldikçe herkesin bastırılmış düşünce yapısı ortaya çıkarmış.
Yani eylem-hareket başlayınca.
Öncesi entelektüel lafazanlıklarmış.
Ve ne acıdır ki bazı arkadaşlarla ömrümüzün bir yarısını entelektüel lafazanlıklar yaparak geçirmişiz.
Yazık…


***

Eş cinselliğe ait oldukları dini kültür veya ideolojik ahlak açısından yaklaşıp da karşı çıkanları bir nebze anlayabilirim.
Gerçi hiçbir din veya ideolojik ahlakın kendine ait olmayanların özgürlüklerini kısıtlama-yasaklama-cezalandırma hakkı yoktur ama elbette tüm görüş ve yaşayış biçimlerinin özgürce tartışılacağı bir ortamı sağlamak gerekir.
Dolayısı ile konuya cinsel tercihler açısından değil, bireylerin özgürlük alanları açısından bakmakta fayda vardır.
İstenilen veya özlenilen bireylerin özgür bir şekilde yaşamalarını sağlamak değil midir?
Kimsenin özgürlük alanına müdahale etmeden isteyen örtünebilmeli ve inancının gereklerini yerine getirmeli, isteyen Stalin bıyığı bırakıp ait olduğu ideolojiyi savunabilmeli, isteyen de tüm bunları reddetme hakkına sahip olabilmeli.
Sırf cinsel tercihinden dolayı polisiye takibatlara uğrayıp “doğaya aykırı cinsel ilişki” gibi yasa maddeleriyle kimse cezalandırılmamalı.
Böylesi bir ortam sağlanırsa bireyler mutlu olur, aksi çağdışı ve ceberrut bir düzendir ki yıllarca böylesi bir düzende yaşadık.

***

Meselenin diğer bir yönü de hükümetle ilgilidir.
Şimdilerde tartışılan yasa değişikliği hükümet ortağı her iki partinin de üzerinde hemfikir olduğu noktalardan biridir.
Başta anayasa olmak üzere nerdeyse yasaların tümünün değiştirilmesi ve çağdaş bir hale getirilmesi bu hükümetin verdiği sözler arasındadır.
Eğer yapmazlarsa kendi kendilerini inkar etmiş olurlar.
Ve kendi kendilerine bile bunu anlatamazlar.
Umarım farkındadırlar…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar