Uzay’ın Derinliklerinde Nadir Keşif - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Dünya

Uzay’ın Derinliklerinde Nadir Keşif

Uzay’ın Derinliklerinde Nadir Keşif

Şili’nin Atacama Çölü’nde kurulu olan Çok Büyük Teleskop (VLT), Uzay’ın derinliklerinde yakaladığı etkileyici görüntülere bir yenisini ekledi.

Gökbilimciler, Tucana takımyıldızında, uzayın en derin noktalarında yer alan ve olağanüstü bir parlaklığa sahip olan kusarlardan birini, QSO J2246-6015 adlı gökadayı gözlemledi.


Kuasarlar, süper kütleli bir karadeliğin enerjisi ile oldukça parlak bir merkeze sahip olan gökadalar olarak tanımlanıyor.

Gökada üzerine düşerken görüntülenen gazın hem yıldız oluşumunu hem de gökadanın dönüş hızını arttırdığı bulundu. Yapılan gözlem, şimdiye kadar gökadaların büyümek ve yıldızları oluşturmak için yakınlarındaki maddeleri tüketmeleri gerektiğini öne süren teorinin doğrudan en iyi gözlemsel kanıtlarından biri olarak kabul ediliyor. Araştırmada elde edilen sonuçlar, Science dergisinin 5 Temmuz 2013 tarihli sayısında yayımlanacak.

Gökbilimciler her zaman gökdaların çevrelerindeki maddeleri kendilerine doğru çektiklerinden şüpheleniyorlardı, ancak bu sürecin doğrudan görüntülenmesinin çok zor olduğu kanıtlanmıştı. Bugün, VLT aracılığıyla uzak bir gökada ile ondan daha uzakta bulunan bir kuasarın,  çok nadir görülen bir hizalanmasını araştırmak için kullanıldı. Kuasarın ışığı yeryüzüne ulaşmadan önce ön taraftaki gökada maddesini geçerek, gökada etrafındaki gazın detaylarının ortaya çıkarılmasını sağlıyor.

Yeni sonuçlar, bir gökadanın beslenme esnasındaki en iyi görüntülerine ulaşılmasını sağladı.

GAZ YUTMAYA BAYILIYOR
Araştırmada yer alan  Fransa’nın Astrofizik ve Gezegen-bilim Araştırma Enstitüsü’nden Nicolas Bouché, “Çok nadir olarak gerçekleşen bu şekilde bir hizalanma eşsiz gözlemler yapmamızı sağladı… ESO’nun Çok Büyük Teleskop’unu kullanarak gökadayı ve onu çevreleyen gazı dikkatle inceleme imkânı bulduk. Bu şekilde önemli bir gökada oluşum problemini çözebileceğimizi düşünüyoruz: Gökadalar nasıl büyür ve yıldız oluşumunu beslerler?” yorumunda bulundu.

Gökadalar yeni yıldızları oluşturdukları sırada gaz rezervlerini hızlı bir şekilde tüketirler, bu nedenle bir şekilde sürekli olarak taze gaz stoklarına ihtiyaç duyarlar. Gökbilimciler gökadaların bu ihtiyaçlarını kütleçekimi ile etrafındaki soğuk gaz koleksiyonlarından sağladıklarından şüpheleniyorlardı. Bu senaryoda, bir gökada gazı içeriye doğru sürüklemekte ve gökada etrafında dolanmasını ve merkeze düşmeden önce dönmesini sağlamaktadır. Bu tür bir yığışmanın gökadalarda önceden gözlendiğine dair bazı kanıtlar olsa da, gazın hareketi ve diğer özellikleri şimdiye kadar tamamen keşfedilemedi.

Gökbilimciler, en son araştırmada her ikisi de Şili’nin kuzeyindeki Paranal Gözlemevi’nde bulunan ESO’nun Çok Büyük Teleskopu üzerindeki SINFONI ve UVES olarak bilinen iki aygıtı kullandı. Yeni gözlemler, hem gökadanın kendi etrafında nasıl döndüğünü gösterdi, hem de gökada dışındaki gazın hareketini ve özelliklerini gözler önüne serdi.

YAKITIN BİLEŞİĞİ ÇÖZÜLECEK Mİ?
Araştırmanın yardımcı yazarı olan, Avustralya’nın Swinburne Teknoloji Üniversitesi’nden Michael Murphy, “Çevredeki muazzam miktardaki gazın özellikleri tam da soğuk gazın gökada tarafından çekilmesiyle bulmayı beklediğimiz şekildeydi… Gaz beklenen şekilde ve miktarda hareket ediyor ve modellerle mükemmel bir şekilde uyuşan kimyasal kompozisyona sahip. Bir hayvanat bahçesinde beslenme zamanı gelen bir aslan gibi — bu özel gökada doymak bilmez bir iştaha sahip ve biz bu gökadanın kendisini nasıl beslediğini ve nasıl bu kadar çabuk büyüdüğünü keşfettik” ifadesini kullandı.

Gökbilimciler evrenin erken dönemlerinde oluşan gökadaların etrafındaki maddelere dair kanıtları bulmuşlardı, ancak bu kez ilk kez bu madde dışarıya doğru değil içeriye doğru hareket halindeydi ve yeni nesil yıldızlara yakıt sağlayan bu gazın kimyasal kompozisyonu belirlenebildi. Bir sonda gibi davranan kuasarın ışığı olmadan çevredeki bu gazın tespit edilmesi mümkün olamazdı.

Araştırmanın yazarlarından ABD’nin Californiya Santa Barbara Üniversitesi’nden Crystal Martin,   “Gökadaya doğru düşmekte olan gaz boyunca ilerleyen tam yerindeki bir kuasarın orada olmasından dolayı şanslıydık. Yeni nesil olağanüstü büyük teleskoplar bu tür olayları çok farklı yönlerden inceleyerek çok daha bütüncül görüşler sağlayacaktır” diyerek keşiflerinin devam edeceğini belirtti.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar