Hüseyin Özgürgün, dün “UBP’de liderliğini” ilan etti.
UBP, yıllardır “600 delege” ile yönetiliyor.
Bu “600 delege” hem parti genel başkanını belirliyor…
Hem UBP Parti Meclisi’ni belirliyor…
Hem bölgelerde de kimin hangi sıradan milletvekili olacağına karar veriyordu.
Anımsayın…
Yıllarca nasıl yönetildi UBP?
Derviş Eroğlu üzerinden kurulan bir sistem vardı…
İstediği vekil kaldı…
İstemediği gitti…
Kimse başkan adayı olmadı…
Başkan adayı olanlar partide barınamadı…
Neden?
Aslında demokraside sorun olmayan…
İyi ellerde, kötü sonuçlar doğurması mümkün olmayan delege sistemi nedeniyle.
Maalesef…
UBP içerisindeki “600” delege…
Toplumun da ayrıcalıklı kesimi oldu.
Kamu kaynakları emirlerine sunuldu…
İstihdamlar…
Krediler…
Paketlerden arsalar…
Mallar…
T izinler…
Hem taksi hem kamyon için…
Durak izinleri…
Aklınıza gelebilecek ne kadar “kamu kaynağı” varsa, emirlerine sunuldu.
Onlar hep delege kaldılar…
Eroğlu hem UBP lideri…
Şimdi ters döndü
Sadece başkan kalmadı Eroğlu…
Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığına gittiği zaman da bu “600” delege üzerinden UBP’yi yönetmek istedi…
“Ben Cumhurbaşkanı oldum, yeter” demedi…
Hep yönetmek, emrine almak istedi.
UBP açısından sonuç ortada.
Etkili isimlerini DP’ye kaptırdı…
Yetmedi…
30 milletvekili ile iktidar olan parti gitti…
14 milletvekili ile seçimden zar zor çıkabilen, borç yükü altında ezilen bir parti geldi.
UBP son beş yılda da hayır etmedi.
Bu kamudaki icraatlarına da yansıdı.
Ülkede “demokratik” olarak algılanan bu sistem, aslında sadece kendi yandaşlarına işledi.
Delegeler yaşlandı…
Lider yaşlandı…
Sistem yaşlandı…
UBP de reflekslerini kaybetti.
Güçlü bir değişim olacak
UBP tarihinde kritik bir dönemeç geçildi.
“Bütün kötülüklerin anası” olarak algılanan sistem gitti…
Yerine “üye sistemi geldi.
Ne yapacak şimdi UBP?
“600” delegenin hegemonyasından, lider sultasından çıkacak.
Güç, “tabana” yayılacak…
Kısa sürede, CTP de bu sisteme geçecek…
Ülkede demokrasiyi tabana yayma girişimleri, çöken bu sistemi kurtarma adına atılan “küçük” ama önemli bir adım olacak…
Özgürgün “sessiz devrim” yaptı
Gelelim yeniden Hüseyin Özgürgün’e…
Aslında hafta sonu sessiz bir devrim yaptı.
UBP içerisinde her başkanı “alırız aşağıya” diye tehdit eden delege sistemine son verdi.
UBP’de “uzaktan kumanda” başkanlık dönemleri de bitti.
Delegede değil…
Tabanda gücü olan, yürüyecek.
Özürgün, bu adımla erki de eline almış oldu.
Bence…
Bundan böyle, “Bu partiyi ben yöneteceğim” diyebilir.
Şimdi, “kim nasıl üye olacak” noktasına gelindi.
UBP’ye yıllık aidat ödeyen partililer, artık yönetimde de söz sahibi olacak.
İlçelerde de…
Köylerde de “sürekli değişim” yaratacak bir sitem daha var artık UBP’de…
3 dönem kuralı…
“Gelen de babasının malı gibi yapışmayacak…”
UBP için değil sadece…
Ülke için de hayırlı- uğurlu olsun.
Bu sistem “eski kafa” ile kullanılacaksa, bir işe yaramayacak…
“Toplu üye aidatını yatırırım, kendi tabanımı üye yaparım” mantığı ile hareket edecek olanlar varsa…
Yürümez…
Doğru adım, doğru mantıkla, doğru siyaset üretebilir…
UBP ve sayın Özgürgün bu tüzük üzerine yeni bir siyasi anlayış da dizayn etmek zorundadır…
Yoksa, ne UBP’ye ne de ülke demokrasisine bir faydası olmayacaktır.
Ama, biliyorum ki, Özgürgün, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” mantığı ile bir yola baş koydu…
Ötesini, yakından izleyeceğiz…
