“Türkiye’den enerji gelirse fiyatlar da düşer” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Röportaj

“Türkiye’den enerji gelirse fiyatlar da düşer”

“Türkiye’den enerji gelirse fiyatlar da düşer”

FATURALAR UCUZLAR: Sunat Atun, Türkiye’den kablolarla elektrik getirilme projesinin hükümette bulundukları dönemde gündeme geldiğini hatırlattı ve bu projenin hayata geçmesi durumunda elektrik tarifelerinde indirime gidilebileceğini söyledi

PROJE HAZIR: Bakan Önder Sennaroğlu’nun “Türkiye’den kablo ile elektrik getirileceğine dair projeyi bakanlıkta bulamadığına” ilişkin sözlerine yanıt veren Atun, “Proje bakanlıkta mevcut. Bulunamamışsa TC Enerji Bakanlığı’ndan talep edin” çağrısında bulundu


TÜRKİYE’DE 18, KKTC’DE 55 KURUŞ: Atun: KKTC’de elektrik üretim maliyetinin kilovat saati 55-56 kuruşlardayken, sadece fuel-oil’in insansız maliyeti 38 kuruş. 80 kilometre uzağımızda fuel-oil 17-18 kuruş. Türkiye’den enerji gelse, prizden çıkış fiyatı 25 kuruş. Hangisi mantıklı?

Baykan Gürses Özdağ

Ekonomi ve Enerji Eski Bakanı, UBP Genel Sekreteri Sunat Atun, Türkiye’den kablolarla elektrik getirilmesi projesinin Türkiye Hükümeti’nin de onay verdiği bir proje olduğunu, mevcut sistemin sürdürülebilir olmadığını söyledi.
Atun, söz konusu projenin hayata geçmesi durumunda üretim maliyetlerinde indirime gidileceği iddiasında… Bakan Önder Sennaroğlu’nun bakanlıkta projeyi bulamadıklarına ilişkin sözlerine ne yanıt veren Atun, “Proje bakanlıkta mevcut. Bulunamamışsa TC Enerji Bakanlığı’ndan talep edin” çağrısında bulundu.
2011 yılında UBP Hükümeti’nin yaptığı elektrik zammın dönemin ana muhalefet partisi CTP tarafından çok eleştirildiğini hatırlatan Sunat Atun, bugün ise CTP koalisyon hükümetinin % 30’a varan bir oranda zam yapmasının samimi olmadığı anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Sunat Atun, hükümetin,  12-18 ay içinde yeniden zam yapmak durumunda kalacağına işaret etti.
UBP Hükümeti döneminde istihdam edilen 363 kişinin bugün işten durdurulmasının, ülkede derin yaralar açacağını da söyleyen Sunat Atun, bunu bir kan davasına dönüştürmenin yanlış olacağına vurgu yaptı.

“TC Enerji Bakanı’ndan talep edin”
Sunat Atun, Türkiye’den kablolarla elektrik getirilme projesinin hükümette bulundukları dönemde gündeme geldiğini hatırlattı ve bu projenin hayata geçmesi durumunda elektrik tarifelerinde indirime gidilebileceğini söyledi. 
Türkiye’den kablolarla elektrik getirilmesinin maliyet açısından son derce makul olduğunu ifade eden Atun, bunun hayat bulması durumunda vatandaşın 25 kuruştan kullanımına sunulacağına dikkat çekti. Atun, şöyle konuştu:
“Bu projeye gereksinim duyulmasının temel nedeni maliyetinin son derece makul olmasıdır. Çünkü KKTC’de elektrik üretim maliyeti kilovat saati 55-56 kuruşlardayken, sadece fuel-oil’in insansız maliyeti 38 kuruş. 80 kilometre uzağımızda bunu 17-18 kuruşa toptan fiyata satıyorlar. Mantık, çok daha ucuz bir yerden bunu taşımayı düşündürür. Avrupa Birliği direktifleri, tüm ülkelerin elektriklerinin birbirine kablo ile bağlanması gerekliliğini emrediyor.
Güney Kıbrıs bile, İsrail’den kablo ile elektrik getirme amacıyla protokol imzaladı. Lübnan’dan da bizim Türkiye’den getirdiğimiz su projesi gibi su getirilmesi için çalışma yapılıyor. Biz bunun çalışmasını yaptık. 25 kuruşa, prizden çıkacak bir halde elektriğin ülkemizde kullanılabileceği tespit edildi.
Tüketiciye, 25 kuruştan satılacak. Şu an uygulamada 4 tarife vardır, bu proje ile tek tarife olacak. Aydınlatma parası dışında maktu ücretin tamamını da kaldıracaktık. Bu proje, hem elektriğe hem de ekonomiye çok ciddi bir rekabet getirmiş olacak.”

“TC Milli Güvenlik Kurulu’nda da elektrik kablo projesi onaylandı”
Türkiye’den kablolarla elektrik getirilmesinin Türkiye Milli Güvenlik Kurulu tarafından da desteklendiğine dikkat çeken Atun şunları söyledi:
“Bu proje bakanlıkta mevcut. CTP-DP Hükümeti’nin bu kablo konusunda ne kadar samimi olduğundan emin değilim. Bu hükümetin bu projeye ne kadar sahip çıktığı büyük bir soru işaretidir. Hükümetin bu konuda net bir ifadesi yoktur.
Bu nedenle, kablo projesini hayata geçirmeme iradesine bağlıyorum. Kablo projesine inanmayan bir CTP-DP hükümeti, böyle bir çalışmanın olmadığını da söylüyor olabilir. Benim ifadelerimin yanı sıra, TC Enerji Bakanı Taner Yıldız ve TC İşlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın da bu konuda çok net ifadeleri vardır.
Ankara ziyaretlerimde sayın bakanlarla yapılan ortak açıklamalarımız var. Türkiye Milli Güvenlik Kurulu’nun hazırladığı rapor da Havadis Gazetesi’nde yayınlandı. Bu belgelerin ortaya çıkması bu projenin doğruluğunu destekliyor, ispatlıyor. Kablo ile Türkiye’den getirilecek elektrik projesinin Türkiye ve Yunanistan tarafından da desteklendiğini görüyoruz.”

“CTP-DP hükümeti, kablo ile elektrik projesine sahip çıkmıyor”
CTP-DP hükümetinin projeye dair bir tutum içinde olmamasını eleştiren Sunat Atun, “Hükümetin projeye sahip çıkmadığını düşünüyorum. Sahip çıkan bir hükümet olsa, proje kaldığı yerden sonuçlandırılır. Ama bu gayreti KKTC’de görmüyorum” dedi.
Atun sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümet TC Enerji Bakanlığı ile de temasa geçmiyor. Biz görevdeyken, projeyi imzalama aşamasına getirdik. Ocak ayından itibaren Ankara’da rutin toplantılar yaptık, 24 Mayıs’ta son şeklini vermiştik, bir protokol hazırlanmıştı. 13 Haziran’da hükümet güvensizlik önergesi ile düştü.”

“Kablo ile elektrik gelmesi Kıb-Tek’i ortadan kaldırmaz”
“Kıb-Tek’te plan uygulamak lazım. Kıb-Tek’in kapatılması için değil, bilakis hayatını daha sağlıklı devam ettirmesi için plan uygulamak lazım. Türkiye’den kablo ile elektrik gelecek demek Kıb-Tek ortadan kalkacak demek değildir. Kıb-Tek’in mevcut elektrik üretim santralleri her an elektrik verecek gibi üretime hazır tutulmalıdır. Bugün Teknisyenlerin tamamı, sayaç okuma işi ile görevlendirilmiştir. Kurum’da fazladan atıl durumunda bir personel vardır diye bir iddia ortaya atılmamalıdır. Kıb-Tek’ in şu anda personeli ancak kendi işlerini götürmeye yarar. Kıb-Tek’te bir hantallık ve sorun yoktur bu anlamda…”

“Fuel-oil kullanımından bir an önce vazgeçmek gerekiyor”
Fuel-oil ile elektrik üretimi konusunda yaşanan sıkıntının getirdiği ekonomik yüke dikkat çeken Atun, bu nedenle ısrarla kablo ile elektrik getirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Atun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu gerekçe ile diyoruz ki, fuel-oil kullanan bu yapıdan bir an önce vazgeçelim ve çok daha ucuz olan elektriği TC’den kablo ile getirelim. Fuel-oil’in fiyatı arttıkça, zam yapmak kaçınılmaz oluyor. Bu da kurumu içinden çıkmaz bir duruma getiriyor, halka da pahalılık getirir. Ekonominin rekabet gücünü de öldürür.
O sistem yedek olarak durmaya devam edebilir. Kablo sisteminde bir arıza ya da bakım gerektiğinde bu sistem yine devreye girebilir. Ama bu sürdürülebilir bir sistem olmadığı için, kalıcı olmaz, yedek sisteminiz olarak kalır. Fuel-oil’in getirdiği fiyat riski bir yana, yarattığı çok daha önemli bir risk de denizlerde kirliliktir.”

“Proje bakanlıkta mevcuttur…”
Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu’nun Türkiye’den kablo ile getirilecek elektrik projesini bakanlıkta bulmadığına ilişkin yaptığı açıklamalara da cevap veren Sunat Atun, “Hiçbir bakanın kim isterse olsun, bunu alıp evine götürme lüksü yoktur. 4 yıl bakanlık yaptık, böyle bir şey yapılmadı. Ne böyle bir alışkanlığımız oldu, ne de buna imkan verecek koşullarımız oldu. Ama şu anda buna imkân verecek koşullar var mıdır, bunu bilemem. Proje bakanlıkta vardır. TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda da vardır, buradan bulabilirler. TC Enerji Bakanlığı ile temas ettikleri anda, bu proje kaldığı yerden devam edecektir” dedi.

“Fuel-oil fiyatı her geçen gün artıyor, zam yapma ihtiyacı da kaçınılmaz oluyor”
“Kıb-Tek’in içinde bulunduğu durum, fuel-oil kullanımından kaynaklanıyor. Fuel -oil kullanarak enerji tüketen bir sistemin asla sürdürülebilir olmadığı ortadadır” diyen Atun, sözlerine şu şekilde devam etti.
“Fuel-oil kullanımının bize maliyeti, elektrik üretiminin 55-56 kuruşa dayanmasına neden oluyor. Fuel-oil fiyatı her geçen gün artıyor, bu fiyat arttıkça zam yapma ihtiyacı da kaçınılmaz oluyor. Türkiye’den 17-18 kuruşa ortalama mal edilen, toptan fiyata satılan aktarma ve dağıtma maliyetleri 25 kuruşa gelen bir sistemi yaratmayı hedefledik. 2011 yılında zam yaptık. KIB-TEK’in birçok sorunu vardı. Biri devlet ile alacak verecek konusuydu. Hiçbir hükümetin yapmadığını yaptık, devlet ile Kamu Maliyesi ile Kıb-Tek’in mahsuplaşmasını sağladık. Bu mahsuplaşmada Kıb-Tek 60 milyon TL alacaklı çıktı.
Kıb-Tek’in faizini sildirirken, Devletin kuruma olan borçlarının faizine dokundurmadık.
Tek yanlı olarak Kıb-Tek’in menfaatini koruduk ve kolladık. İkincisi, belediyeler yıllardır sokak aydınlatma parasını vatandaştan almış ama kuruma ödememiştir.
Bunu düzenleyerek, belediyelerin sokak aydınlatma ücreti toplama yetkisini aldık ve Kıb-Tek’e verdik. Ayda 1,5 milyon TL gelir sağladı. Kurum, bu vesile ile yılda 18 milyon TL ek gelir sağladı. Sayın Önder Sennaroğlu, bunları bilmediği için konuşuyor sanırım.”

“Yeniden zam kaçınılmaz”
2011 yılında UBP Hükümeti’nin yaptığı elektrik zammın dönemin Ana muhalefet partisi CTP tarafından çok eleştirildiğini hatırlatan Sunat Atun, bugün ise CTP koalisyon hükümetinin % 30’a varan bir oranda zam yapmasının samimi olmadığı anlamına geldiğine dikkat çekti.
Atun, bu konuda şunları söyledi:
“O gün sokakta mumlarla eylem yapan Özkan Yorgancıoğlu, ilk icraatını da elektriğe zam yaprak yaptı. Demek ki o eylem samimi bir eylem değildi. Şu anda bu zam yapıldı, gerekçelerini ortaya koydu. Eğer, gereken tedbirler alınamazsa, kablo ile elektrik projesini hayat geçiremezlerse 12 ile 18 ay içinde tekrar zam yapmak zorunda kalacaklar. Tahsilat konusunda ise bir pozisyon görmüyoruz. “

 

“Hükümetin varlığı hissedilemiyor…”
Sunat Atun, CTP-DP hükümetinin varlığının halk tarafından hissedilemediğini, bunda esas etkenin, hükümetin hiçbir yol haritası bulunmaması olduğunu iddia etti. “İnsanlar hükümetin varlığını hissedemiyor. Bunun temel nedeni, elde hiçbir yol haritası olmamasıdır. Diğeri de koalisyon ortakları arasındaki çok aşikâr olan bir uyumsuzluktur. Bizim hazırladığımız bir ekonomik program vardı, bu sadece KKTC ekonomisini değil, gelişimi ve kalkınmayı da hedef alan bir programdır. Bu programa sahip çıkın dedik, muhalefetteyken ciddi bir karalamaya tutmuşlardı programı. Hükümete gelince de revize edeceğiz dediler, ama bugün oldu hala hiçbir elle tutulur yol haritası bulunmuyor. Hükümetin, Ekonomik plan ve politikası bulunmuyor. Başbakan, hükümete, reform hükümeti ismini vermişti, ama bu yönde bir adım görmedik. Sadece zam ile başladılar. Ve koalisyon ortakları arasında her gün bir çatlak ses çıkmaya başladı. İlk çatlak, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun KOP ile olan iş birliği süreci oldu. CTP destek verdi, DP ise karşı çıktı. Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Güney Kıbrıs’ta kendi düzeyinde olmayan özel temsilci ile görüştü, biz UBP olarak bunu eleştiriyoruz, diplomat olarak eş düzeyliliği ortadan kaldıran bir durumdur diyoruz, ama aynı hükümetin diğer ortağının bir milletvekili eleştiriler yapıyor ve Dışişleri Bakanı’nı istifaya davet ediyor. İşe alınan 363 gencin işten durdurulması konusunda Başbakan durduracağız diyor, Başbakan Yardımcısı buna karşı çıkıyor. Bunlar, artık koalisyon hükümetinin birbirinden giderek uzaklaşan bir noktada olduğunu gösteriyor.”

“70 günlük hükümette çatlamalar baş gösterdi…”
Uzun soluklu bir hükümet görmediğini söyleyen Atun, “Daha 70 günlük taze bir hükümet varken bunlar yaşanıyor. Kendi içlerinde boyundan çok daha büyük kırılmalar yaşayan bir hükümet ile karşı karşıyayız. Başbakan Yardımcılığı’nın bütçesi görüşülürken, ilgili bakan bütçe artırılsın diye komiteye yazılı öneri veriyor, ama diğer koalisyon ortağının milletvekili bu öneriye karşı çıkıp kavga çıkarıyor. İki ortak da hükümetin bir bütün olduğunu unutmuş durumdadır. Halk, icraat bekliyor, ortaklar ise bu süreci kavga ederek geçiriyor” diye konuştu.

“363 kişinin kapı önüne konulması, toplumda derin yaralar açacak”
UBP Kurultayı sürecinde istihdam edilen 363 kişinin işten durdurulması konusunda da konuştuğumuz Sunat Atun, “Siyaseten alınan bu karar, kamuoyunda kabul görmemişse, bir adaletsizlik ve yanlışlık varsa zaten bunun cezasını, hesabını vatandaş sandıkta sorar. Serdar Denktaş, DP’li gençleri istihdam edecekse, bu bir siyasi karardır. Arzu ettikleri gibi de bunu yaparlar. Ama, bunu yapmak için herhangi bir tarihte, herhangi bir hükümet tarafından alınan gençleri gerekçe ne olursa olsun, kapı önüne koymak bu ülkede kapanması son derece zor olan sosyal yaralar açacaktır. Bu gençleri kurultaya yatırım olsun diye aldılar diyorlar, halk burada bir yanlışlık varsa hesabını sandıkta sormuştur. Halk, bu konuda yanlışlığı olan şahıs ve partiye sandıkta bedelini ödettirmiştir. Bunu daha da ileriye gidip, bunun bedelini bu insanlara ödettirmek insanlık dışıdır, halk düşmanlığıdır” ifadelerini kullandı.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar