Nihayet Pazartesi günü Millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı açıklandı.Tayyip Erdoğan’ın karşısına Kemal Kılıçtaroğlu çıkartılacak.
Cumhurbaşkanı adayının açıklanmasıyla birlikte, kısa bir program da açıklandı.
Bu programda, ittifakta yer alan Parti liderlerinin, seçimin kazanılması durumunda, Cumhurbaşkan Yardımcısı olacağı dikkat çekiyordu.
BU YARDIMCILIKLARA, GEREKLİ GÖRÜLÜRSE,İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Yavaş da katılabilecek.
Seçim kazanılması durumunda, PARLAMENTER SİSTEME adım adım dönüşecek bir çizgi izlenilecek.
Ancak, açıklanan maddeler halka yeni bir umut verme yerine, paylaşımların nasıl yapılacağını esas aldığı için, büyük bir heyecan yaratamadı.
Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı sistemini değiştirme talebi, doğru bir demokrasi talebiyle olmazsa, gerçekte hiçbir değişiklik olmayacaktır.
Tek adam idaresi veya parlamenter yolla idare, eğer demokratik açılımlar esas alınmazsa, Türkiye’de ayni kapıya çıkacaktır.
Türkiye halkının ana sorunu çok sesli bir yapı içerisinde, Mustafa Kemal’in çizdiği doğrultuda BATILILAŞMA olmalıdır.
Batı kriterleri, toplum içerisinde çok sesli örgütlenmeyi ve farklılıkların korunmasını gerektirir.
Millet ittifakı, Türkiye’nin en önemli iki sorunu olan Kürt sorunu ve Kıbrıs Sorunu konusunda şimdiye kadar farklı ve dünyanın kabul edebileceği bir proje ortaya koyamamıştır.
AKP iktidarının ilk yıllarında, bu sorunları çözme niyeti göstermiş, ancak bir süre sonra bu konularda oldukça tutucu bir çizgiye düşmüştür.
Millet ittifakı, bu iki sorunu görmezden gelirse, ülke içerisinde demokratikleşmeyi sağlaması kesinlikle mümkün olmayacaktır.
Türkiye’deki Kürt sorunu içerisinde, feodal kalıntılarla ittifak ve uyuşturucu ticaretinin yattığı unutulmamalıdır. Bu çevreler Kürt sorununun çözümüyle birlikte, önemli kayıpları olacağı için, bölücü politikaların varlığını devam ettirmeye destek vereceklerdir.
Kıbrıs sorununa gelince:
Batı tip bir demokrasinin yolu, Kıbrıs sorununun çözümüne tamamıyla bağlıdır.
Millet ittifakı Kıbrıs Sorununu çözmeden, Batılılaşamayacağını anlasa bile, bu durumdan faydalanan Türkiye ve Kıbrıs rantçılarından, ganimetçilerinden fırsat bulacaklar mı?
Yağmalanan Rum mallarının yanı sıra, her tür karanlık ilişkinin sürdüğü, Kumar adası ve uyuşturucu adası haline getirilen Kıbrıs’ta , çıkar çevreleri büyük bir direnç göstereceklerdir. Bu dirençlerini de milliyetçi sloganlarla, ezan ve bayrak sesleriyle örtmeyi iyi yapmaktadırlar.
Millet ittifakının yapısı, Kıbrıs’taki yapıyı tersine çevirmeye uygun bir yapı değildir.
Gönül, Türkiye’de demokratik bir yapının kurulması, insan değerlerinin esas alındığı yeni bir sistemin hayata geçirilmesidir. Ancak hayallerle, güzel sözlerle bu yapıyı oluşturmak hayli zordur.
Tek yol, Batılılaşma yönünde cesur adımlar atılması ve direnen herkesle kıyasıya mücadele edilmesidir.
Türkiye halkı tarihinde birçok kez bu cesareti ve bilinci gösterebilmiştir. Mustafa Kemal’in gösterdiği yoldan cesaretle ilerleyip, BATILILAŞMA’dan başka çıkış yolu yoktur.
