Taşyapı Direktörü Emrullah Turanlı, “Ercan havaalanı” ile hayatımıza girdi.
Süreç incir ipi gibi uzadıkça da hayatımızda olmaya devam edecek.
Öyle bir ihale yapıldı ki…
Devlet bir çok görevini tamamlayamadı… Kamulaştırma…
Askerin yer değiştirmesi…
Oradaki binaların yıkımı…
Sonra da Taşyapı ve Terminal Yapı’nın oluşturduğu T&T isimli şirkette başlayan kavga…
T&T’nin Terminal Yapı’sı, gelişmelerden rahatsız ve kapı kapı gezerek diğer T, Taşyapı’dan şikayetçi oluyor.
Dün, Emrullah Turanlı ile öğle yemeğinde bir araya geldik.
Havadis, Pazartesi günü gündeme getirmişti…
Emrullah Turanlı, “Kardeşim bize de sorsanıza?” dedi.
O kadar çok haber yaptık ki bu konuda…
Yine yaparız elbette.
Turanlı, Termina Yapı Direktörü Alp Delimollaoğlu’nu, “25 yıl aynı şirkette ekmek bölüşeceğiz. Kavga etmek istemem. Ama yalan söylemesin” diye uyarıyor önce.
T&T isimli şirketin “havaalanı yapma yetkisi” olduğunu ifade eden Turanlı, “Su satma yetkimiz yok, ama havaalanı yapabiliriz. T&T Havaalanı yapamaz demek doğru deil. Şiketin ana sözleşmesi beni bağlar. Devlete karşı sorumlu olan da T&T ve ana sözleşmedir” diyor.
Aksamalardan dolayı 50 milyon Euro zararı olduğunu söyşleyen Turanlı, “2 bin metrekare kiralık alanımız var. Yeni binaya geçmiş olsak ticari alan 15 bin metrekare olacak. Devlet de biz de kazanacağız” ifadesine yer verdi.
2.5 yıldır engellendiğini ifade eden Turanlı, sadece eski bakanlardan Hasan Taçoy’un kendilerine yardımcı olduğunu belirtti.
İşte Turanlı’nın anlattığı gelişmelerden satır başları:
– Mevcut bakan Kutlu Evren adım atmamızı sağladı. Ağaç dik derler dikeyim, Kes derler keseyim. Benim işim bunlar değil. Bir an önce önümüz açılsın diye önüme konan her sözleşmeye imza atıyorum.
– 48 saat sonra Çalışmalara başlıyoruz. Yeni bir bela beklemiyorum.
– Kıbrıs'ta bir şirket kurulacak, şirketin yüzde 10 ortağı Kıbrıslı olacak. Bu adımla yola çıktık. İdareye muhatap kurulacak şirket muhatap olacak. O da T&T. Yüzden 70 Taşyapı, yüzde 20 Terminal Yapı, yüzde 10 Kaner Şirketler Grubu. Devletin Muhatabı ise bu üç şirket değil, sadece T&T…Alp Karamollaoğlu da ben de, Kaner de ortak.
– T&T’ye önce yönetim Göksel Bodur'u direktör atadı. Ortağımla problem yaşadı. Terminal yapı’nın da onayı ile direktör olarak beni seçtiler. Şimdi ben iş yapıyorum.
– Havaalanı'nı T&T yapıyor, ben değil. Taşyapı değil. Kıbrıslı işadamları mimar ile çalışıyoruz. Parça parça ihale yapıyoruz. Bu işin yatırımcısı Taşyapı ama işi T&T yapacak. Gelirin de yüzde 48'ini devlete vereceğiz.
– Sözle iş olmaz. Her şey bende belgeli. Anlaşmalarla sabit. Terminal Yapı yetkililerini de sözle değil, anlaşmalarla iş yapmaya bekliyorum. Bunun adı anlaşma ben de anlaşma ile iş yapıyorum..
– Devletle, ortağımla ne anlaşmışsak onu yaptım.
– Bilançolar yayınlanıyor. ‘Bilançoları göremedim’ ders ortağım, yalan söylüyor. Hesabı da görüyor, her şeyi biliyor.
– Alp Delimollaoğlu’na ‘Geç işin başına sen otur, imza atmadığın ihaleyi yapmayacağım’ dedim. Kabul etmedi. Ana sözleşmeyi bozup yeni sözleşme yapmamızı talep etti. Nasıl bozabilirim ana sözleşmeyi? Bütün pislik bu.
– Alp Delimollaoğlu ve elbette Terminal yapı ile temasımız devam ediyor. 25 yıl ortak kalıp ekmek paylaşacağım. Devletin Muhatabı T&T. En uçak bir hadsizlik yapmam. Aslolan sözleşmeler. Ben de uyacağım ortaklarım da uyacak. Sözlü iş olmaz.
– Alp Delimollaoğlu’nun şikayeti varsa talebini bana yazılı yapsın. Problemim olan herkesle bir araya gelip hesaplaşmaya hazırım. Lafla ebelik olmaz. Buna gerek yok.
– Ben burada yatırım yapmak isterim. Hem kendine hem Kıbrıs Halkı'na faydam olsun. Bunun neresi kötü? Devlete kira stopaj ödüyoruz. Bunlar az paralar değil. 9 milyon TL… 4 milyon TL de stopaj alacağımız var. KDV konusunda mahsuplaşması istedim. Borcum varsa öderim, alacağım varsa formül bulun. Benle mahsuplaşma reddediliyor.
– Yatırımın gecikmesi ile ilgili mahkemeye başvurdum. 2.5 Yıldır bizi bekletiyorlar. Haksızsan susarım ama mahkemeler karar versin. Hukuktan başka güvenecek yolumuz yok.
– Serdar Denktaş ile 5 kuruşluk bir konuşmam olmadı. Ne istedi, ne teklif ettim, ne aracı geldi. Ama işleri engelledi mi, engelledi. Serdar bey engelledi, Taçoy önümüzü açtı.
– Recep Tayyip Erdoğan'ın benden beklentisi bir an önce Havaalanı'nı bitirmem. Karşılaşınca hemen bunu soruyor. Yeni havaalanının bitmesini istiyor.
– Havaalanında Varım ama yokum. Devlete sormadan adım atamıyoruz. Biri yap diyor, diğeri boz diyor.
– Yalandan nefret ediyorum. Maalesef Terminal Yapı direktörleri gezip gezip yalan anlatıyorlar. Ortağım da dahil ahlaklı davranmak gerekiyor. 25 yıl birlikte iş yapacağız. Bu tatsız söylemlerden vazgeçmesini istiyorum.
– Biz orta yol bulabiliriz. Havaalanı benim değil ki, biz orada hizmetkârız. Ortağımız da aynı hassasiyeti taşımalı. Hizmet edeceğiz. Bizden beklenen bu. Açıp anlaşmayı dahi okumuyor belli ki. Şirket bizim değil, biz sadece kalan karı paylaşacağız.
– Beni bulup getiren onlar, Terminal yapı. Sözleşmeyi de hazırlayan onlar. Beni ana sözleşme bağlar. İhale kaldığı takdirde nasıl yöneteceğimizi sözleşmeyle bağladık. Dışına çıkmam, ben haraç vermem. Hayatımda vermedim, vermem…
– T&T sadece havaalanı yapabilir. T&T havaalanı yapabilir. Ne demek yapamaz? Kuruluş amacı o… Ana sözleşme oradadır…
***
Doğru gemi ama eğri sefer
Belki de bu hükümetin almış olduğu en yanlış kararlardan birisi de, “müşavir yaratmama” kararı oldu.
Doğru gemi, eğri sefer yapıyor.
Neden mi?
Maalesef, kurultayı da hesaba katan UBP yönetimi, “herkesi atama” derdine düştü.
İşin ehli olmayan bir çok isim, hayatı boyunca alakası olmayan alanlarda görev yapmaya başladı.
Hani “reform” hükümeti…
Reform dediğiniz şeyi, o işin uzmanları yapar…
Partizanlar değil…
***
Böyle imam? Topluma ne faydası olacak
İsmi Hasan Deniz…
Mağusa- Maraş Anadolu mahallesi imamı…
Belli ki o da dini “cihat” olarak görenlerden…
İslam’ın “sevgi ve kardeşlik” dini olduğunu bilmiyor daha…
Kuran’ı Kerim’i de farklı yorumluyor.
Siyaset yapıyor.
Türkiye’de herkes bir köşede kan ağlarken…
Kendini sorgularken…
O yas tutmuyor…
İnsanların acıları üzerinden ayrımcılık yapmaya devam ediyor.
İmam arkadaşın tek vukuatı da bu değil…
“Türk olmayana” namaz da kıldırmaz, Allah bilir…
Türkiye insanının Sulha ihtiyacı var.
Ortak akla…
Türkiye insanını “terör” nerden gelirse gelsin, o beladan kurtulma ihtiyacı var.
İmam ırkçı…
İmam “cihattan” yana…
Birlikten yana değil…
Hata yapanı affetmek, hak yoluna, doğru yola davet etmek yerine, “katlini vacip” görüyor…
Ama gelin görün ki, “imam” bile böyleyse…
Daha çok Kürt, Türk öldürür…
Çok Türk de Kürt öldürür devamında…
Sorsanız imam, “yaradılanı sever, yaradandan ötürü…”
KKTC Din İşleri Başkanlığı bu işlere nasıl bakar?
O da ayrı bir konu…
