Tek bir neden yeter - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Köşe Yazarları

Tek bir neden yeter

Ahmet OkanAhmet Okan

1930’lu yıllar.

O dönemde Kıbrıs Türkü İngiliz İdaresine iyice ısınmış, özellikle eğitim konusu gündemlerinden biriydi.


30’lu yıllardan çok önceleri okul sayısı azdı ve bu okullarda sadece Kur’an okutuluyordu.

1900’lü yılların başında baş gösteren değişim süreci ile okullarda Türkçe, Hesap, Coğrafya gibi dersler de verilmeye başlanmıştı.

Durum yürekler acısıydı çünkü Osmanlı’dan kalan çağdaş herhangi bir şey yoktu.

Kadınların ve kız çocuklarının durumu daha da vahimdi.

Bilindiği gibi kadınlar “tesettür” içindeydiler.

Gözleri, mazgal deliğinden bakar gibiydi.

Sosyal hayat, onlar için evlerindeki avlularda konu komşu ile birlikte oturmaktan ve dedikodu yapmaktan başka bir şey değildi.

Bir taraftan da İngiliz’in adaya getirdiği yenilikler hayretle izleniyordu.

Tren yavaştan hayatın bir parçası oluyor,

Atlı arabaların yanında motorlu araçlar yer alıyor,

Postane, telgraf yaygınlaşıyordu…

Erkekler için zamanın ruhuna uymak daha kolaydı.

Şalvarını atıp pantolon ceket giyenler olduğu gibi,

Kravat takmaya da alışanlar vardı.

Ama yine de ne olacaksa daha sonraları olacaktı.

Türkiye’de cumhuriyet kurulup çağdaşlaşma projesi devrimler eşliğinde hayata geçirilmeye başlanınca,

Bir avuç Kıbrıslı Türk çarçabuk bu gelişmelere ayak uyduracaktı.

Ancak geleneklerden, zaman dışına düşmüş ahlaki değerlerden, alışılmış adetlerden bir çırpıda sıyrılmak beklenemezdi.

Bu yüzden tesettürlü kadınların bir anda kapalı giysilerinden kurtulmalarında zamana ihtiyaç vardı…

Ahmet An “Kıbrıslı Türklerin Siyasal Tarihi” adlı kitabında 7 Eylül 1935 tarihli Ses gazetesinden bir alıntı yapar.

Şöyle:

“…Tesettür başlıklı makalede ‘12 sene evvel peçesiz sokağa çıkmanın günah, ayıp hatta iffetsizlik’ olduğu, Türkiye’de doğan güneşin humuleleri Kıbrıs’a uzandıktan sonra taassubun, cehaletin doğurduğu bu durumun sona erdiği ve adada örtünmeyenlerin sayısının, örtünenlerin sayısından fazla olduğu kaydedilmekteydi.

Makalede daha sonra hâlâ çarşaf ve peçe örtünenlerin de bu fena adetten kurtulmaları, çünkü tesettürün erkeklerin hodgamlığı (“Kendi keyfini düşünen” A.O) neticesi yerleşmiş bir Yahudi adeti olduğu vurgulanmaktaydı.”

Kıbrıs Türk kadını bu adetten kurtulmasını bilmişti.

Avlulardan kapı önlerine çıkmış,

Gün gelmiş şapka giymeye, eline şemsiyesini alıp çarşı pazara çıkmaya başlamış,

Kadınlı erkekli balolara iştirak eder hale gelmiş,

Hatta kadınlar bisiklet kullanmaya,

Müzik ve diğer sanat dallarıyla ilgili etkinliklerde yerlerini almaya başlamışlardı…

İffet meselesi artık zihinlerden çoktan silinmişti…

Kıbrıs’ta da oy kullanacak olanlar var.

Onlara Kıbrıslı Türklerin tarihi ışık tutabilir…

“Hayır” için tek bir neden yeter…

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar