Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit geçtiğimiz hafta içinde ortaöğretimde görev yapan müdürler bir toplantı yapmış ve hem onların görüş ve düşüncelerini almış hem de eğitimde yapmak istediklerini onlara anlatmış. Çok da iyi yapmış. Muhtemelen benzer bir toplantı da ilköğretimde görev yapan müdürlerle yapılacak.
Bu toplantıda Cemal hoca şura kararlarına vurgu yaptı ve şura kararlarının uygulanacağını söyledi. Zaten Cemal hocanın bu yıl içerisinde yeni bir şura yapmayı planladığını da biliyoruz. Mart 2014’te yapılan 5. Milli Eğitim Şurası’nın üzerinden dört yıl geçmiş. Zaten eğitime yeni bir anlayış getirilecekse yeni bir şura kaçınılmazdır.
Yalnız şunu da vurgulamadan geçemeyeceğim. 5. Milli Eğitim Şurası’nda çok önemli, devrim niteliğinde kararlar alınmıştı. Cemal Hoca’nın son günlerde söylediği ve eğitimde yapmayı planladıklarının o şura kararları arasında yer aldığını görürsünüz.
Cemal hocanın bu ülkede en büyük hayallerinden biridir eğitimin hem gün içerisinde hem de yıl içerisindeki süresinin uzatılması… Şht. Ertuğrul İlkokulu’ndaki tam gün eğitim uygulamasının en önemli mimarlarından biriydi. Ancak bir gecede bugün hayvancılıkla uğraşan o dönemin eğitim bakanı tarafından o uygulama ortadan kaldırılmıştı.
- Milli Eğitim Şurası’nda tam gün eğitimle ilgili alınan kararda şöyle der; “Öğretmenlerin özlük hakları erozyona uğratılmadan, çocukları sosyal çevreden soyutlamadan, yerel yönetim ve diğer sivil toplum kuruluşlarından da destek alarak öğretim yılı ve gün içindeki öğretim süresinin, beceriye dayalı yetenekleri geliştirmek hedefiyle öğrencilerin daha fazla sürelerle eğitimle buluşturulması ile ilgili düzenlemelerin planlanmasına gidilebilir. Eğitimde fırsat eşitliği ve alt-yapı eksiklikleri de dikkate alınarak söz konusu planlamanın eğitim sisteminin tamamını kapsamı sağlanmalıdır.” Yani aslında Cemal Hoca elinin güçlü olmasını istiyorsa, şura kararlarını bir göz atmalıdır.
Müdürlerle yapılan toplantıda Cemal Hoca’nın vurgu yaptığı bir başka konu da kolejler ve kolej sınavıydı. Sayın bakan: “kolejler olmalı mı olmamalı mı? konusuna girmeyeceğiz. Tam aksine oradaki eğitim anlayışını nasıl genele yayarız onu tartışacağız. Eğitim sistemindeki yarışmacı sistemle ilgili nasıl bir yöntem uygulayacaklarını da eğitimciler ile tartışarak karar vereceğiz” dedi.
- Milli Eğitim Şurası’nda bu konuda da hem de iki farklı komisyonun tavsiye niteliğinde çok önemli kararları var. Kararların birinde şöyle diyor: “Kolejlerin mevcut yapısının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir olmayan bugünkü kolejlere giriş sisteminin çağdaş anlayışlara uygun bir şekilde kademeli olarak değiştirilerek süreç temelli bir değerlendirme sistemi ile öğrencilerin ilgi, istek ve yeteneklerine göre yönlendirilmesinin sağlanması.”
Diğerinde ise; “öğrencilerin kademeler arasında geçişlerinde; yarışmacı bir anlayışla yürütülen müfredat odaklı sıralama sınavları yerine, beceriye dayalı düzey belirleme amaçlı çok boyutlu ölçme-değerlendirme teknikleri ile toplanan bilgilerin kullanılması sağlanmalıdır” diyor.
Burada anlaşılıyor ki Cemal Hoca’nın Amerika’yı yeniden keşfetmesine gerek yok. Ortada onlarca akademisyen, öğretmen ve sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı 5. Milli Eğitim Şurası kararları var. Zaten yapılması düşünülen 6. Milli Eğitim Şurası’nda da eminim ki benzer kararlar alınacaktır.
Esas sorun karar almada değil uygulamadadır. Alınan kararları uygulamaya koyamıyoruz. Bu kez ümitliyim. Umarım Cemal Hoca artık bu şura kararlarının önemli bir kısmını hayata geçirir.
Bekleyip göreceğiz.
