Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı

Gezi Parkı olayları gösterdi ki AKP “mağdur” konumundan yavaş yavaş ama emin adımlarla “gaddar” mevkiine terfi ediyor.
Vicdanlı hiçbir insanın parktaki insanlara polisin gösterdiği acımasız tutumu onaylama olanağı yoktur. Genç kardeşlerine karşı bu denli katı ve acımasız davranması için polise kimler emir verdi? Bir yerlerden emir almadan bir polisin böyle bir tavır sergilemesi akıl alır iş değil. Sakın emirler Ankara’dan gelmiş olmasın.

Bugün çığırından çıkma eğilimi gösteren “direniş mitingleri” masum bazı isteklerle parkta geceleyen birkaç yüz kişiye “şafak operasyonu” düzenlemek fikrinin uygulanmaya konması tetikledi.  Gaddarlığı gören gençler, Taksim’e doluşmaya başladı. Aralarında bir sürü de kadın, kız. Ben hiçbir mitingde bu kadar çok “cins-i lâtif”e şahit olmamıştım.
Büyük bir çoğunluğu 30 yaşın altında olan bu gençler, neyin nesi, kimin fesiydi? Kimi temsil ediyorlardı? Hangi gücün güdümündeydiler? Bu sorulara en kestirme yanıtı, bir gencin taşıdığı pankarttaki sloganda bulunabilir: “Ne sağcıyız ne solcu, çapulcuyuz çapulcu”. 
Kendilerini “özgürlükçü” olarak niteleyen gençlerin çoğunluğu partiler üstü; ne AKP’yi destekliyorlar ne de CHP’yi. Özgürlükçü ve öfkeliler. Polise öfkeliler ama özellikle de Tayyip Erdoğan’a. Başbakanın kibirli ve otoriter tutumunu onaylamıyorlar. Ama darbelere de karşıdırlar.
Bizim gençliğimizde bu gibi durumlarda kalın bir erkek sesinden “Estergon kal’ası bre dilber aman su başı durak” veya “Tuna nehri akmam diyor” mehter marşlarını dinlerdik. Ha, bir de “Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız, tufanları gösteren tarihlerin yadıyız” diye Harbiye Marşı vardı.
Bu gençler farklı. Bunlar “Çapulcu Senfonisi” diye Ulvi Cemal Erkin’in “Köçekçe”sini dinliyorlar. “Çapulcu musun vay vay?” ve “Every life you take/Every move you make/Every skull you brake/Every kick you take/I’ll be watching you” (Aldığın her canda/Yaptığın her harekette/Kırdığın her kafatasında/Attığın her tekmede/Seni izliyor olacağım) gibi şarkılar dinliyorlar.
AKP ileri gelenlerinden biri “CHP’nin beş yılda yapmaya başaramadığını biz beş günde yaptık” dedi. Haksız da değil. Etleri bir kazanda kaynamayan insanlar bir anda kol kola direnmeye başladılar. Hangi güç GS’lileri, FB’lileri ve BJK’lileri bir araya getirebilirdi?
Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AKP hükümetinin ilk iki döneminde Türkiye’ye yaptığı hizmetleri inkâr etmek nankörlük olur. Ekonomiden vesayet sistemine, AB müktesebatı için yaptığı reformlardan sağlık sistemine getirdiği düzenlemelere kadar ülkeye birçok alanda eşik atlattı.
Ne var ki “ustalık dönemim” dediği üçüncü dönemde Başbakan tutum değiştirdi. Bir kabilenin “aksakalı” imiş gibi insanların bireysel yaşamlarına el atmaya ve onlara ayar vermeye başladı. Dinsel renklerle bezeli orta çağ soslu ahlâk anlayışını millete empoze etmeye kalkıştı.
Üstelik bunları yaparken de kaba, nobran bir dil ve mağrur, kibirli bir tavır takınmayı ihmal etmedi. Birileri kendisine, herhalde, “Bu Kasımpaşalı tavırları zat-ı âlilerine çok yakışıyor” demiş olmalı. O da buna kanarak her şeye balans ayarı yapmaya başladı. Herkesin kaç çocuk yapması gerektiğinden içkiyi nerede içeceğine kadar, ne içmesi gerektiğinden bir kızın nerede oturup oturmayacağına kadar insanların namahremine müdahale etmeyi uygun buldu.
Bu tavırlar da millete “Eeh yetti beeaa!” dedirtti. “Şu başbakana bir balans ayarı da biz yapalım” diyen gençler sokaklara döküldü. Diş macunu tüpten çıktı, yeniden tüpe zor girer. Başbakan ya değişecek ya gidecek. Aksi halde iç savaş tehlikesi baş gösterir. Sonra da darbe. Sahi, öyle devrim mevrim de beklemeyin.
Gezi Parkında toplananlara, önüne arkana bakmadan, “çapulcu” dersen gençler de birkaç gün içinde kelimenin içini boşaltıp anlamını değiştirirler. Noam Chomsky gibi biri de “I am also a ‘ÇAPULCU’” (Ben de çapulcuyum) diye yazar ve pankartın önünde fotoğraf çektirir. Hem seninle dalga geçer, hem de seni rezil eder. 
Mitinglere katılan gençlerin espri yeteneğine hayran olmamak elde değil. Yaratıcı espri yetenekleri ürettikleri sloganlarda görülebilir. Kendilerine ÇHP’li diyorlar yani Çapulcu Halk Partili. Dikkati çeken sloganlardan bazıları şöyle:
– Tayyip! Bizim gibi üç çocuk daha ister misin?
– Gaza geldik: Bas gaza yavrum.
– Biber gazı cildi güzelleştirir.
– Direnişe katılmak kilo verdirir.
– Evde sular kesik, yıka bizi TOMA!
– Sınıflararası İstanbul GAZ festivali.
– Yeter artık ya, Polis çağrıcam.
– Polis kardeş, gerçekten gözlerimizi yaşartıyorsunuz.
– Benim gaz bol acılı olsun Polis Emmi!
– Sizin biberiniz varsa bizim de UEFA kupamız var.
– Slogan bulamadım!

Bunlar hoş şeyler ama nümayişler giderek çirkinleşiyor. Darbeseverler devreye girdi. Bir hal çaresi bulunmalı. Hem de hemen. Çünkü kaybeden Türkiye olacak.


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar