Son 7 yılın en düşük kişi başı milli geliri ve sanayi büyüme hızı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
EkonomiKöşe Yazarları

Son 7 yılın en düşük kişi başı milli geliri ve sanayi büyüme hızı

Devrim BarçınDevrim Barçın

KKTC İstatistik Kurumu 2019 yılına yönelik yani pandemi yokken, döviz krizi yokken “her şey güllük gülistanlık” iken UBP-HP Hükümetinin ekonomik faaliyet verileri olan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ve Kişi Başına Düşen Milli Gelir (GSMH) rakamlarını yayınladı.

Fazla teorik bilginin ve rakamların okuyucuyu boğduğunu ve yazıdan uzaklaştırdığını bildiğim için resmi verilere yönelik düşüncelerimi “düz” yazacağım. Daha iyi anlaşılması adına önce bir iki kavramın ne ifade ettiğini tanımlamakla başlayalım.


Gayri Safi Yurt İçi Hasıla: Bir yıl içinde yerli veya yabancı fark etmeksizin üretilen tüm mal ve hizmetlerin parasal ifadesidir.

Kişi Başına Gayri Safi Milli Hasıla: Ülke VATANDAŞLARININ bir yıl için ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamı bize Gayri Safi Milli Hasılayı vermekte olup, ülkede kişi başına gelirin ne olduğunu bize gösteren veriye Kişi Başına GSMH denmektedir.

Tabii Kişi Başına Milli Gelirin hesaplanması açısından nüfus büyük önem arz etmekle birlikte, KKTC İstatistik Kurumunun bu hesaplamaları yaparken hangi nüfusu baz aldığını açıklamaması da rakamlara ayrı bir güvensizlik yaratmaktadır.

Tüm bu bilgileri aktardıktan sonra gelelim İstatistik Kurumunun 2019 yılına yönelik açıkladığı verilere.

Kişi Başına Düşen Milli Gelirin 2019 yılında 12.649 Dolar (31 Aralık 2019’da Dolar Kuru 5.95 TL) olduğu açıklandı.

Bu rakam son 7 yılın en düşük rakamdır. Yani KKTC’de yaşayan vatandaşların gelirlerinin en düşük olduğu seviyedir 2019 yılındaki UBP-HP Hükümetinin ekonomi yönetiminin halkı getirdiği nokta.

Bu rakam 2013 yılında 15.302 Dolar, 2014 yılında 15.109 Dolar, 2015 yılında 13.721 Dolar, 2016 yılında 13.902 Dolar, 2017 yılında 14.187 Dolar, döviz krizinin yaşandığı dönem olmasına karşın 2018 yılında 13.277 Dolar iken hiç bir kriz olmamasına karşın 2019 yılında kişi başına düşen milli gelir 12.649 dolara gerilemiş yani vatandaşlarımızın kişi başına geliri %4.73 düşmüştür.

GSYH dağılım

Diğer taraftan ise kriz olmamasına karşın 2019 yılındaki GSYİH’daki sektörel gelişmelere baktığımızda, Sanayi Sektörünün -%14.7 küçülmesi hele hele de üretim açısından çok büyük önem arz eden İmalat Sanayinin – %20.2 küçülmesi, ülke ekonomisindeki yetkili siyasi erkin üretime verdiği değeri bir kez daha bize göstermiştir.

Ülke ekonomisindeki üretimde yani kendi kendimize yetme noktasında büyük önem arz eden imalat sanayinde 2019 yılında %20.2 küçülmemiz, bizi daha da dışarı bağımlı hale getirmekte ve bizi her geçen gün kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratma noktasından geriye götürmektedir.

Diğer taraftan Ticaret ve Turizm sektörlerinin reel büyüme hızları – %2.7 olmuş yani ülke ekonomisinde umut bağladığımız bir sektör daha 2019 yılında küçülmüştür.

Yüksek Öğretimdeki Büyüme Hızı ise 2018 yılında %7.5 olurken 2019 yılında bu oran %2.3 gerçekleşerek son 6 yılın en düşük reel büyüme hızı olmuştur.

Bunun yanında büyüyen sektörler de yok mu ? Var tabii. Onları da sizinle paylaşayım ki ekonomide siyasi bakışın, önceliklerin ne kadar önemli olduğunu göresiniz dostlar.

Konut Sahipliği son 6 yılın en yüksek reel büyümesini yaparak bir önceki yıla göre %5 artış göstermiş.

Kamu Hizmetleri son 6 yılın açık ara en yüksek reel büyüme hızına ulaşarak %3.7 artış göstermiş.

Toplamda GSYİH, 2019 yılında %0.2 reel büyüme kaydederek son 6 yılın en düşük reel büyüme hızını kaydetmiştir.

Veriler üzerine daha onlarca sayfa yorum yapılabilir ancak bu yazımdaki yorumları şimdilik burada bırakıyorum.

GSYH sektörler

İlk başta da söylediğim gibi 2019 yılında döviz vb bir kriz yokken, UBP-HP Hükümetinin ekonomiyi getirdiği nokta, resmi verilerle ortadadır dostlar.

Bu hükümet döneminde üretime yönelik adımlar atılmazken sadece yandaş istihdamları ile kamuyu şişirerek bu ülkeye ne kadar zarar verildiği ve bu ekonomik bakış açısı ile ülkemizin dışarıya her geçen daha da bağımlı hale geldiği gün gibi ortadadır.

Çözüm yandaş istihdamlarında değil çözüm üretimi artırmaya yönelik kaynak aktarımı yapmak ve ülke ekonomisine artı değer kazandıran sektörlerin özellikle Covid-19 sonrası yeniden kolektif tartışma ortamlarında enine boyuna incelenip hükümetlere göre değişmeyen ve süreklilik arz eden bir kalkınma planı oluşturmaktan geçmektedir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar