“Soft power”... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

“Soft power”…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türkleri için “soft power”, yumuşak güç tanımını kullandı ve bu potansiyel gücü harekete geçirmeyi planladıklarını söyledi.

Yumuşak güç, devletlerin bazı kitlelerin düşüncelerini ve kalplerini kazanarak, onları ikna ederek ortak çıkarlarda birleştirmesi, hatta kullanması olarak tarif ediliyor. Bu kitleler ülke içinde yaşayan belli gruplar, mesela yabancı öğrenciler de olabiliyor, yurt dışında yaşayan vatandaşlar, yani diaspora da olabiliyor.


Tanım doğru. Hedef de doğru da, bizim soft power yıllar yılı gözardı edilen, ihmal edilen bir güç olduğu için, işimiz kolay değil.

Özellikle genç nesillerde gönül bağından ya da fikirsel bağlılıktan bahsetmek çok zor.

Onların somut talepleri var ki, neredeyse elli yıldır değişmiyor. Askerlikten, eşdeğere hep aynı konular. Bu konularda büyük haksızlıklara uğradıkları için, zaman içinde doğru düzenlemeler yapılmış olsa da, onları tatmin etmiyor.

Sorunlarına doğrudan eğilmek ya da ziyaretlerle özellikle genç nesillerin bağlarını güçlendirmek iyi bir fikir olabilir.

Ama dün de yazdım; onların buraya ilgisini bir anda yükseltecek en önemli unsurlardan biri, seçme hakkını tanımaktır.

O zaman ister istemez yakın takibe geçecekler, kendilerini buraya daha çok ait hissedecekler, geleceğine dair kafa yoracaklar.

Bunun bizim açımızdan önemi ise, hiç tartışılmaz.

Umarım planlarının içinde yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türklerine en erken zamanda seçme hakkı verilmesi de vardır…

BM’NİN YAPTIĞI, MEVCUDUN DEVAMINI SAĞLAMAK…

Guterres’in raporu hakkında okuduğum değerlendirmeler arasında en çok Serdar Denktaş’ınkini beğendim.

Diyor ki; “Sayın Akıncı’nın zaman zaman bizim tasvip etmediğimiz ölçüde sorunun çözümü için vermiş olduğu tavizleri; bir anlaşma imzalanabilmesi için göstermiş olduğu çabayı, tüm BM parametrelerini bir çırpıda silip atan Rum Lider Anastasiadis’in uzlaşmaz tavrı ile ‘dengeli’ tutmaya çalışmak Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’ya ve Kıbrıs Türk halkına karşı adil olmayan bir tutum sergilemektir. Sayın Guterres’in bir çok konuda eksik ve/veya yanlış bilgilendirildiğini de rapor içinde saptamak mümkün”

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın taviz verdiği tespiti, kendi görüşünü yansıtıyor.

Ama çaba gösterdiği doğru, hem de müzakere ortamı ortada yokken dahi ılımlı, olumlu, uzlaşmacı bir tavır sergiledi Cumhurbaşkanı. Kimse tersini söyleyemez.

Rapora bakıyorsunuz, Genel Sekreter ne söylemişse, iki taraf için ortak söylemiş.

“Taraflar şunu yaptı, taraflar bunu yaptı, sonuçta şöyle oldu”…

Kim ne yaptı? Madem ki çözümün modelini “İki bölgeli, iki toplumlu ve eşit siyasi hakların olduğu bir federasyon” diye net söyleyebiliyor, bunun dışına çıkanı da işaret etsin.

Kimse bana ‘BM’nin böyle bir görevi yok’ demesin. Geçmişte Türk tarafını suçlayan açık ifadelerin yer aldığı tonla rapor var.

Varsa Türk tarafının hatası, onu da söylesin. Ya da Kıbrıslı Türk liderin çözüm aleyhine bir cümlesi varsa, Kıbrıs Rumlarını kışkırtacak bir tutumu varsa, onu da not etsin.

Ama diğer tarafın da ne yapamaya çalıştığını somut olarak ortaya koysun.

Yok böyle bir şey.

O bakımdan, BM’nin iyi niyet görevinin gereği yerine gelmiş olmuyor.

BM’nin iyi niyet görev tanımı, artık bundan sonra “mevcut durumun devamını sağlamak” olarak değiştirilse, çok daha gerçekçi olurdu…

 

YERİN KULAĞI VAR

VAZGEÇİN BU SENARYOLARDAN:

Başbakan Erhürman Lefke ziyaretinde,“Hükümet başka sebeplerle düşebilir mi düşemez mi gibi nedenlerle zaman kaybetme gibi niyetimiz asla yoktur. Biz ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Bunları yapmak için canla başla çalışıyoruz” diyerek muhalefeti öneri yapmak yerine, hükümetin düşeceği senaryolarıyla istikrarı sarsmaya çalışmakla suçladı. Bizim de dediğimiz aynen bu. Hükümet düşecek mi taratışmaları yapmak yerine, “ne yapabiliriz”e odaklanmak gerek…

 GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜ:

Evet, grev bir haktır ve demokratik ülkelerde sendikalar bu hakkı kulanır. Yanlışları haykırmak, yaşanabilir bir ülke yaratmak için mücadele etmek hepimizin görevi. Ancak, ülkenin geldiği durum ortada, Kıbrıs Türkünün yavaş yavaş tükenmeye gittiği bir dönemde gün, zamları, göç yasasını protesto etmek yerine, varlığımıza, kültürümüze en önemlisi geleceğimize sahip çıkma adına birlik olma günüdür…

NE BEKLERDİNİZ:

BM Genel Sekreteri Guterres’in merakla beklenen raporu kuzeyde olumlu karşılanmadı. Siyasilerin rapor hakkındaki genel görüşü “hayal kırıklığı” olduğu yönünde. Kaç gündür bu sayfadan yazıyoruz, kimse boşuna tatalı hayaller kurmasın, bu rapor da, öncekilerden farklı olmayacak diye. Tam da dediğimiz gibi yıllardır olduğu gibi rapor yine, “ne şiş yansın, ne kebap” mantığıyle yazıldı…

 AKEL HEM NALA HEM MIHA:

Rum liderliği, ABD’li senatörlerin Doğu Akdeniz’de yeni bir askeri ittifak” önerisini, Temsilciler Meclisi’ne getirdi. AKEL bunu “Rusya aleyhine” olarak algıladı ve karşı çıktığını duyurdu. “Adanın askersizleştirilmesinden” de şöyle bir bahsetti ama, ABD silah ambargosunun kalkmasını da savundu. Hem nala hem mıha.  Akdeniz’de olup bitenler gerçekten kendilerini rahatsız ediyorsa, adanın nasıl bir felakete sürüklendiğini çok daha net ortaya koymalıydılar. Bu sözde muhalefet, kimsenin umurunda olmayacak. Aynen 74 öncesinde yaptıkları gibi, felaketin gelişini durduramayan, ikircikli bir tutum…

VAZGEÇİN BU İŞLERDEN:

Yüksek Öğrenim Burs Tüzüğü’nde yapılan değişikliklerle Rum tarafındaki bir Üniversite’ye burs verilmekte olduğunu” belirten UBP milletvekili Resmiye Canaltay  tüzükte yer alan, “Kıbrıs adasında kurulmuş ve faaliyet gösteren üniversiteler” ifadesine tepki göstermiş. Güneyde okuyan da bizim çocuklarımız. Londra’da, Amerika’da okuyan öğrenciden ne farkları var. “Rum edebiyatı” yapacağınıza, bırakın da gençler istediği okullarda okusunlar…

FAKİRİZ:

Dünya Bankası tarafından hazırlanan raporda Kıbrıs’ın kuzeyindeki yoksulluk oranının %22.2 olduğu tesbit edilmiş. Güneyde ise oran, % 16.2. Rapora göre, kuzeydeki yoksulların daha ziyade özel sektör çalışanları olduğu kaydediliyor. Bu oran %37 ile en çok İskele’de bulunuyor. 2015 verilerine göre hazırlanan rapor, bugünkü verilere göre yapılsa inanın fakirlik oran çok daha yukarılarda olurdu…

ZİRVEDEKİLER

Kudret Özersay: “BM bir kez daha ‘aman gerçekleri söyleyeceğim diye taraflardan birini küstürmeyim’ diyerek her hal ve şartta tarafları birbirine eşitleyeyim kaygısıyla adil olmayı unutmuşa benziyor. 8 aylık istişarelere rağmen müzakere süreci dahi başlayamıyor çünkü zemin yok ama yine de istişareye devam! Yeter ki statüko sorgulanmasın. ‘Gurdalanın’ da gerçeğin ne olduğu anlaşılmasın…”

 DİPTEKİLER

Merkez KKTC: Bu defa Mersin-Adana’da tutuklamalar. Yine sanal bet. Emniyet Müdürlüklerinin verdiği bilgiye bakın; “Suç örgütünün Mersin ve Adana‘da bulunan öğrenci, işsiz veya asgari ücretli çalışanları ikna ederek belirli ücret karşılığında banka hesabı açtırdığı, ardından bu hesap bilgilerini toplayıp, KKTC’de yasa dışı bahis organizasyonunu yürütenlere vererek, yine yasa dışı bahiste kullandığı saptandı”. Eeee, nerede bu hesaplar? Nerede bu merkez? Niye bir türlü kurutulamıyor? Bu işte bir tuhaflık yok mu sizce de?.. 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar