KKTC’de ki siyaset geride bıraktığımız bir çok yılı heba ederek hatta içinde bulunduğumuz mevcut durumu (kötü durumu)yaratarak yine bir seçim sürecine girdi. Geride bıraktığımız yıllar ekonomik ve siyasi olarak kaybedilen yıllar oldu. Ne siyasette ne de ekonomide yol alamazken her ikisi de kapanması zor yaralar açtı.
Siyasetçiler ekonominin iyi gittiğini söyleyerek halkın moral motivasyonunu yüksek tutmaya çalışıyorlar. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar her ailenin çok iyi bir yaşam sürdüğünü söyleyerek hem siyasetin hem de iktisadi olarak ülkemizdeki iki yozlaşmış kurumun örneğini vermiş oldu. Ülkemizde siyasetin iyi gitmediği gibi ekonominin de iyiye gittiğini söylemek hiç de mümkün değildir.
Hiçbir ekonomik olguyu siyasetten ve iktidar ilişkilerinden ayrı ve bağımsız düşünemeyiz. Neo – klasik iktisat ekonomi ve siyaset arasında ki ilişkiyi genelde “Parti Siyaseti” ve seçimlerle ilişkili birkaç olgu üzerinden kurar. Aslında bu olgu bizde olduğu gibi farklı çıkar odaklarının politikasıdır. Bu politika bizde olduğu gibi yapısal süreçleri içermiyor. Bu bakış açısıyla seçmenin, partinin ve adayların davranışları ile ekonomik gelişmeler arasında ki ilişkiler ortaya çıkarılır.
Bu gerçekle ekonomi ve siyaset ikilisini birlikte düşünmeliyiz. Çünkü bu ikili arasında ki ilişki birbirinden ayrılmaz.
Ekonomi ve siyaset birbirine bağlı bir ilişki içerisindedir. Yaptığımız her şey politiktir. Politikanın her şeyden önce geldiğini ve birincil olduğunu düşünürüz. Bu da doğrudur çünkü yanlış veya doğru her politika bir şeyler yapar. Politika da alınacak her karar yeni alınacak başka kararlara zemin hazırlar. Ekonomi ise insanın hayatta kalma stratejisidir. Ekonomi ve onun politikasıyla birlikte yaşarız.
Özellikle bizim gibi küçük toplumlarda ekonomi ve politika arasında ki ilişkiyi çok daha kolay gözlemleriz.
Ekonomik alanda vuku bulan bir şey hiçbir zaman salt ekonomiye veya ekonomik değişkenlere ilişkin değillerdir.
Bir verginin indirimi sadece basit bir vergi indirimi değildir. Bir kamu harcaması hiçbir zaman basit bir kamu harcaması değildir.
Bütün bunların gerisinde iktidar oyunları ve stratejiler vardır. Dolayısıyla siyaset vardır. Bugün ülkemizde yaşadığımız iktisadi bozukluk ve bunun getirdiği sonuçlar yıllarca KKTC’de uygulanan politikalardan ayrı düşünülemez. Siyasetinde sonuçlarıdır. Dolayısıyla ekonomi ve siyaset baş başa giderler. Ülkemiz yeni bir döneme girecektir. Yeni dönemi yaratırken hepimiz çok düşünmeli ve ona göre şekillenmeliyiz. Tecrübe edilen trajedilerin üzerini örtmeyelim.
