SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE POLİTİKA - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE POLİTİKA

Erdoğan Özbalıkçı

Son günlerde Kuzey Kıbrıs’ta birçok şey yeniden sorgulanmaya başlandı.

Yıkıcı bir ekonomik yapı içerisinde çırpınan halka, siyasi Partilerin önderlik edememesi, kitlelerdeki umutsuzluğu arttıran bir  faktör olarak göze batmaktadır.


1974’tten sonraki yıllarda iktidara gelen siyasi partiler demokratik bilinç vermek, halkı üretime yönlendirmek yerine, Rum mallarını yağmalatmak ve Türkiye’den gelen kaynakları yandaşlarını arttırmada kullanmak şeklindeki politikalarıyla halkı alabildiğine uyuşturdu.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin  AB ye katılımı sürecinde Kuzey Kıbrıs’taki kitleler, sivil toplum kuruluşları ve Partilerin doğru önderliğinde mücadele ederek, birçok şeyleri değiştirebileceklerini gösterdiler.

Yıllardan beri iktidarda olan ve her yerde dokunulmaz olarak görülen Denktaş yönetimi, 2003 ‘teki kitle gösterileri ve Annan Planı sürecinde yıkıldı. Bu yıkılmayı sağlayan ana gücün HALK olduğu bugünlerde iyice unutuldu.

Kıbrıs Türklerinin en büyük eksikliği, üretime yeterli önemi verememektir. Bunun ana nedenlerinden biri de, çalışan nüfusun önemli bir kısmının memur olmayı tercih etmesidir.

Üretmeyen toplumlar, bir de dışarıdan gelecek paraya bel bağlarlarsa, “PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ DE ÇALAR” Pozisyonuna kesinlikle düşerler.

Politikacılar emek vererek yükselmek yerine, yaltaklanarak yükselmeyi tercih ederler ve Partilileri de hakkı olanın , emek verenin yanında durmazlarsa, toplum adım adım pasifizmin batağına saplanır.

Kuzey Kıbrıs’taki yıkımın ana nedenlerinden biri de budur.

Emek verenin, nitelikli olanın yükselmesi unutuldukça, çapsız politikacılar siyasi iktidarı ele geçirir.  Bunun bedelini de halk, şimdiki gibi acı bir şekilde öder.

Sendikalar, kitle örgütleri ve Partiler , içinde bulunduğumuz dönemde yeniden oturup bir durum değerlendirmesi yapmak ve niye bu aşamaya gelindiğini etraflıca tartışmak zorundadır.

Sendikaların ve sivil toplum önderliklerinin bu dönemde doğan fırsatları niye ileri götürmeye çalışmadıklarını aydınların etraflıca incelemesinde büyük fayda vardır.

Kuzey Kıbrıs insanını üretime yönlendirebilecek önemli fırsatlardan biri, Maraş’a karşılık Ercan ve Mağusa limanının ULUSLAR ARASI TRAFİĞE açılması teklifiydi.

Uluslar arası  ilişkilerin geliştirilmesi, çok şikayet ettiğimiz ambargoların kırılmasının başlamasına yol açacaktı. Ancak muhalefet partilerinden birinin  Parti meclisinde yer alan bir aydını “Maraş verilir de Rum daha sonra hava alanını açmazsa” diye  saçma sapan gerekçeleri ulu orta söylüyorsa,  o partinin bu konudaki sessizliği anlaşılabilir.

Yeni geçiş kapılarının açılmasında da siyasi Partiler yine sınıfta kalmışlardır.

Mevcut olan kapıların artık geçişlerde yeterli olmadığı meydandayken, Baf Kapısının açılması mücadelesinde Partiler de sivil toplum önderlikleri de hiçbirşey YAPMAMAKTADIRLAR.

Geçmişte kapatılan LOKMACI KAPISINI açtırmak için dişe diş mücadele veren muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları şimdi NEREDEDİRLER?

Halk artık sıradan tatlı su muhalefeti yapan Partileri ve sadece ekonomik mücade peşinde koşan sivil toplum önderliklerini de eleştirmek ve onlara yeni çıkış yolları bulmada yardımcı olmak zorundadır. Bunlar yapılmazsa, Kuzey Kıbrıs’ta yaşamak da artık mümkün olamayacaktır.

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar