Serbest Çağrışım Kürsüsü - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Serbest Çağrışım Kürsüsü

Ece UsluUzm. Dr. Ece Uslu

Hadi Corona dünyasından uzaklaşıp biraz ruhumuza odaklanalım. ‘Umutsuz yaşamak hayattan istifa etmek demektir’ der Dostoyevski. ‘Nefes alıyorsak umut var demektir.’ de Seneca. Kaç kere düştüğünü hatırlıyor musun? Kaç kez hayal kırıklığı yaşadığını? Etrafını ‘dinmez’ dediğin kaç fırtınanın sardığını? Hepsinden canlı çıkmadın mı yaşadığın savaşların? Hepsi son bulmadı mı acıların? ‘Dinmeyen acılarım var’ diyenlere de cevabım hazır: ‘Her şeyin bir ömrü vardır.’ Hayatın, ilişkilerin, savaşların, barışın, hastalıkların hatta dolaptaki sütün bile ömrü vardır. Acıların nasıl ömrü olmasın. Dinecektir onlar da biliyorum. Sonsuz mutluluk olmadığı gibi sonsuz acı da yoktur, olmayacaktır.

Düştük, hem de defalarca, kimi yaralarımız kapandı, kimisi açık hala. Ama şu an bu satırları okuyan herkes ayağa kalktı her seferinde. Hepiniz yeniden umutlarınıza sarılarak ayağa kalkabilecek kadar cesurdunuz, bir o kadar da güçlü. Düştüğümüzde değil ayağa kalkmadığımızda yeniliriz zaten. Ve pes edersek oyunun hep bir başka kazananı olur. Umut etmekten, umut ederken de mücadele etmekten vazgeçmeyenler oluyor bu oyunun kazananları işte. Mücadele edip kaybetmek de oyuna dahil, ama mühim olan ‘elimden gelenin en iyisini yaptım’ diyebilmek. Ondan sonra zaten kaybetsek de kazanmış oluyoruz. Hiçbir şey olmasa bile kendimize inancımızı, kendimize saygımızı ve güvenimizi kazanıyoruz. Sadece bunlar için bile mücadele etmeye değer mi? Bence değer! Bu hayattaki en büyük hediye ‘kendini bulmak’tır. ‘Kendini bulmak’ yaşamı daha kaliteli yaşayacağınız anlamı taşır çünkü.


‘İçimdeki umutlar öldü benim’ diyenler. Diyemezsiniz! ‘Umut’ onun adı, ölümsüzlüğü kendi adında saklı. Hiçbirinizin gücü onu öldürmeye yetmez! ‘Yoruldum’ diyebilirsiniz, ‘Bir süre durup dinleneceğim’ de; ama artık umut etmeyeceğim diyemezsiniz. Çünkü siz farkında olmasanız da umut, sizin içinizde yaşatır kendini. Her şey kendi varoluşu içinde sürüp gitmeye çabalar. Bu da ancak ‘umut’ var oldukça mümkündür.

Hayatın içinde iyiler olduğu, kadar kötüler de var. Zaman zaman hepimiz karamsarlığa düşebiliriz. Ama bu da yaşamın doğal süreci içerisinde olması gerekendir zaten. Eğer umut ettiklerimize giden bir yol varsa bu yol en kötüye giden yolu da bilmeyi ve olası tehlikeleri görebilmeyi gerektirir. Dozunda kaygılar olası tehlikelere karşı ışık tutar bize ve dozunda karamsarlıklar bizi durduran, gücümüzü toplamamızı sağlayan ufak duraklardır sadece. Her şey dozunda ve dengede olduğunca faydalı bize aslında. Dozunu aştıkça umut bile zehir olur bize. Toz pembe bir sis kaplar gözümüzün önünü. Asılsız bir özgüven bulutu! Gözümüzü o denli kör eder ki; mücadele etme gereği bile duymayız. Ama dedik ya herşeyin bir ömrü vardır diye, elbet bu sis de dağılır. Gözümüzün önü açıldığında tokat gibi çarpar gerçekler yüzümüze! ‘Umut zehirlenmesi’ yaşamışsınızdır, geçmiş olsun. ‘Öğrenmem için yaşanması gerekiyordu’ deyip çıkardığın derslerle yola devam etmektir tedavisi. Çıkaracağım ders gözümün önüne perde indiğinde daha dikkatli kararlar vermem gerektiği gerçeğidir. Bu perde kara bulutlar nedeniyle de olabilir toz pembe bulutlar nedeni ile de. Ama duygularımız her ne olursa olsun yoğun bir şekilde yaşanıyorken içimizde, hayatımızla ilgili büyük kararlar almamamız gerekliliği hep baki kalır. Zehir dozdadır yani. Her durumda… Umutta bile…

Olumsuzluklar kadar olumsuz duygular da korkutmasın sizi. Duygularımız bize gitmemiz gereken yönü gösterir, düşüncelerimiz de bu yöne gideceğimiz yolu bulur. Yani her şeyin dermanı kendi içimizde. Kendimizi tanıdığımız, kendimizin farkında olduğumuz ve kendimizi çaresiz kılmadığımız kadar özgür ve kaliteli yaşarız hayatı. O nedenle hissetmekten de düşünmekten de korkmamalıyız. Ama ne hissettiklerinizin esiri olun ne de düşüncelerinizin. Unutmayın onları siz yarattınız. İnsan, eserinin esiri olabilir mi hiç? Esneyebildikçe olmaz. Değişimi kabul ettikçe olmaz. Yola çıktığında, yoldaki duruma göre kararlarını değiştirebilme iznini kendine verdikçe ve bu becerisi olduğunu bilip kabullendikçe olmaz.

Nerden nereye geldik. Aslında bugün biraz serbest çağrışım yapmak istedim, özgür bıraktığım düşüncelerim hayatta asla unutmamamız gereken noktalara çarpsın, çıkardığı ışıkla sizi aydınlatsın diye. İşe yarayacağını ‘umut’ ediyorum. Nice okumalarda buluşmak üzere… Umut belki de gelecek sayfadadır kapatmayın kitabı….

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar