Ocak ayında yapılacak seçimler için adaylar netleşti.
Siyasi partilerin söylemleri ve seçim kampanyalarında öne çıkaracakları sloganlar da öyle…
Görünen o ki toplum iktidara geldiğinde beceriksizlik ve kafa karışıklıkları nedeni ile bekleneni veremeyen, büyük hayal kırıklıkları yaratan ve zoru gördüğünde bırakıp giden CTP ile, iktidarı kimi zaman kişisel, kimi zaman da bazı zümresel çıkarların yerine getirilmesinde araç olarak kullanıp halkı öfkelendiren, günü kurtarıp, seçim kazanma odaklı siyaset yapan UBP arasında seçim yapmak zorunda kalacak.
Şu an itibarı ile UBP öne çıkmış durumda.
CTP de onu yakalamaya çalışıyor.
Bu iki parti ile diğer partiler arasında gelen ilk kamuoyu yoklaması bilgilerine göre fark var.
Bunun tabii ki nedenleri var.
Umut olması beklenen yeni parti Halkın Partisi’nin alternatif olma ve iktidara gelme olasılığını ortadan kaldıracak eylem, söylem ve tutumu bu durumun oluşumunda önemli etken oldu.
Partinin Genel Başkanı Kudret Özersay seçimin gündeme gelmesi ve sonrasında yaptıkları ile hızla partisini iktidara talip bir parti olmaktan uzaklaştıracak adımlar attı.
Sanki de bilinçli bir şekilde iktidar olmamak için önemlerini aldı.
TDP ise aday belirleme çalışmalarında önce halkın dikkatini çekecek bazı adımlar atsa da, bütünlüklü olarak büyük bir heyecan yaratacak bir durumda değil.
Genel Başkan Cemal Özyiğit takım çalışması yapan, mütevazi duruş sergileyen, düzgün ve dürüst bir kişi ama TDP’de sinerji yaratıp bunu topluma yayacak şekilde liderlik göstermekten uzak.
Bu da TDP’nin beklenen çıkışı yapmasına engel oluyor. Partinin bir türlü yenilenemeyen vitirini ve halkın tümünü kucaklayamaması da bir diğer etken.
DP için sanırım bu kurulduğu günden itibaren girdiği en zor seçim yarışı olacak.
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş yıllar içerisinde siyasette önemli bir deneyim elde etmiş olan bir siyasi figür ama deneyimini partisini büyütecek adımlar atmakta kullanamadı.
DP’nin kuruluş sürecinde özellikle kendisinin koyduğu katkılar ile yaratılan ekip ve enerjiyi maalesef yine kendisi zaman içerisinde tüketti. Etrafını iyice bir boşalttı.
Kendisine dönük güveni sarstı.
Önümüzdeki seçimlere giderken adaylık teklif ettiği birçok kişiyi de ikna edemedi. Bu nedenle de partisini istediği gibi toparlamayamadı.
DP’yi şimdi çok zor bir seçim bekliyor.
DP için şu anda en büyük şans diğer muhalefet partilerinin seçime dönük çıkardıkları takımların ve ortaya koydukları performansın çok parlak olmaması.
Diğer bir yeni parti olan YDP ise bu seçimde Genel Başkanı Erhan Arıklı ve parti içerisinde yer alan diğerlerinin söyleyecekleri ve yapacakları arasında kafa karışıklıkları yaratacak ve kamuoyunun güvenini kazanmakta zorlanacak gibi görünüyor.
Arıklı’nın bir Genel Başkan olarak performansı diğer başkanlara kıyasla iyi olmakla birlikte bunu partisinin geneli için söylemek çok zor.
TDP’den kopup TKP’yi yeniden canlandırmaya çalışan Mehmet Çakıcı ve arkadaşları için de bu seçim çok zor geçecek. Çakıcı kendisini vekilliğe taşıyan, Genel Başkanlık yaptığı TDP’nin tabanına neden partisinden ayrılarak farklı bir yola girdiğini anlatarak ikna edebilmiş değil. Bu nedenle de onların büyük bir çoğunluğunu beraberinde yeni partiye götüremedi.
Bu arada Çakıcı’nın TDP’den kopuş sürecinde yaşanan kavga ve didişmeler hem TDP’ye hem de kendisine ciddi zarar vermiş durumda…
Bir de kurduğu ittifakla birlikte yeni kavgaların yaşanması muhtemel bir görüntü veriyor olması onun için ciddi bir dezavantaj.
Kısacası karma oyun fazlası ile öne çıkması beklenen 7 Ocak seçimlerinde ülkenin en köklü iki partisi UBP ve CTP bütün yıpranmışlıkları ve hatalarına rağmen yine öne çıkacak ve ipi göğüsleyecek gibi görünüyorlar.
En azından şu an itibarı ile durum böyle…
