KTC neden iflas etti? 43 yıldır buralarda yapılanların yanlışlığı KKTC’nin iflasını getirdi. Örneklerini saymakla bitmez. Başta ‘ganimet’ ve buna bağlı ‘adam kayırmacılık’ KKTC’nin iflasını getirdi. KKTC’nin köy olarak kalması için ESKİ SİYASET elinden geleni yapmış çünkü çıkarları onu gerektiriyordu.
İnsanlarımız sağlık için yurt dışı ve Rum tarafına gitmeyi tercih ediyor. Aileler ilkokuldan hatta anaokuldan çocuklarının eğitimi için, buraların çarpık düzenini kuran aşırı milliyetçilerin bir zamanlar anlaşma isteyenlere ‘rumcu’ diye damga vurduğu, ‘Rum’ tarafındaki okulları tercih ediyorlar. Tercih sırasında ise ikinci olarak KKTC’deki özel okulları en son da devlet okullarını tercih ediyorlar. Hem sağlık hem de eğitim sistemi iflas etti demek ki.
Ekonomi kurumunu hiç söylemeye gerek yok. Üretim hiç olmadı; ne hizmet ne de mal bağlamında. Ekonomide arz sadece ithalatla giderildi. Ekonomi üretim temelinde yapılandırılmadı. Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti ile ithalat- ihracat dengesi kurmuş. TC menşeli malları Rum tarafından daha ucuz fiyatla satın alabiliyorsunuz. Ekonomi diye birşey buralarda hiç olmadı ki iflas etsin. İflas eden bütçe. Sonuçta kasayı doldurmak için tek yol: ZAM oldu. Zamlar yine sahnede.
Üniversitler adasının üniversiteleri KKTC’nin hiçbir problemine çözüm önerisi getirememiş, üstüne üstlük kendileri de yeni pek çok problem oluşturmuş. Üniversiteler sadece ticarethane olarak kabul edilmiş.
Trafikse ölüm makinesine dönüşmüş. İnsanlar 21. yüzyılda tarla gibi yollarda, tek şerit içerisinde, ışıksız, trafik işaretsiz yollarda, hergün ölümle burun buruna. Trafik para makinesi olarak düşünülmüş. Kameralar ve polisin vatandaşa pusu kurarak, suç işlemesine seyirci kalarak, ardından hemen saklandığı yerden çıkıp, insanlara trafik cezası yazmayı trafik kontrolü olarak seçmiş. Kasayı doldurmak tek amaç. Ölümlü trafik kazalarının kameralardan sonra artması, kameraların varlığını yeniden sorugulamak için yeterli.
Hak aramak da zor buralarda. En basit bir hukuk davasını dosyalamak yani hak, hukuk, adalet aramak için 1500 TL pul parası gerekli. Asgari ücret 1830 TL. Anlayacağınız asgari ücretli, yoksul vatandaş buralarda hak arayamaz durumda. Hukuk sistemi de zenginler için düzenlenmiş.
Peki bile bile yanlışta ısrar etmek niye? Neden insanlar hala daha KKTC’nin iflas etmesine neden olan kurumlarının varlığını istiyor? Ve bunun için kamu kaynakları boş yere harcanıyor? Anlamak çok da kolay değil.
Tüm bunların kaynağı ‘eğitim’. Eğitim sistemei 43 yılda ben bu işi yapamıyorum diyor. Doktoru, polisi, öğretmeni, avukatı, mühendisi vs eğiten eğitim sistemidir. Demek ki buraların sistemsiz eğitimi bu işi başaramıyor.
Nedeni çok basit; ezberleyen, sınav ve çoktan seçmeli test temelli sistemsiz eğitim artık iflas etti. 43 yılda topluma bunu açıkça ispat etmiş. Hatta bağıra bağıra sağır sultana bile duyurmuş ama duyman kesim sadece ESKİ SİYASET ve onun ESKİ AKTÖRLERİ.
Artık dünyalı bir eğitim sistemi kurgulamanın zamanı geldi. Eski siyaseti ve onun aktörlerinin kendi STATÜKOLARINI koruyan ve onların istediği İNSAN TİPİNİ yetiştiren sistemsiz eğitimi yıkmanın zamanı geldi.
Yaratıcı, üst düzey düşünme yeteneği kazandıran, demokrasiyi yaşam biçimi olarak benimsemiş İNSAN TİPİ yetiştirecek bir eğitim SİSTEMİ’ne geçmenin vakti geldi. Ezberleyen değil bilgiyi yeniden bilgi üretmek için kullanan, özgür düşünebilen her türlü dogmadan arınmış, dünyalı akranlarıyla her alanda iletişim kurabilen ve tatlı bir rekabet içinde yarışan bireyler yetiştirmenin zamanı geldi.
Her türlü aşırılıktan uzak, BARIŞCIL, insanı, hayvanları, çevreyi seven bireyler yetiştirecek bir eğitim sistemi yapılandrımanın zamanıdır şimdi. Artık adam kayırmacılık, ganimet, bendensen bin yaşa felsefesini benimsemiş, diğerlerine yaşam şansı vermeyen nitelikleri benimseyen sistemsiz eğitimi yıkmak gerekir. Yoksa iflastan sonra SATILIK KÖY tabelası da asmaya ramak kaldı. ‘Zaten tam da şu aralar satıldı’ dediğinizi duyar gibi olduk.
