Sanki Navtex öncesi güllük gülistanlıktı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Sanki Navtex öncesi güllük gülistanlıktı

Anastasiadis de…
Eroğlu da…
İkisi de barış güvercini…
İkisi de müzakere masasına dönmek için yanıp tutuşuyor ama kahrolası Navtex kararı nedeniyle, Türkiye müzakere masasını berhava etti.
Maalesef, CTP’de bazı milletvekilleri de buna inanıyor. Eğer Navtex kararı yeniden alınmasaydı, müzakere masası kurulacaktı.
Ne çabuk unuttuk, ortak metne dahi tahammülü olmayan Dr. Derviş Eroğlu’nun ikna edilmesi için dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun uçakla adaya geldiğini…
Hatta ne çabuk unuttuk, ABD’deki Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Türkiye Başbakanı’na “sismik araştırma hakkı verdiğini” ama dönemin Başbakanı İrsen Küçük’ün bundan haberi olmadığını kürsüde açıkladığını.
Ya Rum tarafı açısından…
Arşivler oradadır…
Güney Kıbrıs Yönetimi sırasıyla Mısır (2003), Lübnan (2007) ve İsrail (2010) ile kıta sahanlığı anlaşması imzaladı.
Kıbrıs Türk tarafı her üç anlaşmaya da karşı çıktı.
Hatta Talat döneminde, itiraz BM belgesi olarak yayımlandı.

Talat bugünleri görerek, uyarmıştı
Arşiv oradadır… Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Talat, 2 Şubat 2007, 26 Kasım 2008 ve 14 Nisan 2009 tarihli BM Güvenlik Konseyi’ne göndermiş olduğu konuya ilişkin mektuplarda, “Bu tür tek yanlı anlaşmaların ve Kıbrıslı Rum yetkililerinin konuya ilişkin demeçlerinin tüm Doğu Akdeniz bölgesinde tansiyonu artırmaya devam ettiğini” ve “Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarını görmezden gelen bu kabul edilemez ve kışkırtıcı adımların iki taraf arasındaki güveni sarstığını ve adada kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik çabaları da olumsuz etkilediğini” belirtti.
Unuttuk değil mi?
Rum tarafına göre bu Navtex kararı “pat diye” ortaya çıktı.
Yok öyle değil.
Türk tarafı, ta başından itibaren, hidrokarbon çalışmalarının sürece zarar vereceğini söyledi durdu.


Alın bir arşiv bilgisi daha
7 Ağustos 2011 tarihinde, Kıbrıs Rum tarafının Doğu Akdeniz’deki tek yanlı faaliyetlerini sürdürüyor olması karşısında Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını korumak için “eş zamanlı ve eşit güçte karşı adımlar atacağını” bildirdi.
Navtex bugünün konusu mu?

Türkiye nasıl girdi devreye?
Peki, KKTC’yi Türkiye ile “Kıta Sahanlığı Anlaşması’na iten neden” neydi.
Arşiv oradadır…
20 Eylül 2011 tarihinde Noble Energy şirketi, Kıbrıs Rum tarafından aldığı lisans çerçevesinde “12. Parsel”de kazı çalışmalarına başladığını duyurdu.
Ne oldu bundan sonra?
Bu gelişme karşısında Kıbrıs Türk tarafı Türkiye ile kıta sahanlığı anlaşması imzaladı. İki gün sonra da, 22 Eylül 2011 tarihinde, KKTC Bakanlar Kurulu Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) ada etrafındaki deniz alanlarında petrol-doğal gaz arama ruhsatı Verdi.
Navtex bugünün konusu mu?
“KKTC adına Türkiye karar veriyor” dediğimiz Navtex konusuna gelince…
KKTC, ya da biz Kıbrıslı Türkler… Hani, bizim de hakkımız var ya hidrokarbon kaynaklarında…
Uluslararası izolasyon sebebiyle Navtex gibi enstrümanlara sahip değiliz.
Bu hakkı anlaşma ile Türkiye’ye devrettik.
Türkiye de KKTC adına bir Navtex yayınladı ve TPAO, Piri Reis sismik araştırma gemisi ile KKTC adına “G bölgesi” olarak adlandırılan ruhsat sahasında sismik veri toplama çalışmasına başladı.
29 Eylül 2012 tarihinde, ada etrafındaki hidrokarbon kaynaklarının yönetimine ilişkin iki toplumun tüm konuları ele alacağı bir komite kurulmasını öneren de Türk tarafı.
Hiçbir şekilde kabul görmedi.
Ve Anastasiadis, “iyi niyetini”, “Türkler bize karışmasın, egemenlik hakkımızı da tanısın, çözüm olunca, Kıbrıslı Türkler hidrokarbon kaynaklarından yararlanır” önerisi ile gösterdi.
Buna da anlayış bekledi.

Yetmedi ENİ/KOGAS geldi
Arşiv, dediğim gibi oradadır…
23 Eylül 2014 tarihinde Kıbrıs Rum tarafı, İtalyan/Güney Kore konsorsiyumu ENİ/KOGAS şirketini 9. Parsel’e soktu.
Bu tarih neyi işaret ediyor, anımsadınız mı?
Bu tarihin BM Genel Sekreteri tarafından yeni atanan Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Kıbrıs sorunu müzakerelerini yeniden başlatmak için çaba sarf ettiği bir döneme denk geldiğini hatırlatalım.

Bardak burada taştı
Kıbrıs Rum tarafı, Noble Energy’nin ardından, ENİ/KOGAS’la da bölgede çalışma yapması için anlaşma imzaladı.
Peki ne yaptı Türk tarafı.
3 Ekim 2014 tarihinde KKTC Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Türk tarafının bu gelişmelere sessiz kalmayacağını duyurdu.
Türk tarafı, TPAO’yu KKTC Bakanlar Kurulu’nun belirlediği yeni alanlarda sismik araştırmalar yapması için yetkilendirdi.
4 Ekim 2014 tarihinde Türkiye, KKTC adına yeni bir Navtex yayınladı.
Arşiv oradadır…
5 Ekim 2014 tarihinde Türkiye’nin KKTC adına yayınladığı Navtex’i öne süren Anastasiadis, kapsamlı çözüm müzakerelerinden tek taraflı olarak çekildiğini duyurdu.

Ya sonra, neler yaşandı?
Eide, Kıbrıs Türk tarafından 30 Aralık 2014 tarihinde sona erecek olan BHP’nin faaliyetlerine yönelik Navtex’in uzatılmasının ertelenmesini talep etti.
Kıbrıs Türk tarafı Eide’nin önerisini kabul etti ve Navtex’i uzatılmamasıyla Barbaros Hayreddin Paşa faaliyet bölgesinden ayrıldı.
31 Aralık 2014 günü yayınlanan yeni yıl mesajında Anastasiadis, Kıbrıs Rum tarafının müzakerelere dönmesinin tek yolunun, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini sorgulayan tüm hareketlerin sona erdirilmesi olduğunu açıkladı.
Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıs Türk tarafının yeni bir Navtex yayınlamama kararına karşılık üç yeni Navtex ile hem ENİ/KOGAS’ın sondaj faaliyetleri için ayrılan alanı genişletti ve faaliyet süresini uzattı, hem de 6 Ocak 2015’te başlaması öngörülen sondaj faaliyetlerini öne çekerek, 2 Ocak 2015 tarihinde Rum Enerji Bakanı’nın açıklamasıyla ENİ/KOGAS’ın birkaç saat içinde sondaj faaliyetlerine başlayacağını duyurdu.

Sonuç ortada
6 Ocak 2015 tarihinde, Türk tarafı Navtex kararını açıkladı.
Sonuç ortada.
Müzakere masası berhava…
Anastasiadis’in “müzakere masasını istiyor” tavrı bu mu?
Kıbrıslı Türkleri düşünen var mı?
Kıbrıslıları düşünen var mı?
Anastasiadis, çözüm müzakerelerini isteseydi eğer, 1 değil, 70 Navtex yayınlansa, müzakere masasında olurdu.
Burada çözüm isteyen ve bu tavrını defa defa gösteren Kıbrıs Türkü var…
Doğal kaynaklar üzerinden oynanan bu bilek güreşi, sadece Kıbrıslı Türkleri mağdur ediyor.
Maalesef tablo budur.

NOT: Pazartesi günü, bu köşede, bu kez de Navtex öncesi “güllük gülistanlık olduğunu” sandığımız müzakere masasına yönelik dönemin arşivlerinden derlediğimiz bilgileri paylaşacağım sizlerle… İyi hafta sonları…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar