Sanki da 500 kişi öldü aynı anda… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Sanki da 500 kişi öldü aynı anda…

Hüseyin Ekmekçi

Doktor Turhan Korun’un ölümü, Havadis camiasında derin bir üzüntü yarattı.

Derin bir boşluk oluştu…


Çünkü çok iyi bir abimizi kaybetmedik sadece…

Bu ülke, çok değerli bir entelektüelini kaybetti…

“Son aydın” eski tüfeğini kaybetti.

“Uzlaştırıcı” büyüğünü yitirdi…

Doktorun en önemli özelliği, kiminle hangi derin sohbeti  yapabileceğini bilmesiydi.

Vakıflar Müdürü ile Lefkoşa’da değil sadece, Baf, Limasol’daki vakıfları, vakıf mallarını konuşurken…

Sendika başkanı ile örgütlü mücadeleyi tartışabiliyordu…

Sufi bilgeliğinde, tasavvuf tartışmaları yaptığını çok gördüm…

CTP’li gençlerle, CTP’nin geçmişini harmanlamak için harcadığı çabaya çok şahit oldum…

Rauf R. Denktaş’ı en iyi bilen isimlerden biri de oydu…

Bir de…

Kıbrıs Türkü’nün yazılmamış tarihinin canlı şahidiydi…

Türkiye sol hareketinde, Deniz Gezmiş’in Filistin’e gitmesi için, kimlik ayarlamayı başarabilecek kadar devrimciydi…

Kıbrıs solunda, öğrencilerin aktif siyasette yer alması yanında, “BEY” rejiminden korunmalarını sağlayabilecek kadar uzlaştırmacıydı…

Binlerce kitap okuyup, hepsini de ayrı ayrı aklında tutan bir entelektüel…

Ülkesinin geleceğe taşınması için her alanda mücadele edecek kadar aydındı…

Bilgeydi yani…

Ölümünün ardından çok şey söylendi…

Çok şey konuşuldu…

Ama en güzeli galiba şu cümleydi:

“TURHAN KORUN ÖLDÜ, SANKİ AYNI ANDA BEŞYÜZ KİŞİ ÖLDÜ…”

Neden çok hoşuma gitti bu cümle?

Çünkü aynı anda, çok sayıda insanın hayatından başka bir özellik eksik kaldı…

Bir çok insanının, değişik anlamda eksik yönlerini tamamlıyordu Turhan Korun…

Kimisine baba…

Kimisine yoldaş…

Kimisine saki…

Kimisine bilge…

Uzlaştırıcı…

Birleştirici kimisine…

İşte öyle…

Hepimizin bir yanı eksik şimdi…

Bir doktor öldü ama…

500 kişi aynı anda öldü sanki…

O kadar çok insanının bir yanı eksik ki…

Güle güle doktorum…

İç hattan aradığımız zaman, telefonu, “Doktor Turandır…” diye açan o ses yok artık…

 

 


Endişeliyim…

 

Evet, endişem var sevgili Cenk Mutluyakalı…

Sağlıkta kamunun “esas görevini yapmaktan” arınacağını…

Pahalı sağlık hizmeti almak zorunda kalacağımızı düşünüyorum…

Altı ay, yeni bir sistem kurmak için yeterlidir…

Eğer bu süre doğru değerlendirilmezse, tıpkı eğitimdeki gibi…

“Paralar” ödeyerek çocuğumuza eğitim aldırıyoruz ya…

Servet ödeyerek sağlık hizmeti satın alacağız.

Elbette kamuda doktorlar çalışmaya devam edecek…

Elbette kadrolar bir şekilde dolacak…

Endişem de “doktorlar” adına değildir…

Kamudan hizmet alan, bunun için vergisini ödeyen vatandaşlar adınadır…

Endişem, hastalar adınadır…


 

Emrullah Turanlı’ya kaldık, iyi mi?

Emrullah Turanlı
Emrullah Turanlı

KKTC’yi, “Türkiye’nin 82’inci vilayeti” sanan ve Kıbrıslı Türkleri hiç tanımamış…

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demek yerine…

Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti…

Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti…

Ve daha bir çok saçma ismi dile dolamış…

Üstüne de “Ben de KKTC vatandaşıyım” diyen amcalar…

Başbakan…

Turizm Bakanı, “Yahu daha bu memleketin adını doğru söyleyemiyorsunuz” demiyor…

Dinliyor…

Üstüne de, “Ne güzel konuştunuz” deyen deyene…

Hürriyet Gazetesi’ni, “KKTC Turizmini tanıtmak” için adaya davet ediyorlar…

Türkiye Seyehat Acenteleri Birliği de geliyor…

“Sponsorumuz” ise Emrullah Turanlı…

Ercan Devlet Havaalanı’nda yaşananlar malumunuz…

İhaleyi alana kadar kamuya “servet” teklif eden Turanlı…

Mahkeme kararları ile süreci kilitleyerek, Ercan’dan büyük bir servet kaldırıyor.

Bazı inşaat işleri devam etse de, ben halen daha güvenmiyorum…

Ancak…

Gelin görün ki…

Ülke turizmini tanıtma görevi de Emrullah Turanlı’nın…

Parasını ödüyor…

Tanıtıyor…

 

Türkiye Kıbrıs Türk Cumhuriyeti… 🙂

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar