SANAL GEÇMİŞİMİZDİR… GİDERKEN SİZ, ÇOKTAN VARDIK MENZİLİ MAKSUDA BİZ… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

SANAL GEÇMİŞİMİZDİR… GİDERKEN SİZ, ÇOKTAN VARDIK MENZİLİ MAKSUDA BİZ…

Önceleri hiç umurunuzda değildir. Çünkü önünüzde hayal kurmanıza yetecek kadar uzun bir zaman vardır.
Hep “yapacağım, edeceğim, başaracağım” fiilleri ile konuşursunuz… Çünkü bilirsiniz ki tam da öylesi bir gençliği yaşamaktasınız…
Önünüzde yürümekle bitmeyecek yollar, sizde ise yürümekle tükenmeyecek derman vardır…
Heyecanlarınız vardır, sevgileriniz vardır dünyaya sığmazlar… Gökler yerler, dağlar taşlar, denizler dereler, ormanlar ağaçlar hep rengârenktirler… Kırmızından beyaza, yeşilden maviye, pembeden sarıya kadar… Hep o renkli dünyalar içinde yaşarsınız…
Yağmurlarda ıslanırken Tanrı suyu ile yıkanmışçasına ak pak olur arınır, güneşin altında akıttığınız her ter damlası ile yeniden hayat bulursunuz…
Zannedersiniz ki kuşlar, böcekler, balıklar, vesselam tüm canlılar, sizinle yaşam birlikteliğinin vazgeçilmez dostlarıdırlar… Onları kendiniz kadar sever, kendinizden öte korursunuz…
Çok kısaca sonsuzluğa doğru deli dolu akan ırmaklar gibi akarsınız…
VE BİR GÜN BAKARSINIZ ki ne hayaller kuracak kadar yaşanası zaman kaldı önünüzde ne “yapıp başaracağınız işler…”
Yavaştan solarken renkler şaşarsınız! “Hani benim kırmızılarım, nerede o yeşiller?”     
Hani benim pembelerle salınan dünyam, mor çiçekli sevgiler? 
Okun yürekleri deldiği resimlerimle aşkımı anlatan mektuplarım?
Sahi dersiniz, nerede kaldı o heyecan dolu, deli deli akan yıllarım?
Yoksa bir rüya mıydı yaşadıklarım?    
Ya bu etrafımı saran koca koca adamlar kadınlar… Benim çocuklarım? Nasıl büyüdüler, nasıl da geldiler bugünlere?    
Hele o yanlarındaki küçücük çocukları… Ne zaman doğdular? Hangi yıl, hangi ay, hangi gün? Yoksa artık ben “onlarda” mı yaşıyorum?
Fakat olamaz! Ben yolun sonunda, onlar ise başında… Demek yine geç kalmışım! Çünkü işte tam da şimdi “onlar” yaşayacak artık benim bir daha yaşayamayacağım yıllar öncelerimi…
Artık onlarındır hayaller, renkli dünyalar, sevgiler… Artık deli dolu çağlayanlar gibi akacak olan onlar… Takvimler onlar için dönecek… 
YİNE DE BİR SÖZÜMÜZ OLACAK: “Giderken ben, siz henüz çıkmadınızdı yola…” Bu nedenle olmalı “biliyorum.” Nerede ne zaman nasıl yürüyeceğinizi, nelerin geleceğini başlarınıza… Sevinçlerinizi sevgilerinizi, aşklarınızı, sükûtlarınızı hayallerinizin… Başarılarınızı başarısızlıklarınızı… Vicdan sızılarınızı iyiliklerinizi sevaplarınızı… Hep bileceğim…     
Ve bileceğim ki siz “yapacağım, edeceğim, başaracağım” derken, ben, “yaptıydım” diyerek güleceğim…

**********
HAYAL KURMAMIZA BİLE İZİN VERMEDİLER
Bugün pazar. İçimden yazmam gerektiği halde yazmak geçmedi son siyasi gelişmeleri! Bir gün de çekiver dedim kuyruğunu! Atıver kafandan Kıbrıs sorununu… Çünkü: Hani şu yukarda yazdıklarım var ya! İşte onları yaşamadı bizim kuşak! Bu adada hayal kurmamıza bile izin vermediler!
Bir ömür sevgililerimiz oldular korkularımız! “Aman ayaklarımızın altından kaymasın, gasbetmesinler” dediğimiz toprağımız ise aşkımız!
Bu adada bir ömür “ne olup ne olmadığımızın” sorularına cevap aramakla geçti ömrümüz… Ve bu uğurda mücadele ederlerken nice insanlarımız öldü… Bir ömür tütmedi ocaklarımız! Aksine söndüler, tarumar olurlarken…
Yukarıda neden yazdımdı bilir misiniz yazdıklarımı? “Hiç öylesi güzel hayatlar yaşamadıydık” demek için? Ki şimdilerde o günlerde kuruyan hayallerimizi hatırlarım… Değil mi ki yolun sonuna geldik… Ne olurdu geçmişin sanallığı diyerek yeşerttiğim “maziyi” “öyle yaşasaydık…
YOKSA: Bana ne Kıbrıs siyasi sorunundan… Ömürler boyu hayal kurma haklarımızı bile alırlarken ellerimizden, kurtuluşlarla özgürlükler ölmek üzerine kurgulanırken ve diri diri ölürken; çocuklarımıza bile bırakamamışsak bir huzurlu vatan, bana ne ya Rum’dan ya yarım asrı aşkın süredir nerede kaybolduysa, bir türlü bulunup yerine konamayan barıştan… Bana ne?
ÇOK GÖRMEYİN. Bir gün de müsaadenizle şu Kıbrıs sorununun içine edeyim ki her halde onca cefasını çektikten sonra şu bir anlık sefası hoş görüle!
Yok, yarın yine Köşemizdeyiz. Yola devam… Ki ne diyordu Behçet Kemal Çağlar: Bir çiçek istiyorum ben bakmasam solacak/ Bir kanat istiyorum beni yerden alacak/ Bir güneş istiyorum gece bende kalacak…/ Bir zincir istiyorum hırsımı bağlayacak/ Bir yangın istiyorum ruhumu dağlayacak/ Bir ana istiyorum başımda ağlayacak…
Ve ekliyorum: Bir Kıbrıs istiyorum bayrağında özgürlüğüm yazacak…/ Barış istiyorum egemenliğimin kanatları ile uçacak…/ Gelecekler istiyorum yattığımda cennetmekânım olacak…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar