Geçenlerde bir akademisyenler meclisinde kendimi “Ateist İmam” tartışmasının ortasında buldum. Türkiye’de bir köy imamı ateist olduğunu açıklamış. Diyanet İşleri de haberin yalan olduğunu açıklamış. Bunların hangisine inanalım? Habere mi, Diyanet’in yaptığı açıklamaya mı?
Bu konu, sanal alemde de epey tartışıldı. Kimisi Türkiye’de “ateist imam”ın var olduğunu savundu, kimisi de böyle bir şeyin olamayacağını.
Bu olay bana rahmetli Kör Hüseyin’i anımsattı. Kör Hüseyin’in bizim köyde namı vardı: Yalan söylemede üstüne yoktu. Rahmetliyi hayal meyal hatırlar gibiyim. Ama hafızam bana oyun oynuyor da olabilir. Ne var ki Kör Hüseyin’in köyde namını duymayan insan yoktu.
Bir akşamüstü işten dönen köylüler kahvehanede toplanmışlar, yorgunluk kahvelerini içerken aralarında bir tartışma başlamış. Birileri bir süre önce yolu karşıdan karşıya geçmekte olan bir yılan görmüş. Yılanın boyu, yolun genişliğinden daha uzunmuş.
Bizim köyde elbette yılan bulunurdu. Bunlar çoğunlukla karayılandı. Bir de “batsali” dediğimiz sarı rengin ağırlıklı olduğu bir yılan türü. Her ikisi de zehirli olmayan zararsız sürüngenlerdi. Ne var ki boyları bir, birbuçuk metre civarındaydı. Öyle üç-dört metre uzunluğunda yılan ne görülmüş ne de duyulmuştu.
O kadar uzun yılan olurdu, olmazdı tartışmasının hararetlendiği sırada kapıdan içeri Kör Hüseyin girmiş. Birileri “Sen ne den be Kör, bu işe?” diye ona sormuş. Kör Hüseyin’in yanıtı kısa ve kesindi:
– Yahu, bu yalanı ben uydurdum. Buna benim de inanmamı mı bekliyorsunuz?
Sanal alemde Kör Hüseyinler çoğaldı. Hatta bu işi meslek haline getirenler de var. Aslında bu kişiler ve bu siteler insanları kandırmak amacıyla yapmıyorlar bu işi. Hoşluk olsun diye yapıyorlar. İnsanlar gülüp geçsin diye yapıyorlar.
Ne var ki bu işi ciddiye alıp yayanlar var. Böyle olunca da işler çığırından çıkıyor. İnsanlar ciddi ciddi olayı tartışmaya başlıyorlar; olur muydu, olmaz mıydı diye.
Ben “Ateist İmam” tartışmasını duyunca bunun bir “Zaytung haberi” olabileceğini düşündüm. Eve dönünce siteye girdim ve haberi buldum. Haberin girişi şöyleydi:
“Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Ortancalar Köyü’nde görev yapan İmam Seyfi Çalışkan (28), ateist olduğunu açıklamasıyla birlikte Türkiye’nin gündemine oturdu. Geçtiğimiz cuma günü hutbede ateist olduğunu itiraf eden Çalışkan’ı Diyanet İşleri Başkanlığı jet hızıyla istifaya davet ederken, genç imam ise işine profesyonel olarak yaklaştığını belirterek “Ben inanırım, inanmam ayrı konu ancak işimi en iyi şekilde, layığı ile icra ederim” sözleriyle istifa etmesini gerektiren bir durumun olmadığını kaydetti.”
Haberde Seyfi Çalışkan’ın bir de fotoğrafı yayımlanmıştı. Ancak fotoğrafa dikkatlice bakanlar, fotoğrafın bir Pakistanlıya ya da Afganlıya ait olduğunu fark edebilirdi.
Zaytung’a göre İmam kendisini şöyle savunmuş: “Bakın zaten bu işin kuralı kaidesi belli. rekatı var, efendime söyliyim ezan saati var. Yani her şey kitapta yazılı. Ona uyduğum müddetçe bir problem görmüyorum. Açıkcası bu mesele niye bu kadar büyütüldü onu da anlamıyorum zaten. Misal yabancı teknik adam Türk Milli Takımı’nı çalıştırabiliyor zaman zaman. Ona soruyor muyuz sen Türkiye’ye ne kadar inanıyorsun diye? Belki Türkiye’yi sevmiyor bile adam ama yine de işini en iyi şekilde yapıyor. Ya da mesela bir felsefe öğretmeni, öğrettiği tüm felsefelere inanıyor mu? Manav kendisi kereviz sevmiyor diye satmamazlık ediyor mu? Onlar işlerini yapıyorsa ben niye yapmayayım?”
Ve haber bu minval üzere sürüp gidiyor. Köy muhtarının ve birkaç köylünün imam hakkındaki görüşleri aktarılıyor. Haberden anlıyoruz ki köylüler imamlarından memnun. Haberin son paragrafı da ilginç: “İmam ve köy sakinlerinin açıklamalarının ardından gözler Diyanet İşleri Başkanlığı’na çevrilirken, İmam Seyfi Çalışkan’ı tekrar imana davet edecek bir heyetin Ortancalar Köyü’ne hareket etmek üzere olduğu da gelen bilgiler arasında”.
Zaytung, hoşluk olsun diye, bu türden uydurma haberler yayan bir site. Ama Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekirse bu işi usturuplu yapıyorlar. Uydurma haberleri çoğu gazetelerin ciddi haberlerinden daha inandırıcı oluyor. İnsan gülüp geçtiği sürece sorun olmuyor. Zaten logolarının altında “Dürüst, Tarafsız, Ahlaksız Haber” ibaresi yer alıyor. “Ahlâksız haber” ne ola ki?
2010 yılında “Onion” adlı bir sitenin yayımladığı bir haber, Amerika’da ve dünyada büyük tartışmalara yol açmıştı. Site, iki ünlü tarihçinin bir basın toplantısında 1970’lerin başında bir araya gelen bir grup Amerikalı doktora öğrencisinin, kendilerine kariyer yapma amacıyla belgeleri tahrif ettiklerini ve bugün okullarda okutulan “Antik Yunan Uygarlığı”nı uydurduklarını duyurmuştu. İşin çığırından çıktığını görünce bilim adamları bu açıklamayı yapıp özür dilemek ihtiyacını duymuşlar.
Dikkat, sanal alemdeki Kör Hüseyinlerin oyununa gelmeyelim.
