Sağlık Bakanı Filiz Besim, son haftalarda ard arda yaşanan, çocuk ve gençlerin içinde yer aldığı kayıpların tüm toplumu derinden etkilediğini ve bazı kesimlerde ise travmatik etkiler oluşturduğunu belirtti.
Sağlık Bakanı Filiz Besim yaptığı yazılı açıklamada, “Toplumda travmanın etkisini azaltmak, bizim için değerli genç ve çocuklarımızı korumak ve yaşanan travmatik olayların ardından ortaya çıkan yas sürecinin daha sağlıklı şekilde yaşanmasına yardımcı olabilmek için gerek duyulmuştur” dedi.
Bakan Besim, öncelikle kayıpların ailelerine ve yakınlarına sabır dileyerek, yaralıların ise erken zamanda iyileşmesini temenni etti.
“Bizler gibi küçük toplumlarda en küçük olumsuz yaşantılar bile hızla yayılıp çok fazla insanı etkilemekteyken, böylesi travmatik olayların etkileri çok daha büyük boyutlarda hissedilmektedir” diyen Besim, travmatik olayları sadece doğrudan yaşayanları değil, dolaylı olarak gören, izleyen, okuyan, duyan bireylerde de çok yoğun öfke, aşırı korku, dehşete düşme, çaresizlik, depresif duygular hissettirdiğini belirtti.
Bu duyguların bir süreliğine hissedilip kendiliğinden geçebilir ve normal hayata dönülebileceğini ancak bazı insanların travmatik olaydan aylar hatta yıllar sonra bile iyileşemeyebileceğini dile getiren Besim, travmatik yaşantının olumsuz etkilerinin toplumda kalıcı hasarlar bırakmasını önlemek için temel bazı konularda bilgilendirme yapma ihtiyacında olduklarını vurguladı.
Her bireyin travmatik olaylar karşısında duygularını çok farklı tepkilerle gösterebileceğini, öfke, içe kapanma, ağlama, hiç konuşmama, uyuyamama, iştahta değişimlerin bu tepkilerden sadece birkaçı olduğunu kaydeden Besim, çocuklar, ergenler ve yetişkinlerin travmatik olaylar karşısında aynı tepkileri vermeyebileceğini söyledi.
Besin, örneğin çocuk ve ergenlerin ilişkilerinde bozulma, okul başarısında azalma, oyun oynamak istememe, öfkeli davranışlar sergileme gibi değişimler görülebileceğini hatırlatarak, çocukları ve ergenleri bu travmatik yaşantıyla ilgili yazılı ve görsel basından, sosyal medyadan mümkün olduğunca uzak tutmak gerektiğini vurguladı.
Besim konuyla ilgili açıklamalarına şöyle devam etti;
“Aşırı duygu yüklü yazılan haberler, olay yeri fotoğrafları, olaydan etkilenmiş ve abartılı duygular sergileyen insanların görüntülerini çocuk ve ergenler anlamlandırmakta ve yarattığı stresle baş etmekte yeterli olamayabilirler.
Yetişkinler travmatik yaşantının çocuklar üzerinde oluşturabileceği etkileri küçümseme eğilimindedirler. Çocuklarda oluşan tepkiler bu nedenle yetişkinler tarafından fark edilmeyebilir ve çocuklar olup biten hakkında konuşma fırsatı bulamayabilir.
Önce kendi duygularınızı farkına varın. Böyle bir travmatik olay karşısında bir süre olumsuz duygular hissetmeniz normaldir.
Olaydan doğrudan etkilenmiş çocuğunuz varsa onu dinleyin, hissettiklerini ifade etmesine olanak tanıyın. Sorularına gereksiz ayrıntılara girmeden dürüst yanıtlar verin.
Dolaylı olarak olaydan haberdar olan, etkilenen çocuk ve ergenlere sınırlı ancak net ve doğru bilgi verin. Aşırı duygu yüklü iseniz bunu yansıtmamaya çalışın ve bir uzmandan destek almaktan kaçınmayın.
Bu dönemde duygularınızda dalgalanmalar yaşanması normaldir.
Sağlıklı baş etme yöntemlerini hem kendiniz için kullanın, hem de çevrenizdeki çocuk ve ergenlere örnek olun. Mümkün olduğunca hızlı bir şekilde günlük rutinlerinize dönün, kaliteli uyku uyumayı ve sağlıklı beslenmeyi ihmal etmeyin. Bunları yapmanız kaybınızı unuttuğunuz ya da acı, hüzün hissetmediğiniz anlamına gelmez.
Herkesin travma sonrasında iyileşme ve toparlanma süresi farklılık gösterebilir. Ancak gündelik yaşamınızı sürdürmekte zorlanıyor ve günlük rutinlerinize dönemiyorsanız, hızlıca bir uzman yardımına başvurmanız faydalı olacaktır”.
Besim, kayıpların ailelerine ve yakınlarına sabır dilerken, yaralıların ise erken zamanda iyileşmesini ve toplumumuzda böylesi acı olayların tekrar yaşanmamasını diledi.
