Son bir haftadır, eczacıların ve doktorların da alabildiğine içine karıştığı SOSYAL SİGORTALAR’daki ilaç yolsuzluğu konuşulmaktadır.
Bu alanda yapılan yolsuzluklarla halkın milyonlarca liralık varlığı yağmalanmıştır. Ancak yağmalanma sadece bu kadar değildir.
Salı sabahı Diyalog Tv de yayınlanan ve Asım Dedezade’nin konuk olduğu programda açıklananlar, KKTC’de ufak bir depreme yol açacak konuşmalardı.
Dedezade’ye göre ilaç yolsuzluğunda 2006 da şahit olduğu ilginç bir vaka vardı.
O dönemde BAKAN olan bir kişi ile bir eczacı , ilaç konusunda önemli oranda yolsuzluk yapmalarına rağmen hiçbir soruşturmayla karşılaşmadılar.
Bu yetmezmiş gibi, söz konusu bakan daha sonra BAŞBAKAN olarak yıllarca toplumu yönetti.
Böyle bir açıklama başka bir ülkede yapılsa, Dedezade hemen ifade vermeye çağrılır ve o yıllarda sorumlu olan BAKAN hakkında hemen araştırma yapılırdı.
Ancak, yolsuzluk yapan engelleme yerine, mükafatlandırılarak ta BAŞBAKANLIK’ a kadar yükseltildi.
Dedezade, Türkiye Cumhuriyetine bağlı 3 istihbarat biriminin olayın üzerine yürümemesini de enteresan olarak karşılamış ve bu konuda ilginç bir yorumda bulunmuştu.
KKTC’de sadece ilaç sektöründe değil, tüm diğer alanlarda da yolsuzluk diz boyudur.
Özellikle İskan olaylarında , gerçekten göçmen olan ve mal varlıkları bulunan Kıbrıslı Türklere sahip oldukları mal kadar verilmezsen, tahsisten veya mücahit puanlarıyla kendi yandaşlarına binlerce dönüm dağıtılmıştır.
Bugün yabancılara satılan malların bir çoğu, gerçekten hakkı olmayanlara verilen RÜŞVET MALLARI’ndan başka bir şey değildir. Bunun sonucunda ise Türkler hızla mülksüzleşmekte ve Kuzey, adım adım yabancıların eline geçmektedir.
Kıbrıs Türk Hava Yollarının batırılmasında, uçak motorlarının alınışı sırasında yenen rüşvetlerin önemli bir rolü vardır.
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunda , hızmet alımında yaşanılan yolsuzluklar ve kuruma mal alışında şişirilen faturalar hala ARAŞTIRMA KOMİSYONLARININ ÖNÜNDEDİR.
Girne ve Güzelyurt Hastahaneleri hala bitirilememektedir.
Ercan Havaalanını yenileme çalışmaları da tam bir YILAN HİKAYESİ ‘dir.
KKTC ‘de 40 yaşındaki insanların 42 yıl üzerinden emekli olmaları gibi garip hikayeler de unutulmamalıdır.
Başa geçen Parti’nin kadrolarını kemikleştirmek için, onları KAMU KURULUŞLARI’nda yönetici yapmaları ve ALTI AY SONRA, onların yerine yeni atamalar yapılması ayrı bir hikayedir.
KKTC’de liyakat yerine , yağcıların yükseldiği acaip bir yapı oluşturulmuştur. Torpille işe alınmalar, bu yapının en önemli kontrol araçları olarak kullanılmaktadır.
Partili olup, o işe göre hiçbir bilgisi olmayan insanların, üst düzey yönetici olarak atanması, AFRİKANIN GERİ KALMIŞ ÜLKELERİNDE bile görülmemektedir.
Yolsuzluk, bu devletin, RUM MÜLKİYETLERİNE TÜRK KOÇANI verilmesiyle zaten baştan beri bir politika olarak benimsenmişti.
Bu politikaların sonucu ise, önümüze çıkan KORKUNÇ KİRLENMEDİR.
