Ruh kanseri - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Ruh kanseri

Bülent Dizdarlı

Bir insanın ruhu kanser olur mu?  İlk bakışta olmaz gibi görünüyor değil mi? Oysa kemiğin, dalağın, kanın, gırtlağın kanseri oluyorsa ruhun neden olmasın? Hem unutmayın ki tıpta “Ruh hastalıkları” diye oldukça popüler bir uzmanlık dalı vardır. Bu dal içinde de uzmanlaşan hekimleri oldukça uğraştıran bir sürü hastalık mevcuttur.

Yine unutmayın ki, tıpta uzmanlığı olan her dalın mutlaka kanseri de vardır. Örneğin Cilt hastalıkları uzmanı deri kanseri, kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı gırtlak kanseri, ürologlar prostat, jinekologlar rahim kanseri ile uğraşırlar. Bu örneklerden hareketle ayrı bir ruh hastalıklar uzmanlığı olduğuna göre bu dalında uğraşacağı kanser vakası bulunmalı ve bunun adı da ruh kanseri olmalıdır.


Psikiyatristler bana kızmasın. “Bu iş senin dalın değil. Nereden çıkardın bunu? “demesin hiç. Bal gibi bir insanın her hangi bir doku veya organının olabileceği gibi ruhu da kanser olabilir.

 

Üstelik bu kanser çok yaygındır. Mesela bizim toplumda yüzde doksan oranında bulunmaktadır.

Peki, bu ruh kanserine yakalanıp yakalanmadığınızı nasıl anlayacaksınız?  Aslında tanısı son derece basittir.  Hekime, hakime, polise, öğretmene, tüccara, işçiye, siyasetçiye memura güvenmiyorsanız ruh kanserisiniz demektir.  Kendi sanatçınızı kendi sporcunuzu beğenmiyor, kendi iş adamınızı aşağılıyorsanız bilin ki ikinci evreye ulaşmışınızdır. Kendinizden başka kimseyi sevmiyorsanız, hastalığınız üçüncü evrededir.

Hele hele eşinizi, kardeşinizi, arkadaşımızı, komşunuzu da bir sebepten kıskanmaya başladınız mı artık terminal dönemdesiniz, insan olarak hayatınız bitmiş demektir.

Ve ne yazık ki bu kanser türü bizde çok yaygındır.

Henüz tanımı dahi yapılmamış bu hastalığın tedavisini konuşmak belki de erkendir. Ancak klasik tedavilerin yaramadığı ortadadır. Ruh kesilemediğinden cerrahi müdahale yapılamaz. Yine ışın tedavisi  ve kemoterapi de  aynı sebepten faydasızdır.

Bu kadar yayılmış ve neticede toplumu direk etkileyen bu rahatsızlığı sosyolog ve psikiyatristlerin ortak sempozyumlar düzenleyip irdelemesi sonrada tedavi metodunu ortaya koyması gerekmektedir.

En  azından hastalığın evrelerinde belirti olarak saydığım güvensizliğin, kıskançlığın , sevgisizliğin  sebeplerinin üstüne gitmek gerekir.

Sistem değişikliği mi yapılır, ikinci cumhuriyet mi ilan edilir, bilemem. Tek bildiğim bir kanser vakasının tedavisiz bırakılması halinde sonucun ne olacağıdır.

Kısacası popülasyonumuzun  % 90 ının  yakalandığı bu hastalığı tedavi etmezsek toplumun sonu da bellidir .

Bir şeyler yapmanın ise zamanı şimdidir.

 


HAFTANIN BENCE  EN ÖNEMLİ OLAYLARI

  • Bu yaz erken seçim olmayacağının netleşmesi
  • Yakın Doğu Üniversitesi  kadın basket takımının Türkiye Kupasını kazanması
  • Ö.D.A.K yasasının onaylanması

                       ANLAYAMADIKLARIM

Trafik konusunda uzman iki arkadaşımı dinliyorum .  Bizim bu duble yolların arasına konulan sekileri eleştiriyorlar. Bu iki otorite söz birliği etmiş gibi anlatıyor. “ Bu şekilde yapılan yollarda 60 km süratle giden araba bu sekilere çaptığında 2 metre havalanır ve 17 metre karşıya uçar”  diyorlar… O zaman bu korkuluklar neden yükseltilmiyor anlayamıyorum.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar