Prensip ve vizyon adamı dostum Turhan Korun - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 17, 2024
Poli

Prensip ve vizyon adamı dostum Turhan Korun

Doktor Turhan Korun ile tanışıklığım çeyrek asır önce doktorun DAÜ VYK Başkanlığı yaptığı dönemde başlar. Öncesinde, doktorla uzaktan akraba olduğumuzu rahmetlik Ali Yeşilada’dan ve babamdan çok dinlemiştim, fakat yakın tanışıklığımız yoktu. VYK Başkanlığı döneminde doktor ’un DAÜ’yü (her dönem musallat olmuş malum çevrelere karşı) nasıl koruduğunu, kol-kanat gerdiğini ve onun sayesinde DAÜ’nün nasıl atılıma geçtiğini Rektör Özay Oral’dan epey dinlemişliğim vardı. 2003 Mayıs ayında ben DAÜ rektörlüğüne aday olana kadar doktorla tanışıklığımız ve mesaimiz sadece bunlarla sınırlıydı ve ben doktoru saygıdeğer, her daim güler yüzlü, centilmen bir uzak akraba olarak tanımış ve sevmiştim.

Fakat DAÜ Rektörlüğüne talip olduktan ve rektörlük mücadelesi başladıktan sonra işler değişti! DAÜ’ye rektör olarak atanma sürecim yaklaşık dokuz ay almıştı. Bu sürede, Kıbrıs’a gelip gidişlerimde Lefkoşa’da annemlerin Köşklüçiftlik’teki evinde kalıyordum. Bir gün akşam kapı çalındı. Doktordu. Babam çoğu zaman uzaktan selamlaştığı akrabasını kapıda görmekten çok mutlu olmuştu.


Onların özlem gidermesinden sonra, doktor lafı fazla uzatmadan konuya girdi ve ziyaret sebebinin bana DAÜ’yü anlatmak olduğunu söyledi. Doktorun bu dönemdeki resmi görevi DAÜ Sağlık Merkez’inde başhekimlik olmasına rağmen, gönüllü olarak DAÜ’nün koruyucu meleği görevini sürdürmeye devam ediyordu. Doktor DAÜ için inanılmaz bir kurumsal hafıza ve eşi bulunmaz bir cevherdi; eski VYK başkanı olarak DAÜ’nün büyüme sürecinde anahtar rol oynamış, önemli kararlara imza atmış deneyimli bir yöneticiydi. Birikimi bununla sınırlı değil, aynı zamanda Saray’da, o dönem iktidara yürüyen CTP’de ve kısacası “Lefkoşa” ’da da, sevilen, sayılan bir politikacı ve sözü dinlenen bir üstattı. DAÜ’nün o dönemde KKTC için kritik önemini iyi kavramış biriydi. Aynı zamanda Rektör Özay Oral döneminin de bire bir tanığıydı.

Doktor sakin-sakin bana Sayıştay’ın DAÜ rektörlük binasında üs kurduğunu, hiyerarşik yapının alt-üst olduğunu, üniversitenin fırtınalı bir denizdeki gemi gibi savrulduğunu, yani DAÜ’nün o dönem içine düştüğü vahim durumu, her zamanki mütevazı haliyle anlatmıştı. Ayni zamanda, yapılan hataları, nelerin düzeltilmesi gerektiğini ve nelerin yapılmaması gerektiğini söylemekten kaçınmamıştı. Uzun uzun doğruları yapmak gerektiğinden ve nasıl yapılabileceğinden konuştuk. Doktor ısrarla, üstüne basa basa “doğruları yapmak” gerektiğini söylüyordu. “Birinin doğruları yapması lazım” sözü halen kulağımda çınlıyor. Doktor ’un üslubu ve samimiyeti inanılmazdı. Çok etkileyiciydi ve çok etkilenmiştim.

Rektörlüğe başladığım ilk gün ilk işim doktoru DAÜ Sağlık Merkez’indeki ofisinde ziyaret etmek oldu. Bu ziyaretlerim düzenli olarak görevimin son gününe kadar devam etti.

DAÜ’de yapmak istediklerim vizyon gerektiren işlerdi. Doktorun vizyonu vardı ve ufku açıktı. Beni büyük bir özveri ve samimiyetle dinler, strateji belirlemede katkı koyardı. Lefkoşa’da birçok toplantıya beraber gidip DAÜ’yü anlattığımız çok olmuştu. Doktor bunu hiç çekinmeden ve özveriyle yapardı.

Doktor’ la ilgili başka önemli bir anım da Rektörlüğümün dördüncü ayında yaşandı. Problemli rektörlük seçim sürecinde yanımda durmuş sosyal demokrat kökenli bir eski dostum ofisime gelip “seni artık desteklemeyeceğim” demişti. Üzüldüm. Nedenini duyunca bir o kadar daha üzüldüm. Söylediği aynen şuydu: ‘Senin Kıbrıs’tan uzakta kaldığın yıllarda Kıbrıs’ta “Prensipsizlik” prensip oldu sen prensip arıyorsun – kaybetmeye mahkûmsun’. Doktora koştum. Doktor bana bundan söz etmemişti! DAÜ’de yapmak istediklerim prensipli duruş gerektirirdi. Doktor prensip abidesiydi. Engin hoşgörü ve derin insan tecrübesiyle gülümsedi ve yine bana “birinin doğruları yapması lazım, doğruları yapmak Kıbrıs’ta zordur, cesaret ister” demişti. Doktor doğruları yapacak, doğrunun yanında durabilecek cesarete sahipti. Kendi politik kariyerinde de zaten doktor sadece doğruları yapmıştı. Her şeye rağmen her zaman doğruları yapmıştı ve ancak doğruları yaparak ayakta durabileceğimize hep inanmıştı.

Doktor, fırtınalı geçen zorlu rektörlük sürecimde aklıselimin galip gelmesinde ve doğruların yapılmasında anahtar rol oynayan ve kaya gibi yanımda duran dostlarımın en önde gelen isimlerinden biriydi. Saygıdeğer Doktor’um hayatında sadece doğruları yaptı, doğru yaşadı, doğru işlere imza attı, doğruların yanında durdu, hiç şikâyet etmedi ve yapılan haksızlıklara güldü geçti.

Sevgili dostum Turhan Korun’u en son Temmuz 2016’da evinde ziyaret edip sohbet etmiştim. Bana kitabını hediye etmişti. Kitabında DAÜ’ye yaptığı önemli katkıları çok mütevazi anlatmıştı. Bunu ona bir sonraki buluşmamızda söylemeyi planlıyordum. Kısmet olmadı. Duruşu, insancıllığı ve yaptıkları ile KKTC’de çok önemli izler bıraktı. Onunla tanışmış olmaktan, çalışmış olmaktan, dostu olmaktan her zaman gurur duydum. İyi ki vardın dostum!

Prof. Dr. Halil Güven (DAÜ Eski Rektörü 2004-2007)

Poli | 12.02.2017

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar