Hayat, yaptıklarınız veya yapamadıklarınız için ödenen bedellerin toplamıdır aslında.
Her ne kadar bizimkisi gibi balık hafızalı ve koruma altındaki toplumlarda bir konu 3 günden fazla gündemde kalmazsa da biz gazetecilerin görevi sürekli hatırlatmak olmalıdır diye düşünüyorum.
Hatırlatmak ve tarihe not düşmek.
Hele ortada onlarca mağdur varsa ve insanların kıt kanaatle biriktirdiklerini bir ev alma hayaliyle birine teslim ediyorsa ve o biri bu paraları iç ediyorsa biz gazetecilerin görevi işte o zaman başlar.
Havadis’in bugünkü manşeti o görevin bir ürünüdür.
Ama ben bir adım ileri giderek önce kendi meslektaşlarımı sonra da politikacıları sorgulayacağım.
Ve tabii ki kendimi.
Her hatanın ve yanlış davranışın sadece tek bir tarafı yoktur.
Gerektiğinde ve zamanında müdahale etmeyenler de yanlışa çanak tutanlardır.
***
Malumdur, Temel Bulut konusu memleketin sorunu olmaya devam ediyor.
İstanbul’dan gelip de abartılı reklamlarla ve zor durumda olan bir şirketin yaptıklarını devralarak bu ülke insanını ucuz konut yapma sözü verdi.
Ucuz konut sahibi olmak isteyen insanlar (ki bu son derece doğal bir istektir) bu ülkeyi yönetenlerin tavırlarına da bakarak Temel Bulut’a paralarını yatırdılar.
Bu ülkeyi yönetenlerden kastım elbette hükümet yetkilileridir.
Sonuçta halka yön veren ve yönlendiricilik yapan onlar olmalıdır.
Satın aldığı gazetecilerle bakanlık bakanlık gezen ve hükümetle iş birliği içinde olduğu imajı veren Temel Bulut’a insanlarımızın inanması gayet normaldi.
Meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen hükümet adeta kefiliydi.
Bazı gazeteler ve gazeteciler ne kadar önemli bir yatırımcı olduğunu yazıp duruyorlardı.
Biz, ta o günlerden ikaz ettik.
İkazlarımızı dinleyip dinlememek elbette vatandaşın bileceği iştir. Fakat politikacıların ve gazetecilerin öylesi bir lüksü yoktur.
Nitekim olmadığı da şimdi ortaya çıkmıştır.
Onlarca kişi on binlerce sterlin yatırması karşılığında büyük bir mağduriyet yaşamaktadır.
***
Ailem kadar yakın hissettiğim gazeteciler “Bulut İnşaat KKTC’yi Dubai’de başarıyla temsil etti” diye yazmaya çalıştıklarında karşı çıktım.
Yapılanın vatandaşı aldatmaya yönelik bir operasyon olduğunu anlatmaya çalıştım.
Anlatamadım ki yollarımız ayrıldı.
Gazetecilikte benim katkılarımla isim ve hayat bulmuş olanların bir gecede beni terk ettiklerine tanıklık ettim.
Bunu sadece yakınlarımla paylaştım, bu sütunda konusunu bile etmedim.
Sonra Temel Bulut, çok büyük paralar harcayarak gazete çıkarmaya ve “bir gecelik” gazetecileri istihdam edip üzerimize salmaya çalıştı.
Dert etmeyip kendi işimize baktık.
Satılan meslektaşlarımızın kahrını kendi içimizde yaşadık.
Fakat politikacılar Temel Bulut’un kapısında sıraya girdiler, gazetesinde yer almak için takla atmaya başladılar.
Vatandaş mağdur olurken ve sermaye gücü ile medya darmadağın edilirken Temel Bulut’a kefil oldular.
Şimdi eserleriyle gurur duysunlar.
“Bu değirmenin suyu nereden gelir” diye sormak gerekirdi.
Artık çok geç.
Belki yaratılan mağdurların sorunlarını çözerler.
Ama zor.
Hala para gücüyle medyaya müdahale edenlerin önünde sıraya giriyorlar.
Temel Bulut’ta sonra medyaya milyonlarca dolar akıtan yeni baronların dosyasını Havadis açacak, buradan duyurulur…
