Özersay’ın en büyük gücü “örgütsüzlüğü” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mayıs 10, 2024
Köşe Yazarları

Özersay’ın en büyük gücü “örgütsüzlüğü”

Kudret Özersay ve “yeni yol” arkadaşları, dün önemli bir adım attı.

Malumu ilan ettiler.
Siyasette yeni bir yol, yeni bir dilin temsilcisi olarak öne çıktılar.
Bir düzeltme yapmam gerek…
Geçen gün alel acele yazdım, basit bir anlamı da götürdü.
Özersay ve ekibi “anamuhalefet” olmaya aday…
Hatta bence, dün itibarı ile, CTP- UBP hükümetinin en büyük muhalifi Halkın Partisi…
Her meslekten…
Aydın ve açık kafalar…
Solun bağnaz sloganlarından…
Sağın milliyetçi sığınmalarından uzak…
Çözüm ve iş yapma odaklı söylemlerle, Özersay geleceği çok güzel özetledi dün.
Bu ülkede “ileri adım” atma sorunu var.
Bir kere bunu tespit etmek gerekiyor.
Ne yapılması gerektiğini de bize kimse söylememeli.
Adanın kuzeyinde, çözüm olur ya da olmaz, hizmet kalitesinin artmasını hak eden insanlar yaşıyor.
Bir tarafta “para vermez Türkiye…”
Diğer tarafta “kaynak yaratmaz” KKTC hükümetleri…
Çözümsüzlük vs derken…
Resmen “bittaci” olmuş hisseden bir topluluğa döndük.
Özersay, bu tünelin ucundaki ışık…
Ne yaptı bunun için?
Geçmişte hangi başarısı var da, “tünelin ucundaki ışık” oldu…?
Hayatı boyunca hiçbir siyasi oluşuma kendisini ait hissetmeyen, onlarca genç akademisyen, işinsanı, avukat, doktor, ekonomist, gazeteci, öğretmen neden kendisini Özersay’a ait hissediyor
Bu soruya cevap verse UBP ve CTP…
Zaten toplumun Özersay’a ihtiyacı kalmaz.


Tespitleri doğru yaptı
Özersay ve ekibi, tespitleri doğru yaptı.
Yapılması gereken icraatlardan, Türkiye ile ilişkilere…
Siyasetçinin hal ve tavırlarından, vatandaşın beklentilerine…
Kıbrıs sorununun çözüm şeklinden, ekonomik modele…
Özersay dün hepsini tek tek açıkladı.
Bir ara ayağa kalkıp, “beni de üye yazın” deyesim de geldi ama…
Gazetecilikten başka hiçbir bir aidiyetim olmayacağına yönelik yeminim, isteğim, ruhum aklıma gelince durdum.
Bu kısmı okunmamış sayın, devam edelim…

Can alıcı noktalar…
Özersay, belli çok iyi hazırlandı.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini anımsadım…
“Partileşecek misiniz?” diye sormuştum…
Cumhurbaşkanlıiğı seçimini kazanacağından emin bir edayla, “Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında tek parti, seçimi kazanmamızın ardından vereceğimiz kutlama partisi olacak” demişti Özersay…
Seçim sonuçlarının hemen ardından da, “Parti kuracaksam, buna arkadaşlarım karar verecek. Benimle birlikte yol çıkacak 50 fedakar, elini taşın altına koyacak isim bulursam, yoluma devam edeceğiz” demişti.
İkinci dediğini yaptı.
“Kutlama partisi” değil, sorunun anlamını taşıyan siyasi parti kurdu.
Hoş, partinin kurulması da “kutlama havasında” oldu.
Özersay ne derse desin, bunu hayranlıkla dinleyen, destek veren, dediklerinin gerçekleşmesi için çaba harcayan bir kitle gördüm.
Özersay da bunu biliyor ve “ağzına geleni” söylemiyor.
Tespitlerini doğru yapıyor…
Nedir bu tespitler?
Halkın “nelerden bıktığını” doğru tespit etti.
Popülist siyasetçiden…
Çıkarına göre saf değiştiren seçmenden…
Siyaseti finanse ederek, partilere yasa dahi dayatan işadamından…
Türkiye’nin iç politikaya müdahil olan tavrından…
Sosyal adaletin olmayışından…
Ve elbette hepsin birleştiği nokta:
“İYİ YÖNETİM ANLAYIŞINDAN UZAK SİYASİ İKTİDARLAR…”
Bu tespiti yaptıktan sonra, geriye doğru siyaseti dizayn etmek kalıyor.
İnsan öğüten, değer bilmeyen, yolsuzlukla mücadele etmeyen, demokratikleşme adımlarına uzak siyasetin halka zarar verdiği ortada.

“Örgütsüzlük” ne olacak
Bugün yarın toplanacak kurucular kurulu…
Ardından başkan, yürütme kurulu, organların seçimi yapılacak.
Genel merkez binası belirlenmiş zaten…
Kurultay tarihi de saptandı mı…
Geriye “haydi seçim” kalıyor.
Delegeden ve köşe başını tutan örgüt başkanlarından çok çekti bu toplum…
İlçe örgütleri olacak partinin ama köy örgütleri olmayacak.
Üyeleri olacak…
Kadın kolları, gençlik kolları olmayacak.
Kadınlar ve gençler yönetimde olacak.
Herkes aynı soruyu soruyor:
“Sağda değil, solda değil, örgütleri de olmayacak. Bu nasıl parti olacak?”
Her türlü çarpık ilişkiyi reddeden parti yapısı tamamen, kötü örneklerden ders alarak tasarlanmış.
Ahali sandığa gidecek, oyunu verecek partiye…
Cevabı partinin isminde…
“Halkın Partisi…”
• Bıkan halkın partisi…
• Ezilen halkın partisi…
• Umutsuz halkın partisi…
• Genç halkın partisi…
• LGBT halkın partisi…
• Kadın halkın partisi…
• Haksızlığa uğrayan halkın partisi…
• Düzenden şikayet eden halkın partisi…
• Kamu düzeninden bıkan halkın partisi…
• Çözüm isteyen halkın partisi…
• Adalet isteyen halkın partisi…
• Gelecekten yana umudu olan halkın partisi…
• Ya da sadece Halkın Partisi…
İşte kalıp çizmeyen ve “örgüt” denilen ve bir süre sonra çıkar çetelerine dönüşen yapıyı reddeden Kudret Özersay, kurguyu ta baştan doğru yaptı.
“İdeolojisi olmayan parti mi olur?”
Zaten ana tespit, “sorun ideolojik yaklaşımda değil, kötü yönetimde” diye başlıyor.
Tespiti yapabilen CTP- UBP iktidarının genç bakanları, bağnaz parti yapıları nedeniyle icraata yönelik adım atamıyor.
İşte bu nedenledir ki Özersay’ın yola çıkarken en büyük gücü “örgütsüzlüğü…”
Eleştiri hakkımız saklı kalmak kaydıyla…
Yolu açık olsun.
İzlemeye, takdir etmeye, eleştirmeye devam edeceğiz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar