Özel okullardaki öğretmen nitelikleri büyük problem. Aileler bu konuda çok dikkatli olmalı. Sanırım özel okullar bu açıdan hiç mi hiç denetlenmiyor. Denetlense bile devlet okullarındaki gibi denetlenmiyor. Eğer buralarda tabii varsa! “devlet” denetlemiyor veya denetlemek istemiyor. Bu durumda denetleme olgusu ailelere kalıyor.
İsmi lazım değil, bir özel okulda, “ilkokul öğretmeni” yani sınıf öğretmeni “müzik” öğretmeni. Söz konusu özel okulun ücretleri ise ortalama 5.000 sterlin civarında. Ücretler çocuğun devam ettiği sınıfa göre değişmekte; dört bin sterlinden başlayıp altı bin sterline kadar ulaşmakta. Aileler, çocuklarının eğitimi için bu ücretleri ödemeye razı. Ancak okulun onlara sunduğu nitelikten habersizler ya da bundan haberdar olmak umurlarında değil. Alan memnun satan memnun gibi bir durum var ortada.
KKTC’de özel okullar da devlet denetiminde. Devlet adına denetimi Milli Eğitim Bakanlığı üstlenmekte ancak görünen o ki bakanlık üzerine düşen görevi yapmamakta. Nedenini kamuoyuna açıklamalı.
Özel okullar denetlenmezken, devlette öğretmen olma kriterleri yıllar geçtikçe daha da zorlaşmakta. Önceleri sadece uzmanlık belgesi aranırken şimdilerde öğretmenlik meslek formasyonu (pedagoji) da aranmakta. Eğer formasyon sertifikası yoksa kamu hizmeti komisyonundaki münhallere başvuru hakkınız yok (torpiliniz varsa geçmiş uygulamalarda olduğu gibi formasyonunuz olmadan da başvurabilirsiniz!). Bu kriterler orta ve lise düzeyindeki öğretmenlikler için geçerli.
İlkokullarda öğretmen olmak içinse ya Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) ya da Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmiş dengi bir üniversiteden mezun olma şartı var. Eğer bu koşulları yerine getirilirse, ilkokul öğretmenliği için münhallere başvurulabilir. Bir de ilkokullarda ‘torpilli’ kişiler için de ayrı bir yasa çıkarıldı buralarda ve söz konusu yasa hala daha geçerli. O da şu; eğer ilkokullarda toplam 36 ay süreyle geçici olarak çalışılmışsa, lisans bölümüne bakılmadan AÖA’da açılacak kısa bir kursu tamamladıktan sonra, ilkokul öğretmenliği münhaline başvurulup, öğretmen olunabilir. Buna ne sendikalar karşı ne de devlet, böyle gelmiş böyle gider anlayacağınız. Ne eğitim, ne de öğretmen niteliği kimsenin umurunda değil.
Devlet okullarına ya da diğer bir deyişle ilkokul öğretmenliğine giriş bu şekilde denetlenirken ya da çarpık da olsa bir giriş denetimi varken, özel okullardaki öğretmenliğe giriş neden aynı şekilde denetlenmiyor? Üstelik aileler ‘zorunlu eğitim’i yıllık 20. TL civarında para ödeyip satın alırken. Devlet en azından, ailelere sunamadığı nitelikli eğitimi, sunmak için açıldığı iddia edilen ve kendi denetimine bağlı olan özel okulları, ailelerin harcadıkları parayı dikkate alarak, onlar adına denetlemelidir.
Özel okulların birçoğunda aynı durum söz konusudur. Orta ve lise kısımlarında da tarih, kimya, coğrafya gibi Fen Fakültelerinden mezun olmuş ama öğretmenlik meslek bilgisi sertifikası olmayan öğretmenler çalışmakta.
Özellikle ilkokulda, ilkokul öğretmenliği ile ilgili bir bölümden mezun olmadan öğretmenlik yapmak çok sakıncalı. Orada, öğrencilerin içinde bulundukları psikolojik, bilişsel, fiziksel gelişimi bilmek çok elzem. Çocuklara verilecek öğretimin temeli bunlardır çünkü. Bu nedenle müzik bölümünden mezun olan bir müzik öğretmeni ancak orta ve lisede görev yapabilecekken, ilkokulda sınıf öğretmenliği yapmakta. Matematik, dil öğretimi, sosyal bilgiler gibi derslerin öğretim yöntemlerinden haberdar olmayan öğretmenler, öğrencilere bu dersleri aktarmaya çalışmakta.
Bilinçli ailelerin şikayetleri bu doğrultuda. Dikkate alıp almamak da bakanlığın elinde. Ancak biz ailelerin şikayetlerini dikkate alarak duyurmak istedik. Bu konunun takipçisi olacağız. Ailelere cevap verecek bir makam veya kuruluş ortaya çıkar umarız. Ama burası KKTC gelişmiş bir ülke değil diyorsanız, burada eğitim bakanı bile hiç bir zaman eğitim bilimci olmadı, senin dediğin ne diyorsanız, katılmamak elde değil.
