Pierluigi Collina; 1960’lı dünyaca ünlü İtalyan futbol hakemi. Birçok uluslararası ve kulüpler arası önemli maçta düdük çalan hakem mesleğini 2005 Ağustos’ta bıraktı. Collina, FIFA’ya hakemlik işlerinde de servis veren IFFHS’ye göre de tüm zamanların en iyi hakemi. E hâl böyle olunca da iyi bir hakemi tanımlarken hâlâ daha “Collina gibi hakem” diyen çok arkadaş var bildik. Neyse, mevzûya tekrardan geri dönecez. Mâlum, erkek milletinin askerlik anıları hiç bitmez; “Askerdeyken attığımı vururdum, çok mükâfat alırdım, çok düşman öldürdüm, uçağımız düşüyordu burnunu ben kaldırdım bu da kesmedi denizaltı ile çok torpil gönderdim hatta çok torpilliydim, bizim taburun en hızlı koşanı bendim, 5 km. tam teçhizatlı koşuda da birinciydim, dekatlon da da uçana kaçana ben atlardım, tank, top, tüfek bakımı ve kullanımı benden sorulurdu, ben olmasam koskoca tabur cezalandırılacaktı, o olayda tabur komutanına fırça kaydım” gibi atış serbest merkezli anılar bi’türlü bitmez. E işin içerisinde futbol hakemliği de oldu mu tüm gece verilen ve de verilmeyen penaltılar, kartlar, şikeler, şiddetler, dopingler ve de seminer âlemleri ile de bu sıcak yemekler soslanır. “N’erde o eski…” diye başlanan cümlelerde hep bi’aşka özlem durumları vardır. Bayramlar, seyranlar, aile ve de akraba birliktelikleri, komşuluk ilişkileri veya kaybolan gençlik durumlarında da hep o eskiye özlem hüz’nü kaplar her bi’yanımızı. Hâlbuki abartılan durumlardır pek’çoğu. ‘Yok öyle futbolcuymuş, yok öyle hakemmiş, yok öyle gabakmış’ vaziyetleri arasında debelenir durur saygıdeğer büyüklerimiz. E tozlu raflardaki arşive baktığımızda o kadar da başarılı olmadıklarını görürüz. Neyse, biz başlıktaki kuyruk meselesine geri dönelim; Olumsuz bi’ilişki ile ilgili benzetme yapacağımızda kedi ile köpek arasında itmeyen ve de bitmeyecek düşman tavırları betimleriz. Köşeye sıkışan kedi n’apar? Önce kuruğu dik tutar, arkasından da patileri arasındaki sivri tırnaklarını çıkarır mâlumunuz üz’re. E arkasından? Kaçacak yer yoksa gözlerini karartıp, normalde kaçması gereken düşmanın üzerine doğru gider ve de pençelerini kullanarak ona acı verip geri çekilmesi sağlar ya, işte inasanoğlu da bazen fiileen bazen de fikren bu durumlar içerisinde ‘savunma en iyi hücumdur’u. Kedilerin bu dik kuyruklarını ne indirir? Sadece sevgi! Kedicik sevgi içerisinde güvende olduğunu hissederse kuyruğu indirip tırnakları içine çeker, tıpkı hakemler gibi. Dostlarla üç yıl birlikte çalıştık. Çok da güzel günlerimiz geçti. Şahsen en acılı anlarda bile keyif almaya çalıştım. Tecavüz kaçınılmazsa zevk almalı insan ya, işte bizde de durum aynen bu yöndeydi. Hakem dostlar için de durum aynıydı. Biraz para, biraz sağlıklı antrenman, biraz şan- şöhret, biraz da aidiyet duygusu içerisinde bir gruba ait olma hissinin keyfini yaşarlar. Hepsi de son derece renkli kişilikler. Bi’hakemin en büyük beklentisi ne midir? Tabii ki güven duygusu. Bi’hakem yöneticisine güvenirse, kriz içerisine badozlama dalar ve o krizi yerinde çözer. Yeter ki yöneticisine güvensin bizim adamlar. E saha içi durumları ne? Hata insanlara mahsus mu? E herld yani! Futbolcu da hata yapacak, teknik heyet de, yöneticiler de, başkan da hata yapacak ki bu işin zevki çıksın. E hakem hata yapamaz mı? daniskasını yapma hakkı vardır, yeter ki maçın sonucuna dâhil olmasın. “E maçların sonucuna etki eden hakem olmamalı” derseniz avcunuzu yalayın. Efsane futbol hakemi Pierluigi Collina; “Hata yapma hakkımı kimse elimden alamaz” demişti Beni Oyun Kurallarım adlı kitabında. E Collina bile böyle derse bizim adam ney’lesin. Ama; “Ders almak mı? Ne münâsebet!” diyen bi’hakem ortaya çıktı mı, düdüğünü asması yakındır. Daha son hatanın yarası kabuk bağlamadan, yeni yaralar için atamalar yapılır ya, işte o anlarda kedinin kuyruğu köpek gibi pişman olur maçı aldığına da, alacağına da! E hâl böyle oluca da; “Bir daha asla”larla, “keşke”lerle veya “Allah kahretsinler”le yara bere içerisinde Kırık Kalpler Sokağı’nda konuşlanan ekşi ağacının yanındaki Hakemler Derneği’nin lokalinde ‘yok öyle hakemdim, yok böyle hakemdim’ hâlleri ile bol bol gabak kesmece. Düt, düt, düüüt. Maç bitti…
