Popülizm yapmıyorum.
Bursların “yaz aylarında kesilmesine karşıyım…”
Ama başka bir şey var…
2 bin 800 kişiden oluşan bir “burslu” listesi var…
Lisans, yüksek lisans… Master, doktora…
Sadece Türkiye’de öğrenim gören öğrencilere ödenen aylık ücret 1.1 milyon TL civarında…
Ülkemizde eğitim görüp burs alanlar var…
Yüksek lisans için ödenen burslar var.
Bu rakam daha da kabarıyor…
Lisans öğrencilerinin temmuz-ağustos-eylül aylarında yüzde 50 kesintili burs aldığını da ekleyelim ve devam edelim…
“Burslar yine yatmadı”
Son dört yılda en çok yaptığımız haberlerden biridir:
“Burslar yine yatmadı…”
Neden yatmıyor bu burslar?
Çünkü, “bütçe” var ama bütçede para yok.
Yani, hükümetler, bütçelerini hazırlarken, o rakamları oraya yazıyorlar ama karşılığı orada yok.
Eğitim Bakanlığı bütçesinde, “burslar” için ayrılan bir kalem var.
Şu anda, haziran ayı burs parasının ödenmesi için bütçede “tek bir Osmanlı kuruşu” para yok.
Nerede kaldı, yaz aylarını kapsayan, “temmuz, ağustos, eylül…”
Elde edebildiğim bilgilere göre, hükümeti “Burs vermeyelim” noktasına iten eksik para 1.7 milyon TL…
Bu parayı ya Maliye Eğitim Bakanlığı’na aktaracak ya da “burslar ödenecek” dense de, o kalemde tek kuruş yok…
Yıllarca “har vurup harman savruldu…”
Hatırladınız değil mi?
“Har vurup harman savurmak” diye bir deyim var.
Maalesef bu ülkede yıllarca, “popülizm” kökümüzü kazıdı.
Her seçim dönemi, “bir rüşvet” bulundu ve verildi.
Ya maaşlar arttı astronomik olarak…
Ya kuraklık olmasa da yüksek paralar verildi.
Ya gereksiz istihdamlar yapıldı…
Ya “13’üncü maaş” gibi uygulamalara geçildi…
Ya kamu bankalarından gereksiz krediler verildi, dönmeyeceği biline biline…
Ya Kalkınma Bankası’nın kaynağı peşkeş çekildi…
Eğitimde de savurganlık devam etti
Eğitim de, bu savurganlıktan nasibini alan bir alan…
Abartılı bir şekilde burslar şişirildi.
Yıllarca burs alacak öğrencilerle ilgili kriterler uygulanmadı, yetki “parti köy örgütlerine” verildi.
Öğrenci taşımacılığına abartılı kaynaklar ayrıldı…
Kaynaklar pervasızca kullanıldı…
Defalarca bu alanda da haberler yaptık…
“Benim oğlum burs almaz, benden zengin olanların çocuklarına burs verilir…”
Gemi karaya vurdu
Şimdi, herkes oturup tartışıyor…
“Burs verilsin mi kesilsin mi…?”
E para yok…
Hükümet de, “adil bir burs sistemi” kurmak yerine kolayı seçti…
Var olan kaynağı “doğru dürüst” dağıtmak yerine, “hepten sahadan çekilmeyi” denedi.
Sorumluluktan kaçtı…
Hükümet deseydi ki, “üç yıl içinde burs sistemi tamamen değişecek…”
O zaman derdim ki, “Planlı programlı bir çalışma var…”
Ama kimin ne hakkı var bunu yapmaya?
Çünkü para yok…
Olmayan bir kaynağın “nasıl dağıtılacağı kavgasıdır” aslında yaptığımız.
Ya Maliye Bakanlığı bir “kaynak yaratacak ve burslar devam edecek…”
Ya da zaten yok…
Tablo budur…
“Sporun mücahidi” veda etti
Güzel bir adamı daha sakladık dün sabah…
Omaç abimiz…
Omaç Başat…
Hayatını “spora” adayan bir duayen…
Özer Hatay…
Bilbay Eminoğlu…
Halil Kaymaklılı…
Ve dün de Omaç Başat…
Yakalandığı amansız hastalık, kısa sürede, Omaç abiyi bizlerden aldı…
5 yıldır Havadis ailesinin bir parçası…
Ama gazeteciliğe başladığım 1992 yılından bu güne hep vardı…
Şükür ki, son beş yıldır birlikteydik…
Hep yeni bir fikirle geldi gazeteye…
İlerleyen yaşına rağmen, teknolojiyi en iyi takip eden gazetecilerden biriydi.
Kurduğu, kuruluşunda yer aldığı spor federasyonları…
Hakem olarak destek verdiği federasyonlar…
Kıbrıs Türk Spor Yazarları’na kattığı değer…
Ve “insanlık” adına, meslektaşlarına karşılıksız yardımları…
Omaç abiyi de sakladık…
Işıklar içinde uyusun…
