Bu yıl, her yıl olduğu gibi okullar yine açıldı. Büyüklerimiz, içi boş laflarla, yeni eğitim yılının başlamasını selamladılar.
Öncelikle ilkokuldan başlayarak, eğitimin hedeflerini içeren bir stratejiden yoksun olan bir ülke nereye varabilir ki,
Toplumda bunca işsiz üniversite mezunu varken, ilkokuldan başlayarak öğrencileri klasik eğitime yönlendirirseniz, varacağınız yer, bugünkü karanlık tablo olur.
Kuzey Kıbrıs’ta nereye bakarsanız bakınız, avukat, spor hocası, eczacı, mühendis vb yüzlerce işsiz genç görebilirsiniz.
Madalyonun diğer yanında ise, üretimin farklı alanlarında çalışacak inşaat ustası, dülger, kaynakçı, tornacı, kaliteli garson, oto elektrikçi vb alanlarda büyük oranda eleman sıkıntısı olduğunu görürsünüz.
Kuzey Kıbrıs vatandaşları klasik eğitim alarak, ortada işsiz dolaşırken, Nijerya’dan, Bengaldeş’ten,Pakistan’dan, Filipinlerden, Türkiye’den, kısaca dünyanın her yerinden elemanların üretimin her alanını işgal etmeye başladıkları gerçeğiyle yüzleşirsiniz.
Ekonominin en basit kuralı, üretim faaliyetleri içerisinde ödenen ücretlerin yeniden üretime kanalize edilmesi veya ülke içerisinde birikerek yeni iş alanlarının açılmasında kullanılmasıdır.
Kuzey Kıbrıs’ın çarpık eğitim düzeninin sonucunda ise, yerli gençlerimiz işsiz kalmakta ve önemli bir kaynak YURT DIŞINA TAŞINMAKTADIR.
Oysa yapılacak iş basittir:
İlkokuldan itibaren, çocukların gelişimleri ve potansiyelleri iyice değerlendirilerek , muhtemel başarı alanları tesbit edilerek oralara çocuklarımız yönlendirilmelidir.
Orta Okul ve liselerde, belli bir başarı ortalamasının altında kalan öğrenciler, KLASİK EĞİTİM veren liseler yerine, mesleki eğitim veren okullara yönlendirilmelidir.
Liselere ve Kolejlere, notu belli bir ortalamanın üstünde olan çocuklar alınmalı ve toplumun ihtiyacı olan bölümlere gelişimlerinin sağlanması için, NET PROGRAMLAR YAPILMALIDIR.
Pratik MESLEK OKULLARI, toplumun ihtiyaçları tesbit edilerek, o alanlarda eleman yetiştirebilecek ALT YAPI ile yeniden inşa edilmelidir.
Eğitimcilerimiz, öğrencilerin eğitim planlamasının nasıl yapılması gerektiğini ALMAN EĞİTİM SİSTEMİNİ inceleyerek , bu ekolden faydalanabilirler.
Alman EKOLÜNDE, Öğrencilerin ORTA OKULLARDA meslek hayatına hazırlanmaları öngörülmekte , bu nedenle teorik bilginin yanı sıra pratik bilgi ve beceriler özellikle teşvik edilmektedir.
- Sınıfın son çeyreğinde LYS niteliğinde sınav yapılır. Sınav; Almanca İngilizce ve Matematik derslerini kapsar. Yapılan sınav ve derslerde aldığı notların ortalaması hesaplanarak öğrencinin başarısı belirlenir.
Meslek liseleri ortaokul ve ile lise arasında yer alır. Öğrenciler bu okulda 10. sınıfa kadar okurlar.
Meslek okulları diplomaları genelde her tür üstün vasıflı meslek için temel sunarken, teknik okul, teknik lise veya ileri liseye geçiş hakkı sağlamaktadır.
Akademik Liselere gelince;Alman öğrencilerin %23’ i, Türk öğrencilerin ise ancak %5’i bu okullara gidebilmektedir.
Lise diploması alan birçok öğrenci, üniversite öğreniminden önce bir iş yerinde meslek eğitimi yaparak daha sonra üniversite eğitimine, ya da son zamanlarda giderek yaygınlaşan dual üniversite eğitimine başlayabilir. (hem meslek hem de üniversite eğitiminin bir firma bünyesinde birlikte yapılması).
Almanya’daki eğitimin hedefi, ekonomik büyümeye katkı yapan, üretken insanlar yaratmaktır.
Kuzey Kıbrıs’ta ise HEDEF, siyasilere yalvararak iş arayan üniversite mezunlarını sokağa salmaktır.
