Nami haddini aştı, uyardım - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Röportaj

Nami haddini aştı, uyardım

HADDİNİ AŞTI, UYARDIM: Özdil Nami’ye ilişkin sözleri nedeniyle CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk’in kendisine “faşist” dediğine işaret eden Ertuğruloğlu,  “Ben iyi niyetle Özdil Nami’yi uyarmaya çalıştım. Ben haddini aşan birilerini ikaz ettim” diye konuştu

EROĞLU’NA UYARI: Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun hem UBP hem de DP içişlerine müdahil olduğunu belirten Ertuğruloğlu, “Cumhurbaşkanı DP yönetimi ile aynı zamanda UBP içinde etkisi söz konusu. Bir Cumhurbaşkanı’nın partilerin iç işlerine bu denli müdahil olması doğru değil” dedi


Baykan Gürses ÖZDAĞ
Dışişleri eski Bakanı ve UBP Milletvekili Tahsin Ertuğruloğlu, gelinen aşamada mevcut Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin haddini aşan işlerle uğraştığını belirterek, “Ben kendisini uyarıyorum, zira haddini aşıyor” dedi.
Havadis’in sorularını yanıtlayan Ertuğruloğlu, kendisine “faşist” diyen CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk’i de uyararak, “Zamanında benim makam odamda, ‘çözüm istiyorum, ama KKTC’yi tek engel görürüm’ diyen ve bunu dediği için de odadan kovduğum adam… Kutlay Bey, kendisi çok çağdaş ve entel, Tahsin de faşist, var mı böyle ucuz bir dünya?” dedi.

İyi niyetle uyarmaya çalıştım
Özdil Nami’ye ilişkin sözleri nedeniyle CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk’in kendisine “faşist” dediğine işaret eden Ertuğruloğlu,  “Ben iyi niyetle Özdil Nami’yi uyarmaya çalıştım. Ben haddini aşan birilerini ikaz ettim. Ben dedesine hain demedim. Söylediklerimi doğru okumuş olsalardı, ne söylemeye çalıştığımı anlayacaklardı. Bu konuyu dedesine hain deme adına değil, ‘dikkat etsin aklını başına toplasın, gittiği yol yanlış bir yoldur’ dedim. Herkes  haddini bilsin derken, hangi devletin meclisinde görev aldığını unutmasın diye söylüyorum” dedi.

“Eroğlu ile uzun yıllar çalıştım”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile uzun yıllar birlikte çalıştığını ve bir süre sonra bazı farklılıkları olduğunu görerek bunlarla mücadele ettiğini anlatan Ertuğruloğlu şöyle devam etti:
“Bu konunun fazla gündeme gelmesini arzulamıyorum. Derviş Bey ile uzun yıllar birlikte çalıştım. Bir zaman sonra da bir takım farklılıklarımız oluştu.  Bunu parti bünyesi içinde yaşadık, parti zarar görmesin diye kendi bünyemiz içinde hallederiz düşüncesi ile hareket ettik.
Gerçekleşmesini arzuladığımız değişim bir türlü gerçekleşmeyince de bu mücadeleyi parti dışına yansıttık.”


Derviş Eroğlu ile 2000 yılına kadar sıkıntı yaşamadan çalıştığını anlatan Ertuğruloğlu, sürece dair şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sadece 3 günlük bir tanışıklığımız olmuştu, Londra’ya yaptığı bir ziyaret olmuştu Başbakan olarak… Buraya döndüğümde beklemediğim bir teklif aldım ve Başbakanlık müsteşarlığı görevine geldim. Derviş Bey’in müsteşarı olduğumda bir geçmişim yoktu kendisi ile.
Müsteşarı olduktan sonra birlikte çalıştık. 2000 yılına kadar da sıkıntı yaşamadan çalıştık. Bu sürece giderken de bir takım bizi rahatsız eden bir şeyler vardı, bunları fazla ön plana çıkarmadık, zaman içinde çözeriz diye düşündük.”

“Cumhurbaşkanı ile 50 dakika Kıbrıs konusunu konuştuk”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu yıllardır “Hanedan” diyerek suçlayan Ertuğruloğlu, uzun zaman sonra Eroğlu ile yaptığı görüşmenin speküle edildiği iddiasında… Ertuğruloğlu,  tartışmalı görüşmeye ilişkin şöyle konuştu:
“Bu konuda çok spekülasyon yapıldı. Bunları bilerek gittim. Sonuçta sizi Cumhurbaşkanı arıyorsa gitmek durumundasınız. 3 saatlik bir görüşme yaptığımız, yemek yenildiği, benim el öptüğüm, bakanlık pazarlığı yapıldığı şeklinde gerçekle ilgisi olmayan şeyler yazıldı. Görüşmeyi reddetmedim, sadece bana ‘cumhurbaşkanı sizi arayacak’ denildiğinde ben de ‘aramaz’ dedim. Arayacağını tahmin etmiyordum. ‘Aramaz’ cevabım nasıl olduysa ‘gitmem’ diye yorumlandı, ama doğru değildir.
70 dakikalık bir görüşmemiz oldu, sadece bir kahve içtik. Bu sürenin 50 dakikasında da Kıbrıs konusunu konuştuk, o günlerde gündemde olan ortak açıklama metni ile ilgili cumhurbaşkanı kendi düşüncelerini paylaştı, ben de düşüncelerimi ortaya koydum.”

“Cumhurbaşkanı, Kıbrıs konusunda ne düşündüğümü öğrenmek istedi”
Cumhurbaşkanı’nın Meclis’teki herhangi bir milletvekili değil de neden kendisi ile baş başa bir görüşme yapma gereksinimi hissettiği yönünde soruyu da yanıtlayan Tahsin Ertuğruloğlu, kendisinin uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı’nda görev alması nedeniyle ve ne düşündüğünü öğrenmek amacıyla gerçekleştiğini söyledi.
Tahsin Ertuğruloğlu, neden özellikle kendisi ile görüşüldüğünü şöyle izah etti:
“5 yıl Dışişleri Bakanlığı yapmış, Annan Planı gibi bir dönemde bu görevi yürütmüş, müsteşarlık görevim döneminde de Kıbrıs konusu ile uğraş verdiğim için… Ve bir tek ben, Dışişleri Bakanlı kökenli birisi olarak Dışişleri Bakanlığı yaptım. Müsteşarlığım döneminde de bu konu ile ilgilenmem nedeniyle bir oranda bilgi sahibi olduğum konularla ilgili benim bu konuda ne düşündüğümü öğrenmek istedi sanırım…”

“Kıbrıs konusu gündeme geldi mi, Eroğlu ile yaşananlar bir kenara…”
‘Hanedan’ suçlamasına karşın Cumhurbaşkanı’nın ‘sen de hanedanın prenslerindendin” şeklinde pek çok platformda söz söylediğini ifade eden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı bu ifadeleri defalarca kullandı. ‘Ben hanedansam, prenslerimden biri de Tahsin’di” sözünü cumhurbaşkanı birçok defa dile getirmiştir. Benim açımdan olay, Kıbrıs konusu gündeme geldi mi, benim için akan sular durur, her şey bir kenara… ‘Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattır’ sözünü severim. Benim Eroğlu ile ters düşmüşlüğüm oldu, inkar edilemez. Ama bu kişisel hizipleşme değildi, prensip meselesiydi. Ama şu anda Kıbrıs Türk halkının gündemi, Eroğlu-Ertuğruloğlu ilişkisi olamaz” diye konuştu.

“Serdar Denktaş’ın, Annan Planı’ndaki pozisyonundan sonra sağda birlik nasıl olur”
Siyasi kulislerde konuşulan olası UBP-DP koalisyonu veya sağda birlik iddialarına ilişkin Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmenin zamanlama adına ne ifade ettiğine ilişkin değerlendirmelere cevap veren Ertuğruloğlu,  şunu söyledi:
“Ağırlıklı olarak genelde Kıbrıs konusu, özelde de ortak açıklama konuşuldu. 70 dakikalık görüşmenin 50 dakikası bu konuları görüşerek geçti. Ben seçim sonrası DP ile koalisyon gündeme geldiğinde ‘ben, böyle bir koalisyona gidilirse olumlu oy vermeyeceğim’ demiştim. Ama Kıbrıs konusunda bugün gelinen aşamaya baktığımda ve Dışişleri Bakanı’nın rolünü gördüğümde ben artık bu noktada değilim dedim.
Ancak bunu söylerken, şunu da unutmadan, Annan Planı döneminde DP başkanının partisinin oy doğrultusunu belirlerken kararı serbest bırakmasını da unutmadan…
Şahsen, Serdar Bey’in Kıbrıs konusu bağlamında Annan Planı’ndaki performansını da gördükten sonra yeni süreçte nasıl hareket edeceği konusunda emin olmayan birisi olarak, benim açımdan bir garanti yok.
Basına yansıdığı gibi sağda birlik derken, nasıl olacak. Annan Planı’na böyle bir politika izlemiş birisi ise muhatabımız, bu nasıl sağda birlik olur.”

“Serdar Denktaş’ın bu kez nasıl bir politika izleyeceğinden emin değilim”
Serdar Denktaş’ın Kıbrıs konusunda ortaya çıkacak olası bir plana karşı nasıl tavır izleyeceğinden endişe eden Tahsin Ertuğruloğlu, “Serdar Bey’in, Annan Planı’ndaki tavrından hoşnut olmadım. Annan Planı’ndan daha kötü bir plan masaya gelecektir, çünkü Kıbrıslı Rumlar buna hayır demiştir. Onları ikna etmek için bizim açımızdan önümüze çok daha kötü bir plan konulacaktır. Annan Planı’na bile tavrı serbest bırakma olmuşsa, bu defa yine mi serbest bırakma yoluna gidecek, bu defa daha net bir politika mi izleyecek bundan emin değilim” dedi.

“Sağda birlikten, Cumhurbaşkanı menfaat sağlamaz”
Sağda birlikten kimin menfaat sağlayacağını sorduğumuz Ertuğruloğlu “Cumhurbaşkanı’nı kastediyorsanız, bence değil. Kim çıktı ve dedi ki sağın büyük partisi biziz? Bütün dikkati Cumhurbaşkanı’na yöneltmek yerine başka kişilerin ve partilerin üzerinde de düşünmek lazım” dedi.

“Cumhurbaşkanı’nın partilerin içişlerine müdahil olması doğru değil”
“Cumhurbaşkanı DP yönetimi ile ilgili de etkili bir isimdir. UBP içinde de etkisi söz konusudur. Bir Cumhurbaşkanı’nın partilerin içişlerine bu denli müdahil olmasını doğru bulmuyorum.”

“Gündem, ‘Eroğlu-Ertuğruloğlu’ olmamalı”
“Kıbrıs konusunda, çok rol ve aktörlü bir zemine gidiliyor” diyen Ertuğruloğlu, “böylesi bir ortamda ‘Ertuğruloğlu- Eroğlu’nun sıkıntısı ve görüşmesi gündem değildir. Suni bir gündem olarak bu konunun halkın önüne çıkarılmasını doğru bulmuyorum. Eroğlu ile ilgili söylediklerimi deşmenin zamanı değil. Bugünün merak konusu bu olmamalı” diye devam etti.

Açıklamaları Türkiye’ye karşı mı?
Müzakere sürecinde Türkiye’nin desteklediği bir sürece ilişkin Dışişleri Bakanı’na yönelik açıklamalarının Türkiye’ye karşı çıkıyor şeklinde yorumlara sebebiyet verdiğini yorumuna karşılık Ertuğruloğlu şöyle devam etti:
“Türkiye’ye başkaldırıyor şeklinde asla yorumlanamaz. Ben sürece karşı gelmiyorum. Ciddi tavizler verme niyetinde olanlar var diye endişe ediyoruz. Tehlike buradadır. Bu arkadaşların milli bilinci yerinde olsa, KKTC için mücadele ediyor olsalar açıklamalarıma gerek duyulmazdı” dedi.

“Dışişleri Bakanı’na yönelik açıklamalarım Eroğlu ile ilişkili değil”
Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme sonrasında Dışişleri Bakanı’na yönelik sert açıklamalar yapmasının manidar bulunduğunu, ancak gerçekte böyle olmadığını söyleyen UBP milletvekili Ertuğruloğlu, “Cumhurbaşkanı ile görüştüm, arkasına Kıbrıs konusu ile ilgili sert beyanatlar vermeye başladım, yok böyle bir şey. Dışişleri Bakanı son derece hayal ürünü olacak, Kıbrıs Türkü’ne umutlar pompalamaya başladı, Annan planı döneminde yapıldığı gibi halkı etkileme yönünde bir çalışma başladı. Bu dönemde  ben de Cumhurbaşkanı ile görüşme gerçekleştirdim, kimseyle görüşme gereksinimi duymadan görüşlerimi ortaya koydum. Bu pozisyonumun Derviş Bey ile uzak ya da yakın ilişkisi yoktur” ifadelerini kullandı.

***
“Mağduru oynuyorlar”

Dışişleri bakanı Özdil Nami’ye karşı söylediği sözlerin tehdit gibi algılandığını söyleyen Ertuğruloğlu, bunun gerekçesinin de mağduru oynamak amacı taşıdığını iddia etti. Ertuğruloğlu, bu konuda şunları söyledi; ”Ben iyi niyetle Özdil Nami’yi uyarmaya çalıştım. Ben haddini aşan birilerini ikaz ettim. Ben dedesine hain demedim. Söylediklerimi doğru okumuş olsalardı, ne söylemeye çalıştığımı anlayacaklardı. Bu konuyu dedesine hain deme adına değil, ‘dikkat etsin aklını başına toplasın, gittiği yol yanlış bir yoldur’ dedim. Denktaş zamanında Cumhurbaşkanlığı’nda çalışıyordu, neden durduruldu dedim.  Bunu da soru olarak sordum, kendisini ikaz etme adına… O zaman da belki haksız yere eleştirildi ve durduruldu. Tehdit gibi algılamayı tercih ettiler, mağduru oynamak adına… Herkes haddini bilsin derken, hangi devletin Meclis’inde görev aldığını unutmasın diye söylüyorum.”

***
“Kutlay Bey entel, çağdaş da Tahsin faşist?”

CTP Genel sekreteri Kutlay Erk’i Dışişleri Bakanı olduğu dönemde odasından attığını hatırlatan Tahsin Ertuğruloğlu, bugün kendisine yönelik yapılan faşist eleştirilerini de kabul etmediğini ortaya koydu. Ertuğruloğlu, “Zamanında benim makam odamda, ‘çözüm istiyorum, ama KKTC’yi tek engel görürüm’ diyen ve bunu dediği için de odadan kovduğum adam… Kutlay Bey, kendisi çok çağdaş ve entel, Tahsin de faşist, var mı böyle ucuz bir dünya. Kendisini odadan neden attığım hatırlattı yıllar sonra, iyi ki de hatırlattı” diye konuştu.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar