Milliyetçilik çıkmaz sokak - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Milliyetçilik çıkmaz sokak

Milliyetçilik, insanların gözünü karartan ve bir adım önünü görmeyi engelleyen en önemli çıkmaz sokaktır. Bu çıkmaz sokak, toplumlara sadece felaket getirir.
Kıbrıs’ta yaşayan toplumlardan Rumlar ve Türkler bu milliyetçilik mikrobundan çok çektiler, çekmeye de devam edecekler.
Toplumsal gelişmenin temelinde akılcılık ve geleceği planlamak çok önemli bir yer tutar. Bu geleceği planlamak ise, ekonomik gelişmeyi planlamaktan başka bir şey değildir.
Kıbrıs Rumlarının Yunanistan ile bağlanma hayali, Türklerin ise Taksim hedefi, tüm Kıbrıs’a BÖLÜNME getirdi. Milliyetçilik, bölünüp parçalanma ve güç kaybetmeden başka hiçbir sonuca ulaşamadı.
Kıbrıs Türkleri 1963ten sonra, 1974’e kadar GETTO’larda yaşarken, varlıklarını sürdürmek için, daha eşitlikçi bir paylaşımı seçti. 1974 sonrasında ise kalan Rum mallarını ganimetleyerek, SERMAYE BİRİKİMİ yaratmaya çalıştı.
Ganimetle Sermaye birikimi yaratılırken, toplum, ne yazık ki, DÜNYADAN KOPARTILDI. Akıl yerine milliyetçi dürtüler alabildiğine kışkırtıldı.
Milliyetçi dürtülerin yanı sıra, “Türkiye versin, biz bölüştürelim” politikası uygulanarak, her alanda Türkiye’ye bağımlı bir yapı, bilinçli olarak oluşturuldu.
Üretimden kopartılan ve dünya ile bağları olmayan bu toplumda, bürokrasi sınıfı alabildiğine geliştirildi. Zorlukla yaratılan kaynaklar, bürokrasi mekanizmasının yaşayabilmesi için, bütçeye kaydırıldı.
AK PARTİ’nin iktidara gelişiyle birlikte, Türkiye dünya pazarında pay kapmak için, iç ve dış politikasını değiştirmeye ve uluslararası hukuk çizgisine gelmeye başladı. Bu politikayla birlikte, Türkiye’nin sorgusuz sualsiz, Kıbrıs’ın Kuzeyine para aktarma politikası da etkilendi.
Türkiye Kuzey Kıbrıs’a para gönderme yerine, protokollerle, Kıbrıs Türk ekonomisini yeni bir kalıba sokmayı hedefliyor.
Bu yeni ekonomik modelde, devlet yerine özel sektörü geliştirmek ve Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik kaynaklarını Türkiye Sermayesinin kontrolüne vermek var.
Türkiye’nin dayattığı bu yeni politika ile bürokrasi içinde, Türkiye aleyhtarlığı kışkırtılırken, PARA söz konusu oldu mu, yine de Türkiye göndersin, biz bölüştürelim zihniyeti devam etti.
Türkiye karşıtı politikalar, milliyetçi dürtülerle süslenerek topluma empoze edilmeye çalışılırken, ekonomik akıl da devre dışı bırakıldı.
Kıbrıs Türklerinin, dünya ile bütünleşmesi sağlanmadan, dış müdahaleler kaçınılmaz olarak devam edecektir. Tamamıyla KANUN DIŞI bir ortam içerisinde bulunan Kuzey Kıbrıs’ın bu ekonomik ve siyasi yapısını sürdürmesi kesinlikle mümkün değildir.
Milliyetçiliğin panzehiri ENTERNASYONALİZM’dir. Enternasyonalist dayanışmayı sağlayabilmek içinse, dünya ile bütünleşmeyi sağlamak gerekmektedir.
Dünya ile bütünleşme yolunda, Kıbrıs Rum tarafıyla, Türkiye ile Yunanistan ile de ekonomik ve siyasi alanda, akılcı bir şekilde BÜTÜNLEŞME kaçınılmazdır.
Türkiye’de elektrik 30 kr. civarında iken, siz, kendi eski teknolojiniz ayakta kalsın diye vatandaşlarınıza elektriği iki katı pahalıya satıyorsanız, bu BAĞNAZ MİLLİYETÇİLİK maskesiyle halkı kazıklamaktan başka bir şey değildir.
Kıbrıs Rumları kadar milliyetçilik mikrobuna bulaşmış başka bir toplum yoktur sanırım. Bu aşırı milliyetçi topluluk bile, MARİ’deki patlama sonrası, TANIMADIĞI Kuzey Kıbrıs’tan elektrik alma yoluna gitti. Akılcılık, o zor koşullarda, milliyetçilik mikrobunu yendi.
Kıbrıs Türkleri de akılcılığı seçerek, Türkiye’den en ucuz olacak şekilde ELEKTRİK GETİRME projesine sarılmalıdır. Önemli olan elektriğin gelmesi değil, ucuz elektrik girdisini sürdürecek politikaları ve işletme prensiplerini sağlamaktır.
Zaten bugün, AKSA ile Türkiye hükümeti yerine, Türkiye Şirketlerinden birine bağımlısınız. Üstelik bu şirkete, ürettiği elektrik için iki katı fazla para vermektesiniz. Aradaki fark kazıklanmaktan da başka bir şey değildir.
Sağ kesimin, çıkarlarının devamı niçin, MİLLİYEÇİLİK silahına sarılması anlaşılabilir.
Sol kesimin ise, Kıbrıs Türk Milliyetçiliğinin pratikteki bayraktarlığını anlamak mümkün değildir.
Sol kesim, üretimin alabildiğine gelişmesi ve çalışan insanların üretimden pay alabilmesinin yolunun KIBRISTA ÇÖZÜM ve ENTERNASYONALİST DAYANIŞMA olduğunu yeniden hatırlamalıdır.
Sol kesimin körü körüne bir Türkiye aleytarlığı yapma lüksü yoktur.
Üretimi büyütmek için, ekonomik kaynakların doğru bir şekilde kullanılması, ucuz enerji politikaları, dünya pazarı ile bütünleşme, dünya çalışanları ile enternasyonalist dayanışma, milliyetçiliğin her türü ile savaşma, SOL’un ana politikaları olarak yeniden ön plana geçirilmelidir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar