Loğoğlu, yazılı açıklamasında Kıbrıs konusundaki son günlerde yaşanan gelişmelere değindi.
TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Kıbrıs konusunda, "içeriği kamuoyuyla paylaşılmayan" bazı girişimlerde bulunduğunu ve temaslar yaptığını öne süren Loğoğlu, "Türk dış politikasını birçok noktada tehlikeli çıkmazlara sokan AKP iktidarının KKTC halkına ve ulusal Kıbrıs davamıza da zarar verebileceği kaygısını taşıdığımız için CHP olarak kendilerini uyarmak gereği doğmuştur" dedi..
Türk ve Rum tarafları arasında ekim ayı sonunda başlaması planlanan müzakerelerin önünün Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in önce bir ortak açıklama yapılması yolundaki ısrarı nedeniyle tıkandığını vurgulayan Loğoğlu, olası müzakerelerin hangi konuları kapsayacağı belirlenmiş olmasına rağmen, Rum tarafının ortak açıklamada kendi tezleri doğrultusunda "Tek Halk, Tek Devlet, Tek Egemenlik" esaslarına ve bunların bölünmezliğine yer verilmesini istediğini belirtti.
Türk tarafının, "egemenliğin iki eşit kurucu devletten kaynaklanacağı" ve "yetkilerin kurucu devletlere bırakılacağı" yolundaki taleplerinin, ortak açıklama metnine girmesini Rum tarafının engellemeye çalıştığını da belirten Loğoğlu, "Ortak açıklamanın Rum tarafının istekleri doğrultusunda kaleme alınması Kıbrıs Tük tarafının müzakere süreci bağlamındaki temel tezlerinden peşin olarak vazgeçtiği anlamına gelecektir. Diğer bir deyişle, Rum tarafı almak istediklerini ortak açıklama yoluyla daha müzakereler başlamadan almaya çalışmaktadır" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye ve KKTC'nin bu oyuna gelmemesi gerektiğini vurgulayan Loğoğlu, şunları kaydetti:
"Bugün ve yarın Atina ile KKTC'yi ziyaret edecek TC Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu'nun ortak açıklama konusunda Türkiye ve KKTC'nin hak ve çıkarlarını koruyacak ilkeli bir duruş sergilemesi ve kamuoyunu düzenli bir şekilde bilgilendirmesi ulusal davamız bakımından hayati önem taşımaktadır. AKP iktidarı, üzerindeki dış baskı ve telkinlere karşı direnmeli ve telafisi zor tavizler verilmesi için ortak açıklama olmadan da müzakerelere hazırız' diyen KKTC üzerinde baskı yapmaktan kesin olarak kaçınmalıdır.
Davutoğlu, Türkiye'nin ulusal çıkarlarını ve Kıbrıs Türk tarafının hak ve hukukunu gözetmeyen pazarlıklara girmeye asla yeltenmemelidir. Zira karşılığı ne olursa olsun, Kuzey Kıbrıs satılık bir arazi parçası değildir. Çıkmaza giren Türk dış politikasını Kıbrıs konusunda vereceği tek taraflı ağır tavizlerle kurtarabileceğini sanıyorsa, Sayın Davutoğlu hayatının en büyük yanılgısı içindedir."
