Leonardo da Vinci’nin eskizlerini Londra’ya kim taşıdı? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Leonardo da Vinci’nin eskizlerini Londra’ya kim taşıdı?

Bekir AzgınBekir Azgın

Bir süre önce İngiliz Kraliyet koleksiyonu arasında Leonardo da Vinci’nin 600 tane eskizi bulunduğunu ve bu eskizlerin çoğunlukla insan ve hayvan anatomisi ile ilgili olduğunu okumuştum. Bunların resmi fiyatı “Priceless” (paha biçilmez) olarak not edilmiş.

Hayret ettim. Kraliyet koleksiyonunda çok değerli eserlerin ve taşların bulunduğunu biliyorum ama da Vinci’nin 600 tane eskizinin bulunmuş olması beni çok şaşırttı.


Bu eskizler Mona Lisa gibi Fransa’da bulunsaydı anlayacağım. Fransa kralının daveti üzerine Paris’e gitmiş, orada yaşamış. İnsan eskizleri ya orada yapmış, ya da bir çantanın içinde taşıyıp oraya götürmüş diye düşünebilir.

Eskizler büyük eserlerin ön çalışmaları, taslaklarıydı. Bu taslakların bazılarında yazılar bulunur. Ne var ki bu yazıları senin, benim gibiler okuyamaz. Bir yazının aynada görülen şekliymiş gibi yazılmıştı. Bu ayna tekniğini bilmeyen biri, bunun içinden çıkamaz.

Bunu herhalde oradaki bilgilerin başkalarının eline geçmesini önlemek amacıyla yapıyordu. Ya kiliseden korkuyordu ya da kendisi için önemli olan bu bilgilere başkaları tarafından ulaşılmasını istemiyordu.

Kraliyet koleksiyonunda bulunan eskizlerin Kral II. Charles zamanında gittiği yazılıyordu ama nasıl gitmiş, bu taslakları kim toplamış, kim satın almış, kim taşımış gibi bilgiler hiçbir yerde yoktu. En azından ben bulamadım. Bilen varsa lütfen benim merakımı da gidersin.

Leonardo da Vinci 1519 yılında ölmüş, II. Charles (1630-1685) 1660 yılında tahta oturmuştu. Demek ki bu eskizler beş-altı kuşak süreyle bir yerlerde korunmuş ve torunlardan biri tarafından satılmıştı.

Charles kral olmadan önce Fransa’da sürgün hayatı yaşıyordu. İskoç kralı olarak Oliver Cromwell’e (1599-1658) karşı yürüttüğü savaşı kaybedince Fransa’ya sığınmıştı. Fransa’da sürgündeyken bu eserleri satın alacak parası olduğunu sanmıyorum.

1660 yılında kral olarak gelip tahta oturunca ilk yaptığı işlerden biri, hükümet üyelerini kendine bir eş bulmakla görevlendirmek oldu. Emir aşağı yukarı şöyle bir şeydi: “İngiltere’nin lehine olacak şeyler kazandıracak ve benim cebime bol miktarda para koyacak olan bir kraliçe adayı bulun.”

Bir sene sonra Portekiz’le bir anlaşma yapılır: “Fas’ta Tunca ve havalisi ile Hindistan’da o zamanki adı Bombay olan Mumbai ve havalisi İngiltere’ye verilecek. Ayrıca, Brezilya da dahil Portekiz sömürgeleri ile yapılacak olan ticarette İngiliz şirketleri bazı imtiyazlara sahip olacak. Kraliçe adayı Catherine of Braganza (Bragançalı Catherine; 1638-1705), drahoma olarak kralın cebine 2 milyon Portekiz Kron’u (300,000 Sterlin) koyacak. Buna karşılık, tehlike anlarında Portekiz, İngiliz donanmasından yararlanacak ve kraliçeye de Katolik ayinlerini yerine getirme özgürlüğü tanınacak.”

Gelin hanımın drahoması epey kabarıktı ama ufak tefek kusurlardan ari değildi: Boydan biraz eksikti, dünya güzeli değildi ve tek kelime İngilizce bilmiyordu. Kral bir arkadaşına yazdığı mektupta karısını şöyle tarif eder: “Pek güzel değil ama gözleri güzel.”

1662 yılında Catherine, maiyetiyle birlikte Portsmouth’a gelir ve orada kralın gelmesini beklemeye koyulurlar. Yolun uzun ve yorucu olduğunu bahane eden kral, Portsmouth’a gitme konusunda mızmızlanır. Ama bir hafta sonra o yolu tepmek zorunda kalır. Orada gizlice bir Katolik nikâhı kıyılır. Ne var ki Catherine bu arada hasta olmuş, ateşi yükselmiş ve halsiz düşmüştür. Krala ancak başıyla bir selâm verebilir.

Alay-ı valâyla Londra’ya girilir ve orada Anglikan törelerine uygun, şaşaalı bir düğün yapılır. Çok geçmeden kraliçe, güzel bazı ortakları olduğunu fark eder. Kraliçe olarak kendisine saygı gösterildiği sürece kralın metreslerine ses çıkarmayacağını söyler. Kral saygıda kusur etmez ve evlilik kralın ölümüne kadar sürer.

İngilizler kralın edepsizliklerine rağmen kraliçenin ona sonuna kadar sadık kalmasını takdir ederler. Ne var ki Katolik olması ve İngilizceyi bir türlü doğru dürüst öğrenememesi nedeniyle onu bir türlü sevemezler. Tarihte en sevilmeyen kraliçelerden biri olarak yerini alır.

Etrafındakilerden onu en çok beğenen ve seven kişi kayın validesi Henrietta Maria (1609-1669)idi. İngiltere kraliçesi olmadan önce Fransız prensesi olan Henrietta, bir mektubunda gelini için şunları yazar: “Sonsuz şefkat gördüğüm dünyanın en iyi yaratığıdır. Kralın onu çok sevdiğini görmek beni mutlu ediyor. O bir azizedir.”

Kralın onu ne kadar sevdiğini bilemeyiz. Ancak üç veya dört defa çocuk düşürmesini bahane eden ileri gelen asiller, tahta varis bırakacak bir kraliçeye ihtiyaçları olduğunu ve Catherine’i boşaması gerektiğini söyleyenlere kulak asmıyor ve onlara kraliçeye saygı göstermelerini telkin ediyordu.

Kraliçe ağır bir hastalık sırasında düşürdüğü çocuğu doğurduğunu sanır. Kendine gelince doğumu sorar. Kral “Evet, iki erkek, bir kız doğurdun” diyerek dalgasını geçer.

Kraliçe, politika işlerine karışmaz ama metreslerin ne denli etkili olduklarını bilmiyoruz. Ne var ki gözde Fransız metreslerinden Louise de Kéroualle’nin Fransız kralı XIV. Louis’in ajanı olduğunu biliyoruz. Kendine bu konuda verilen bilgilerden kralın umurunda olmaz ve Louise ile ilişkisini sürdürür.

Kral II. Charles’ın bazı kaynaklara göre 14, bazılarına göre 16 evlilik dışı çocuğu olmuştu. Bunların hiçbirini reddetmedi. Ancak bunlar evlilik dışı oldukları nedeniyle varis olup tahta oturamazlardı.

İleri gelen asillerin muhakkak bir varis istemelerinin esas nedeni Charles’ın kardeşi II. James’in (1633-1701) kral olmasını istememeleriydi çünkü o Katolik’ti. Nitekim korktukları başlarına geldi ve 1685 yılında Charles ölünce kardeşi kral oldu.

Catherine’in adı bugün İngiltere’de anılıyorsa İngilizlerin çay sevgisinden kaynaklanıyor. Çayı İngiltere’ye ilk getiren ve çay partileri vererek onu tanıtıp sevdiren kişi kraliçe Catherine idi.

Benim Tahminime göre, Leonardo da Vinci’nin eskizlerini de İngiltere’ye gelmelerine aracı olan da Catherine idi. Ya doğrudan kendisi satın aldı ya da krala bulunduğu telkinler sonucu onun bu koleksiyonu satın almasında rol oynamıştır. Charles karısına bu türden sürprizler yapmayı severdi. Bir keresinde, istediği zaman Portekiz’e ailesini görmeye gitmesi için ona bir yat hediye etmişti.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar