KUTLU ADALI - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

KUTLU ADALI

Ahmet OkanAhmet Okan

“Eğer kimliği, kişiliği, her şeyi elinden alınmış bir toplum durumuna düşmüşsek ve hiçbir tepki göstermemişsek, vatansever solcuları, aydınları, yazarları, öğretmenleri, sendika yöneticilerini, işçileri hain gözlerle görmüşsek, seçimlerde oyumuzu yanlış politikacılara vermişsek, başımıza her şey gelecektir. Boyun eğdiğimiz, sindiğimiz sürece eriyip yok olmamız kaçınılmadır…”


O kaçınılmaz süreç Kutlu Adalı’nın 1996 yılında Yenidüzen gazetesinde yazdığı son yazısından önce başlamıştı.

Adalı bu tehlikeye dikkat çekiyordu.

Yukarıdaki satırlar da son yazısından alınmıştır.

St. Barnabas baskını ile birlikte kaleme aldığı yazılardan “derin devlet” kendisine görev çıkarmıştı.

Bu görev onu imha etmekti…

O gün bugündür susanlar şimdi elle tutulur, gözle görülür daha büyük ve daha derin iddialarla karşılaşıyorlar.

Bir “suç örgütü lideri” yurdundan kaçıyor ve kendine göre bir hesaplaşmanın içine giriyor.

Bu çerçevede videolar yayınlıyor, bir takım iddialar ortaya atıyor.

Bir konuşmasında Kutlu Adalı olayı ile ilgili açıklamalar yapacağını duyuran bu “lider”, dünkü açıklamalarında dosyayı açıyor.

Ortaya koyduğu iddialar çerçevesinde Kutlu Adalı cinayetinde kimlerin rol aldığını isim vererek açıklıyor.

Çok mu sürpriz oldu?

Derincilerin burada fink attığı ve Adalı’nın bu çerçevede canına kıyıldığı bilinmiyor muydu?

Uğur Mumcu’nun hangi karanlık çevreler tarafından katledildiği ne kadar biliniyorsaydı, Adalı’nın da o kadar biliniyordu…

Uyuşturucu ve cinayet hikayeleri ile dolu bu iddialar Türkiye’de imamlar iktidarı tarafından suskunlukla izleniyor.

Burada da aynı suskunluk sürüyor.

Ne ilgili hukuk dairelerinden, ne hükümetten ses var!

58’lerden beri böyle oldu.

Ayhan Hikmetler, Muzaffer Gürkanlar ve niceleri vatan millet adına öldürüldüler.

Kutlu Adalı’nın da katli bu çerçevede işlendi.

Öyle bir işlendi ki halkın onca tepkisine rağmen tepeden tırnağa bütün yetkililer suskunluğa gömüldü.

O gün bugündür konuya uzağından bile yanaşan yok…

“Eğer kimliği, kişiliği, her şeyi elinden alınmış bir toplum durumuna düşmüşsek…” diyerek devam ediyordu Adalı.

Ne yazık ki o duruma düşülmüştür.

Bu durumdan nasıl çıkılacak?

Bütün mesele bu…

Bugün oldu adaya gelenler beğenmedikleri muhalefet çevrelerini “Rumculuk”la, hainlikle suçlamaktan geri durmuyorlar.

Kutlu Adalı da memleketi Rum’a satacaktı!

Derincilerle devlet ağzının bir olması bir rastlantı mı?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar