Küresel İklim Değişikliği ve İnsan - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Poli

Küresel İklim Değişikliği ve İnsan

“Küresel ısınma” son birkaç on yılda dünya gündeminde olan ve insanları oldukça korkutan bir olgudur. Buzulların erimesini simgeleyen tek bir buzul parçası üstünde kalmış kutup ayısı, herkesin aklının bir köşesinde vardır. Aslında küresel ısınma sadece bir sonuç. Asıl gerçekleşen şey küresel iklim değişikliğidir. Küresel ısınma, küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki nedir bu küresel iklim değişikliği? Gerçekten korkmamız gereken bir şey mi? Yoksa medyanın üzerimizde baskı kurmak için uyguladığı senaryolardan biri mi? “The Day After Tomorrow” filmindeki gibi medeniyetimiz bir anda dev tsunami dalgaları içerisinde yok olup sonsuz bir buzul katmanı altına gömülebilir mi? Gelin bu yazı dizisinde bunları değerlendirelim ve bunun sonucuna siz karar verin.

Barış Hiçsönmez

Küresel iklim değişikliği, 4,7 milyar yıldır yaşayan dünyamızın her zaman gündeminde olmuştur. Bu kavram, teknolojinin büyük bir atılım yaptığı son yüzyılda ya da sadece insanlığın faktörü ile ortaya çıkmış değildir. Son buzul maksimumu bundan yaklaşık 21 bin yıl önce yaşanmıştır ve bölgemizdeki etkileri 14 bin yıl öncesine kadar da devam etmiştir. Yani, Dünya aslında son 10 bin yıldır zaten ısınmaktaydı. İklim yumuşamış, buzullar geri çekilmiş, toprak ile güneş buluşmuş, insanoğlu avcı-toplayıcı yaşamdan tarımsal yaşama geçiş yapmış ve günümüz medeniyetimizin temelleri atılmıştır. Buraya kadar  küresel ısınma ile kendini gösteren küresel iklim değişikliğinin aslında insanoğlunun yerleşik hayata geçip teknoloji, sanat, kültür, medeniyet gibi olguların geliştirmesinin en önemli faktörlerinden biri olduğunu görüyoruz. Peki, bundan sonrası için küresel ısınma neden bizim için korkutucu bir kavram olmalı? Gelecekte insanlığı nasıl bir doğal ortam bekliyor? Söylendiği gibi deprem, sel, tsunami, volkanik aktiviteler gibi doğal afetler insanlığı tehdit edecek mi? Bunu yorumlayabilmek için önce bir iklim faktörlerini değerlendirelim.


 

Güneş, yaşam ve asıl enerji kaynağımız olan, güneş sisteminin ortasındaki orta büyüklükteki bir yıldızdır. Dünya üzerindeki yaşam, güneş enerjisine direkt olarak bağlıdır. Güneşin ışıma gücünü etkileyen en önemli faktörün Güneş’in üzerinde oluşan lekeler olduğu düşünülmektedir. Alttaki grafik, bize son 400 yıldaki güneş lekelerinin sayısı ile ortalama sıcaklık değişikliklerini göstermektedir. Güneş lekelerinin çok azaldığı, “Küçük buz çağı” denilen bir dönem vardır. Yaklaşık 1645’de başlayan bu dönem 1715’e kadar sürmüş, bu döneme Maunder Minimum’u adı verilmiştir. Bir diğer derinlik de 1800’lü yıllarda görülen Dalton Minimum’udur. Napolyon’un 1812’de Ruslara değil soğuk kışa yenildiği yıl.

Güneş lekelerinin sayısının birkaç on yıllık periyotlarda iklim üzerinde etkileri bulunmaktadır. Ancak, Dünyamızda geçmiş jeolojik devirlerdeki toplu yok olmalara da neden olan; iklim, kıta hareketleri,okyanus akıntıları gibi pek çok şeyi etkileyen en önemli unsurlardan biri de Milankovitch döngüleri denilen dünyanın yörüngesel hareketleridir. Gelin lisedeki coğrafya bilgilerimizi  zorlayarak Dünyanın hareketlerini hatırlamaya çalışalım. Dünya 24 saatlik periyotlar ile kendi ekseni etrafında döner, bunu da gece ile gündüz olarak her gün yaşarız. Diğer bir hareket neydi, 365 gün 6 saat süren dünyanın güneş etrafındaki 1 turu. Bunu da mevsim geçişleri olarak hissetmekteyiz. Şimdi gelin, Dünyamızın çok şaşırtan  diğer yörünge hareketlerine bakalım.

 

Yukarıda  Dünya’nın Güneş etrafında 365 gün 6 saat süren periyotlarda döndüğünden bahsettik. Bu yörüngesel hareket hepimizin bildiği gibi elips şeklindedir. Peki bu hep böyle miydi? Aşağıdaki iki şekilde, sağda olan bugünkü elips şeklini temsil ediyor. Ancak 100 bin yıl periyotlar ile, Jüpiter ve Satürn’ün yer çekimsel etkileri nedeni ile eliptik yörünge yerini dairesel bir harekete bırakmaktadır. Bu Milankovitch döngülerinin ilkidir.

Mevsimler… İlk bahar uyanışı, yaz neşeyi, son bahar hüznü, kış ise ölümü çağrıştırır insanoğluna. Coğrafya derslerinden hatırladığımız üzere mevsimler Dünyanın yaklaşık 23,5⁰’lik bir eksen eğikliğine sahip olması nedeni ile var olmakdadır. Peki, bu eksen eğikliği sabit midir? Evet, bildiniz. Aşağıdaki şekilde görüldüğü üzere bu açı 41 bin yıllık periyotlarla değişmektedir. Bu hareket şu anda 22,1⁰’ye doğru yani minimum değere doğru ilerlemektedir. Bu noktaya ise yaklaşık 9800 yıl sonra ulaşacak.

Böylece kutuplar daha az güneş alacak ve bu da küresel bir soğumaya yol açacaktır.

Çocukken hepimiz bir şekilde topaçlarla oynamışızdır. Bir topacı ilk çevirdiğimizde dönüş hızından dolayı dimdik döner. Ancak hızı azaldıkça yalpalamaya başlar ve sonunda da devrilir. Buna neden olan etken yer çekimidir. Benzer şekilde dünya da bir topaç gibi kendi etrafında döndüğüne göre yalpalıyor mu yoksa? Ay ve Güneş’in etkileri ile Dünyamız adeta hızı azalmış bir topaç gibi yalpalamaktadır. Aşağıdaki şekilde görülen bu yalpa hareketi 25 bin yıllık periyotlarda sürmektedir. Bu şu anlama geliyor, bundan 14 bin yıl sonra kuzey yarım kürede yaşayanlar, yani bizler, Ocak ayında yaz mevsimini yaşıyor ve denize giriyor olacaktık. Evet, tıpkı Avustralyalılar gibi. Polaris olarak bilinen kutup yıldızımız da artık bize kuzeyi gösterir durumda olmayacak, Polaris yerine kuzeyi bize artık Vega yıldızı gösterecek. Evet, zavallı Dünyamızın dış güçlerin etkisi ile çekmediği kalmamış adeta.

 

Buraya kadar Dünya’nın iklim düzenleyici hareketlerine kısaca değindik. Bu hareketlerin gerek tek başına gerekse de üst üste çakışmaları ile Dünyamız uzun ve kısa süreli sayısız küresel ısınma ve soğuma yaşamış, mevsimler kaymış, bunun neticesinde Dünyada yaşamış olan gelmiş geçmiş canlılar üzerinde çok dramatik etkiler yaratmıştır. Dünyanın jeolojik tarihinde pek çok toplu yok olmalar meydana gelmiş, bir döneme damgasını vuran canlılar dünya üzerinden sonsuza dek silinmiş ve yerini başka türlere bırakmıştır. Dünya üzerinde yaşamış ve yok olmuş eski canlıları, onların yaşama ortamlarını ve neden yok olduklarını daha sonraki yazı dizilerimizde ele alabiliriz.

Buraya kadar insan kaynaklı küresel iklim değişikliğinin yanı sıra doğanın da kendi yöntemlerini kullanarak, insana hiç ihtiyaç duymadan iklimleri değiştirme yeteneğine sahip olduğunu görüyoruz. Gelecek yazı dizimizde Dünyanın geçmiş iklimlerine bir göz atalım, günümüzü değerlendirelim ve gelecekte neler olabileceğine dair tahminler yürütmeye çalışalım.

 

Kaynaklar

https://en.wikipedia.org/wiki/Milankovitch_cycles (görsel kaynaklar)

Tubitak Yeni Ufuklara, Bilim ve Teknik Şubat 2007 ücretsiz eki. Prof. Dr. Vural Altın.

Çiner A., Sarıkaya M.A. Buzullar ve İklim Değişikliği (2012).

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar