Kundura meselesi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Kundura meselesi

Ahmet OkanAhmet Okan

Eskiden en güçlü örgütlenmelerden biri kunduracılardı.

Ortalık kunduracı doluydu.


Her köşe başında neredeyse bir kunduracı vardı.

Ama sorunları da mevcuttu.

Hatta milli meseleler ta kunduracılara kadar gelip dayanıyordu…

1959 yılının Kasım ayında yayınlanan gazeteleri “milli” bir nedenle kunduracıların bir haberi süsler.

Kunduracılar toplanır.

İstedikleri şey, dışarıdan kundura gelmesin.

23 Kasım günü yayınlanan gazetelerde iki fotoğraf yer alır.

Bu fotoğraflar kunduracıların toplantısını yansıtmakta.

Toplantıya federasyonun başkan ile sekreteri dahil önemli çevreler de katılır ve kunduracıların şikayetleri dinlenir.

Fotoğrafın birinde resmi zevat, diğerinde de endişeli yüzlerle kunduracılar var.

Aslında dönem Türk’ten Türk’e Kampanyası’nın yürütüldüğü dönemdir.

Henüz cumhuriyet kurulmadı ama eli kulağında.

Türk’ten Türk’e işlerini de kimin nesi kimin fesi olduğu bilinmeyen bilmem ne Hordan diye biri yürütüyor, kimi söylentilere göre de paraları götürüyordu.

Anlayacağınız, ayrılık gayrılık üzerine şekillenen Türklük şuuru, kunduracıları da şekillendiriyordu.

Madem her şey Türk’ten Türk’e olacaktı, kunduralar da böyle olmalı, dışarıdan kundura getirilmesi yasaklanmalıydı.

Milli bir istekti bu.

Ve kunduracıların bu milli isteği sempati ile karşılanıyordu o toplantıda…

Dönemin ruh hali şuydu:

Madem iş adamları ayrılmıştı,

Belediyeler ayrılacaktı,

İşçiler çiftçiler, belirli zanaat örgütleri ayrılmıştı,

Hatta kunduracılar da ayrılmıştı,

O halde kunduralar da ayrılmalı,

Kunduralar da Türk malı olmalı,

Kundura meselesi çözülmeliydi…

Doğrusu çok iyi kundura ustaları vardı ve kunduracılık zanaatı daha uzun yıllar el emeği göz nuruyla yaşmaya devam edecekti.

Öyle ki, Cem Karaca adaya ilk gelişinde kovboyvari çizmelerini eski Cemaat Meclisi binaları altındaki Paris Kunduraevi’nde yaptıracaktı.

Kunduracılıkta nam salmış kunduracılar vardı memlekette.

Bunlardan birinin de mitinglerin en önünde Atatürk giysileri içinde bayrak taşıyan Ahmet Rasim’in olduğu anlatılır.

Kim olduğunu şu anda hatırlamıyorum ama Atatürk’e Kıbrıslı bir kunduracının çizme yaptığı söylenir doğru yalan…

Sözünü ettiğimiz toplantıda kunduracıların asabi oldukları yüzlerinden belliydi; yabancı kunduraya karşıydılar.

Ateşli konuşmalar karşısında yatıştırılırlar.

İstekleri makul ve milliydi.

Kunduracılar kendi geleceklerini belirlemek için dışarıdan kundura getirilmesinin yasaklanmasını istiyorlardı.

Madem her şey Türk malı olacaktı, kunduralar da olmalıydı.

Yabancı kunduraların yasaklanması isteğine hem kunduracı işverenler, hem kundura satıcıları, hem de kundura işçileri destek veriyorlardı.

Yani herkes hem fikirdi.

Siyaset de bu isteği oldukça makul bulmuş, mesele dönemin toplum lideri ile müzakere edilmeye bırakılmıştı.

Önemli ve milli bir mesele olduğu için…

Günümüzde o kunduracılar kalmadı; meslekleri tükendi.

Kalmadıkları için örgütleri de yok.

Türk kundurası da yok hepsi yabancı ve genellikle İtalyan…

Venedikliler bir zamanlar bu adada yenilmişler ve şapkalarını alıp gitmişlerdi.

Şapka Devrimi’nde şapka olarak geri gelmişlerdi.

Kunduraları da hâlâ burada…

Diyeceğim,

Çok güzel, anlamlı ve milli günlerden geçmişti bu ahali.

Kıymeti biçilmez…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar