Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Trafik Dairesi ile Polis işbirliğinde trafikte, kaçak ve korsan taşımacılık, kiralık araç denetimleri yoğun bir şekilde devam ediyor.
Alışılmışın dışında denetimler bunlar…
Biz buralardan, “denetim yapın” dedikçe, görmezden gelinirdi eskiden.
Oysa hepimiz de biliyoruz ki, trafik kazalarını azaltan en önemli etken, polisin görünür olması. Çünkü yaşadıkları yeri dağbaşı sananlar çoğaldı…
Sonra, bu denetimlerde artık uyuşturucu zanlıları da, kaçaklar da yakalanıyor.
Kaçak çalışan işçiler, kaçak çalıştırılan ticari araçlar, ehliyeti olmayanlar…
Denetimlerin sıklaşması başlı başına bir olay da, haberin sonunu okuyunca, “işte budur” dedim kendi kendime…
Yakalananlara sadece ceza kesmekle kalınmayacakmış. İşletme izninin iptali için de çalışma başlatılmış. İşte asıl caydırıcı olan bu olacak…
Çünkü bu gibi durumlarda asıl suçlu işletmeci ve en ağır cezayı da onun alması gerekli.
Kaçak çalıştıran da o, kaçak iş yapan da…
Kesilen cezaların miktarı suç işleyen işverene vız geliyor. Çünkü komik… Adamın kaçaktan kazandığının yanında hiç…
Şimdi işletme iznini de elinden alınca bakalım devam edebilecek mi…
Bu otoritedir…
Devlet bir düzenin, bir otoritenin simgesi olmalıdır…
40 yılda öyle bir hale geldik ki, o otorite varla yok arasındaydı neredeyse.
İsteyen istediğini yapar hale gelmişti. Biliyorlardı ki, birincisi doğru dürüst denetim olmayacak… İkincisi, nasıl olsa bir eş, dost ahbap bulup, cezayı sildirecekler…
Görmek istediğimiz budur.
O çalışmanın bir an önce bittiğini, bu garibanları yok paraya, kaçak, külüstür araçların başına, izinsiz, yasa dışı bir şekilde oturtanın en ağır cezayı aldığını görmek istiyoruz….
Devletin elinde her türlü olanak var sorunları çözmek için. Yasalar bu yetkiyi veriyor.
Olmayan, otorite, olmayan niyetti bugüne kadar…
STERLİN 6’YI GÖRDÜ…
Artık bu noktadan sonra, memlekette yer yerinden oynasa kimsenin umuru değil.
İnsanın içinden tek satır yazmak gelmiyor.
Hele olur olmaz çekişmeler, yarışlar, kavgalar, dövüşler, şovlar, öyle can sıkıyor ki…
İnsanlar bir yılda yüzde 30’un üstünde fakirleştiler.
Evlere giren para enflasyonla birlikte neredeyse yarı yarıya azaldı.
Nenem “asılmışların evinde ipten söz edilmez” derdi…
Şimdi bunları yaşayan insanların gözüne, sanki hiç bir şey yokmuş gibi, gündelik safsataları sokmak zoruma gidiyor…
Nereye kadar dayanacağız…
Bu depremin artçıları neler olacak…
Korkuyorum…
Şu iki yıldır, ama özellikle de son 6 aydır yaşadıklarımız gibi ani çöküşler ve ekonomik krizler, ahlaki çöküntüyü de beraberinde getirir, biliyorum.
Suç oranları, psikolojik sorunlar, boşanmalar, sağlık sorunları artacak…
Ne kötü…
Yapılabilecek hiç bir şey yok…
YERİN KULAĞI VAR
SAĞDUYU:
Haaretz Gazetesi, günümüzün en zorba, en yayılmacı, ırkçı devleti haline gelen İsrail’in, sayıları çok az “sağduyulu” gazetelerinden. İçinde Filistin’le barış savunucusu yazarları barındırıyor. Haaretz “Kan banyosunu durdurun” başlıklı başyazısında, hükümetini ateş kese çağırıyor ve tabloyu şöyle tarif ediyor; “Tellerin iki yanında aynı yaşta insanlar var. İsrail askerleri silahlı, tehlikede yaşamıyorlar, hiç biri de yaralanmıyor. Bu gençler özgür, kendi ülkesinin vatandaşı, gelecekleri hazır önlerinde… Gazzeliler ise genelde silahsız, korumasız, çoğu işsiz, kuşatılmışlık sürdüğü sürece umutsuz. Tellere kadar gelip ağlıyor, umutsuzluklarını haykırıyorlar”…
DAHA ISINAMADAN:
UBP milletvekili Aytaç Çaluda daha koltuğu ısıtmadan dokunulmazlığının kaldırılması tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü sırasında hakkındaki iddialarla ilgili olarak Başsavcılığın, Çaluda’nın dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis’e rapor sunduğu iddia ediliyor. Meclis’te oluşturulacak Komite Çaluda hakkındaki iddiaları yeterli bulursa dokunulmazlığının kaldırılması gündeme gelebilir. Sizin anlayacağınız vekllik serüveni başlamadan sona erebilir…
YAP BOZ TAHTASI:
Kıbrıs Postası’nda yer alan habere göre hükümet, iptal ettiği 175 vatandaşlık konusunda geri adım atmış ve bazı “vatandaşlık iptallerini iptal” etmiş. İçişleri Bakanı avukat, Başbakan ve Başbakan Yardımcısı hukukçu. Bu iptalleri yaparken en başından böyle bir yanlışa düşebileceklerini hiç mi hesaplamadılar. Eğer doğruysa, olmadı beyler, hanımlar…
BATAN GEMİNİN MALLARI:
Siyasete meze edilerek batırılan KTHY’ye ait binaların fiyatlarında indirime gidildi. Daha önce 5 milyon Sterlin taban fiyatla ihaleye çıkılan bina için hiç talep gelmeyince, 250 bin sterlinlik düşüş yapılarak 4 milyon 750’a çekildi. Zaten ilk ihaleye hiçbir müracaat yapılmamasının nedeni de buydu. Kurtlar, fiyatı daha da aşağılara çektirmek için yine teklif vermeyebilirler. Daha önce de yazmıştım, benim gönlüm bu binaları, her ay binlerce sterlin kira parası ödeyen devletin almasından yana…
VATANDAŞ ENAYİ DEĞİL:
Gazetelerde bir haber; “Londra Yolcusu Larnaka’ya Kaydı” diye. Eee, ne yapacaklardı yani. Göz göre göre, hem de eziyet çekerek “kazıklanmayı” kim ister. Larnaka’dan uçmak hem çok daha ucuz, hem de saatlerce uçak içerisinde bekleme derdi yok. Güneyden gitme imkanı olanlar tamam da, gidemeyenler elinde pala müşteri bekleyen havayollarının insafına kalıyor…
HEM PAHALI, HEM BULUNMUYOR:
Dövizdeki artış ilacı da vurdu. Birçok hasta ilaç fiyatlarının azami zamlanmasına tepki gösterirken, diğer yandan sağlıkları için almak zorunda oldukları birçok ilacı bulamadıklarından şikayetçi. Hastalar, “Pahalı da olsa boğazımızdan kesip sağlığımız için almak zorundayız ama, ihtiyacımız olan birçok ilacı bulmakta zorlanıyoruz” diye şikayet ediyorlar…
YANDI KETEN HELVA:
Döviz rekor üstüne rekor kırıyor. Sterlin 6 TL’yi geçti. Olan da bize oluyor. Hükümet güya dövizle ilgili bazı kararlar aldı almasına da, vatandaşın derdine derman olmadı. Kendi kendimizi kandırıyoruz işte. Kendi parası olmayan, dövize karşı müdahele imkanı olmayan bir ülkede siz önlem alsanız ne olur. Seçim olacak denir yükselir, Erdoğan konuşur yükselir, İsrail Filistini vurur yükselir. Ne yazık ki yıllardır bu ceza bize kesiliyor ve bizler de kuzu kuzu ödüyoruz…
ZİRVEDEKİLER
Cenk Mutluyakalı (Yenidüzen) : “Türkiye’de konut kredi fazileri % 1’in altına düşürüldü… Ve aynı bankalar Kıbrıs’ta bunu uygulamadı. Faiz yükseldi mi geliyor, indirim olunca bize uğramıyor ! Peki bu nasıl oluyor..? BANKA aynı banka! Bir de hani ‘et’le ‘tırnak’…”
DİPTEKİLER
Bu Ülke Bana Yabancı Geliyor Artık: Son dönemde çok sık düşündüğüm bir gerçek var; bu ülke bize yabancılaştı, biz de kendi ülkemize yabancılaştık… Yahu ne demek, belediyenin arıtma tesisinin üstündeki alüminyumların çalınması… Bu nedir artık… Tanımıyorum artık bu ülkeyi ben. Anlamakta zorluk çekiyorum. Ve “nereye kadar” diye de endişe ediyorum. Sadece adı kaldı eskilerden “Kıbrıs”… O da toprak parçasının adı sadece…
