Rum hükümeti Güvenlik Konseyi’nin, Kıbrıs’ta görev yapan BM Barış Gücü’nün görev süresini uzatan kararını memnuniyetle karşıladı. Siyasi partiler de raporu olumlu buldu
Rum hükümetinin, Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün görev süresinin alt ay yenilenmesine ilişkin Güvenlik Konseyi raporundan memnun kaldığı bildirildi.
Fileleftheros gazetesine göre Rum hükümeti, rapor metninde Kıbrıs meselesine ilişkin önemli ifadelerin yer aldığına işaret ederek, bu konudaki memnuniyetini dile getirdi.
Konuyu yorumlayan Rum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu, bir gazetecinin, raporun, engellerle karşılaşılarak onaylandığına dair yorumu üzerine, BM düzeyindeki genel düşüncelerden dolayı var olan sorunların farkında olduklarını, ancak, değişikliklere ilişkin planlamalara rağmen, önümüzdeki süre için UNFICYP’in işleyişinin onaylandığını belirtti.
İlgili metinde Kıbrıs meselesine ilişkin, gerek –bazı kişiler tarafından şüpheyle karşılandığını duydukları- Kıbrıs sorununun üzerinde anlaşmaya varılmış çerçevesi, gerekse “Kıbrıs Cumhuriyeti” ve egemenliğine ilişkin önemli ifadeler bulunduğunu savunan Prodromu, BM Genel Sekreteri’nin geçmişte söylediği gibi nüfusuna göre en büyük askeri yoğunlaşmanın görüldüğü bir ülkede, Barış Gücü’nün çok önemli bir rol oynadığını söyledi.
“İşgal altında bulunan bir ülkeden söz ettiğimize göre UNFICYP’in misyonuna devam edebilmesi çok önemlidir” iddiasında bulunan Prodromu, bu misyonun, istikrar koşullarının muhafaza edilmesi için değerli olduğunu ileri sürdü.
Siyasi partiler raporu olumlu buldu
Rum siyasi partiler de yaptıkları açıklamalarla raporun onaylanmasını olumlu bulduklarını dile getirdiler.
Habere göre DİSİ, Genel Sekreter’in ve geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un görüşmelerine ilişkin inisiyatifine işaret ederek, UNFICYP’in varlığının gerekli olduğu değerlendirmesinde bulundu.
DİSİ, hedeflerinin, bütünlüklü çözüme ulaşılması için, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Lute’a söylediği gibi, görüşmelerin, Crans-Montana’da kaldığı yerden, Guterres çerçevesi temelinde yeniden başlaması olduğunu ifade etti.
AKEL, Güvenlik Konseyi’nin UNFICYP’in görev süresinin yenilenmesine ilişkin kararının, büyük oranda öncekiyle ayını şekilde olduğunu belirtti.
Barış Gücü’nün varlığının, Kıbrıs sorunuyla ilişkilendirilmesinden kaçınıldığını belirten AKEL, bu yöndeki, ABD liderliğindeki ısrarlı çaba göz önünde bulundurulduğunda, tehlikenin sürdüğünü savundu.
DİKO, UNFICYP’in görev şartlarında bir değişiklik olmamasının, olumlu bir olay olduğunu belirtti.
BM’nin ekonomik durumu nedeniyle UNFICYP’in görev şartlarının gelecekte değiştirilmesi yönünde pencerenin açık olduğunu savunarak, bunun, Kıbrıs Rum tarafına Kıbrıs sorunuyla ilgili baskı unsuru olarak kullanılabileceğini savunan DİKO, tetikte olmaları gerektiğini öne sürdü.
EDEK, UNFICYP’in kalması konusunun, “devam eden yasa dışı işgal” ve Kıbrıs sorununa çözüm bulunmamasıyla doğrudan ilişkisinin olduğunu ve böyle göğüslenmesi gerektiğini iddia etti.
BM’nin, “kışkırtıcı Türk tezleri ve kendi taraflarının geri adım attığı tezleri” arasında arabuluculuk yapmaması gerektiğini savunan EDEK, BM anlaşması, uluslararası hukuk ve Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarını uygulamaya özen göstermesini istedi.
Ekologlar ise en kötüden kaçınıldığını, ancak tehlikenin sürdüğünü savundu.