Dış ticaret dengesi ihracat ve ithalat değerleri arasındaki farkı temsil eder. Yani gümrüklerden geçen malların ithalat ve ihracat tutarları arasındaki farkı temsil etmektedir. Eğer ithalat ihracattan fazla ise dış ticaret açığı meydana gelir. Dış ticaret dengesi ödemeler dengesinin en mühim alt dengesini meydana getiren cari denge kapsamındadır.
Temel’de ihracat ve ithalat değerlerinin birbirine eşit olması dış ticaret dengesini oluşturur.
![](https://www.havadiskibris.com/wp-content/uploads/2023/09/728x90-1.gif")
İthalatın ihracattan yüksek olması yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde olduğu gibi dış ticaret açığını oluşturmaktadır ve bu açığın kapanabilmesi için bir başka kaynaktan paranın bulunması gerekmektedir. Aynı zamanda yaptığınız ticari münasebetler bu anlamda sizin aleyhinize gerçekleşmektedir. Siz dışa 2 satarken dıştan 5 alıyorsunuz ve dışa 3 borcunuz kalıyor ve onu bir şekilde kapatmak zorundasınız.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 2022 yılı dış ticaret açığı tarihinin en yüksek düzeyine 2 milyar 111 milyon dolara ulaştı. Bir önceki yıla oranla %46,3 artış oldu. KKTC MB Bültenine göre ihracatın ithalatı karşılama oranına baktığımızda ciddi bir düşüşle %5,8 oldu. 2006-2010 yılları arasında bu oran %5 seviyesindeydi. Yani geçmiş yıllara geri dönmüş bulunuyoruz. 2022 yılında toplam ithalatımızın %69’u Türkiye’den yapılmıştır. İhracatımız içinde Türkiye önemli bir paya sahipken ihraç ürünümüzün yeterli olmaması ve/veya ürettiğimizi satamamamızdan dolayı ithalat ve ihracat arasında Türkiye ana pazar olduğuna göre ciddi bir fark doğmaktadır ve dış ticaret açığının çok büyük bir oranı Türkiye payıdır. Bu şu demektir, biz KKTC olarak Türkiye’ye satıp aldığımız ihracat gelirinden çok daha fazla ithalat vasıtasıyla oraya gönderiyoruz. Peki nerden bulup gönderiyoruz sorusu önemli büyük oranda hizmet satışlarından KKTC’nin tam bir tüketim adası olduğu artan nüfus yapısının üretime gitmediği ve tüketimi daha da artırdığı gözlemlemekte ülke ekonomisinin verimsiz çalıştığı sonucu her geçen sene açıklanan verilerden anlaşılmaktadır. Küresel sistem büyürken kişi başı milli gelir yükselirken biz üretmeden tüketiyoeuz.
